"Ölümünün 19. Yılında Uğur Mumcu'ya Saygı ve Faili Meçhuller" Paneli
Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Susurluk komisyonunda görev yaptıkları süreçte dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve Veli Küçük'ün ifade vermesi yönünde karar almalarına karşın, bunun gerçekleşmediğini belirtti.
Eski Kültür Bakanı ve Susurluk Araştırma Komisyonu üyesi Fikri Sağlar, komisyon olarak görev yaptıkları süreçte dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve Veli Küçük'ün ifade vermesi yönünde karar almalarına karşın, bunun gerçekleşmediğini belirterek "Eğer Çiller ve Küçük komisyonumuza ifade vermiş olsalardı bir çok bilgiye ulaşılırdı." dedi.
Hacıbektaş Veli Kültür Derneği tarafından Hacıbektaş Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Ölümünün 19. Yılında Uğur Mumcu'ya Saygı ve Faili Meçhuller" konulu panele konuşmacı olarak katılan Eski Kültür Bakanı ve Susurluk Araştırma Komisyonu Üyesi Fikri Sağlar, gerçekte faili meçhul cinayetlerin tamamının failinin belli olduğunu ileri sürdü. Komisyon çalışmalarına ilişkin bilgiler de aktaran Sağlar, komisyon olarak dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve o dönemde Kocaeli Jandarma Bölge Komutanı olan Veli Küçük'ün komisyona gelerek ifade vermesi yönündeki aldıkları kararın uygulanamadığını belirtti.
Sağlar, "Komisyon olarak Tansu Çiller ve Veli Küçük'ün komisyonumuza gelerek ifade vermesi yönünde bir karar aldık. Daha sonra komisyona bir baskı oluştu. Baskının nerden geldiğini bilmiyorum ama Çiller ve Küçük 'ün ifade vermesine ilişkin kararın değiştirilmesi doğrultusunda bir baskıydı, biliyorum. Çiller, hükümeti bozma baskısıyla o karardan vazgeçilmesini istedi. İktidar partisinin milletvekilleri, karardan dönülmesi doğrultusunda tarihe yazılacak olan bu faaliyeti ile belki genel başkanlarına tamam dediler ama komisyonda tamam diyemediler. Hepsi sıkıntı içerisine girdi. Sayın Elkatmış kendi üzerine tüm sorumlulukları aldı. Sonunda Sayın Elkatmış' ın oy kullanmadığı bir müzakere yapıldı ve diğer komisyon üyesi arkadaşların da oyu ile Çiller'in komisyona gelmesinden vazgeçildi. Tansu Çiller ve Veli Küçük komisyona gelmiş olsa idi, biz komisyon olarak Güneydoğu'da çalışma olanağı bulmuş olsa idik, çok şey bulurduk" dedi.
"DEVLET SIRRI İFADESİ NET OLARAK İZAH EDİLMELİ"
TBMM tarafından kurulan ve görevi sona eren Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı ve eski Nevşehir AK Parti Milletvekili Mehmet Elkatmış ise, faili meçhullerin çözülememesinin ardında devlet içerisinde yer alan bir grubun etken oluşturduğunu öne sürdü. Komisyon çalışmalarından çeşitli örnekler aktaran Elkatmış, "Bunun başlıca nedeni, bu işin içerisinde devletin çeşitli yöneticilerinin varlığı. Bir çok faili meçhullerin devlet tarafından organize edildiğini ve uygulandığını görüyoruz. Bunlar gizli değil, mahkeme kararları ve devlet raporlarında bunlar var. Kimi olaylarda tetikçiler bulunuyor ama buna karar verenler, teşvik edenler hakkında söz edilmiyor.Tetikçi elbette suçludur, ama bana göre karar verenler, bu organizasyonları kuranlardır. Bu tetikçiler kendi başlarına yapmadılar ki. Ayhan Çarkın söylüyor. Bizim komisyonumuza da gelip söyledi. Tüm yaptıklarını devletin denetiminde yaptığını belirtti. Devletin içerisinde bu işi yapanların sorgulanması gerekir. Devlet elbette soyut bir kavram, burada devletin içerisindekileri ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
Elkatmış, faili meçhul gelişmeleri çözebilmek için devlet sırrı ve ticari sır gibi ifadelerin yeniden ele alınarak değiştirilmesi gerektiğini belirterek, "Bir atasözü var; 'minareyi çalan kılıfını hazırlar'. Hukuk dışı, insanlık dışı olaylara kamufle etmek için gerekli mekanizmasını kurmuş. Ne yapmış; 'devlet sırrı' demiş. Tüm bu olayların çözüm yeri TBMM ama meclisin gücü yok. Onun üzerinde daha büyük güçler var. Geçmişte Silahlı Kuvvetler, basın, bir takım sivil toplum örgütleri, hükümet en sonunda da Meclis geliyor. Halbuki birinci güç parlamento olması gerekirken sonuncu oluyor. TBMM iç tüzüğün 105. maddesinin ikinci fıkrası; araştırma komisyonunun nerelerden bilgi isteyeceğini tek tek saymış, ama işin içinden Silahlı Kuvvetler yok. Aynı maddenin son fıkrasında, 'devletin sırları ve ticari sırlar araştırma konusu yapılamaz' deniliyor. Darbe döneminde yapılan bir iç tüzük ve halende yürürlükte. Bunu değiştirmek için dilimizde tüy bitti söyleye söyleye ama kimse yanaşmıyor bunu düzeltmeye. Devlet sırrı nedir ve sınırı nedir; bunun net olarak izah edilmesi gerekir" dedi.
Panel, daha sonra soru cevap şeklinde sona erdi.
- NEVŞEHİR