Ökk'daki Darbe Girişimi Davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Gölbaşı'nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığının (ÖKK) ele geçirilme teşebbüsüne ilişkin 69 sanığın yargılandığı davada savunma yapan sanık Piyade Teğmen Ahmet Müfit Küçük, "Darbeciler beni piyon olarak...
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Gölbaşı'nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığının (ÖKK) ele geçirilme teşebbüsüne ilişkin 69 sanığın yargılandığı davada savunma yapan sanık Piyade Teğmen Ahmet Müfit Küçük, "Darbeciler beni piyon olarak kullanmak istedi. Darbe olduğunu öğrenseydim çıkışta en yakın polis merkezine gidip bilgi verirdim, kesinlikle böyle bir şeye tevessül etmezdim." dedi.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde, eski Kurmay Albay Ümit Bak ve Kurmay Yarbay Mehmet Ali Çelik'in de aralarında bulunduğu 69 sanığın yargılamasına devam ediliyor.
Küçük, savunmasında, kurs nedeniyle Ankara'da bulunduğunu, 15 Temmuz'da mezuniyet törenlerinin olacağını söyledi. Törenin ani bir değişiklikle 14 Temmuz'a alındığını belirten Küçük, bu nedenle ailelerinden uçakla törene katılmak üzere geleceklerin sorun yaşadığını söyledi.
Törenin ardından 15 Temmuz'da birliğe katıldıklarını ifade eden Küçük, kurs belgesini aldıktan sonra ailesinin yanına geçtiğini anlattı. Akşam ÖKK'dan arkadaşlarıyla dışarı çıktığını, sonrasında "tatbikat var" denilerek arkadaşlarının çağrıldığını ileri süren Küçük, arkadaşlarını bırakmak üzere birliğe gittiğini savundu.
Küçük, birlikte karşılaştıkları Harun Albay'ın, "Türkiye'de sıkıntılı durumlar var, Özel Kuvvetleri ele geçirmeye çalışabilirler, terör saldırıları olabilir" diyerek kendisini ÖKK'ya göndermek istediğini dile getirdi. Küçük, bot ve kamuflajının olmadığını söylediğini, bunun üzerine kendisine bunların ayarlandığını kaydetti.
Bu sırada bir helikopterin havada daireler çizerek ateş açtığını ifade eden Küçük, arabayla süratli bir şekilde kurs gördüğü ÖKK'ya geçtiğini belirtti.
"Hiçbir zaman hainlik etmedim"
Darbeyi kimsenin bilmediğini, nöbetçi amirin emriyle hareket ettiklerini savunan Küçük, "Bana 'darbe' deseler inanmazdım. Ben hiç darbe görmedim, yaşım 27. Sivil hükümete karşı yapılır darbe. Ben Özel Kuvvetlere, kurs gördüğüm yere gittim. Böyle bir şey olacağını düşünemedim." dedi.
Küçük, giriş nizamiyesinden silah sesleri geldiğini, kendisinin kimseye ateş etmediğini savundu. Sonrasında, kendisinin de bulunduğu bir grubun ÖKK'da gözaltına alındığını anlatan Küçük, şunları kaydetti:
"Bana, 'Semih Terzi'yi tanıyıp tanımadığım' soruldu. 'Kesinlikle tanımadığımı' söyledim. Gözümü arkadan bağladılar, domuz bağı yaptılar. Her gelen tekme atıp, küfür ediyordu. Konuşmaya çalıştığımda kafama tekme atıldı bayıldım. Beni nizamiye tarafından gelen gruptan zannettiler. Sonrasında kaldırıp bizi karargah içerisinde bir yere götürdüler. Kamera olmayan bir yere götürüyorlar, öldürecekler diye düşündüm. Özellikle Volkan Yüzbaşı 40-45 kere tekme attı bana, defalarca yumruklandım. Savcı ifademi alırken ismimi bile hatırlayamadım. Şahsıma yöneltilen suçlamaları reddediyorum. Suç olabilecek hiçbir fiilim olmadı. Vatanıma hiçbir zaman hainlik etmedim. Hiçbir grup ya da örgütle bağım yoktur."
" Bank Asya'da hesabım yok"
Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu'nun, "Nizamiyede ellerinde megafonlarla kimin darbeci olup olmadığını belirten uyarı konuşmaları yapılmış. Sen bunları duymadın mı?" Sorusu üzerine Küçük, "Duymadım. Özel Kuvvetler nizamiyesi çok geniş bir alan. Darbeciler beni piyon olarak kullanmak istedi. Muhafız alayından başlayarak, Harun Albay bizi yönlendirdi, muhtemelen biliyordur diye düşünüyorum. Darbe olduğunu öğrenseydim çıkışta en yakın polis merkezine gidip bilgi verirdim, kesinlikle böyle bir şeye tevessül etmezdim." dedi.
Küçük, suçlamaları reddederek, tahliyesine ve beraatına karar verilmesini istedi.
"İddianameye göre Bank Asya'da hesabının olduğunun" hatırlatıldığı Küçük, kesinlikle böyle bir şeyin olmadığını savundu.
Astsubay Vural'ın ifadesi
Savunma yapan Ahmet Seçkin Vural da Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda Ar-Ge astsubaylığı yaptığını, 15 Temmuz günü saat 18.00'e kadar mesaide bulunduğunu, sonrasında ise Etimesgut'a giden askeri servis aracıyla eve döndüğünü anlattı.
O gün olup bitenleri televizyondan gördüğünü savunan Vural, gece 23.00 sıralarında Başçavuş Salih'in kendisini arayarak, "Murat Albay bütün personelin evinde kalması talimatı verdi." dediğini aktırdı. Gece boyu evde beklediğini, sabah tekrar yaptığı görüşmelerde de "evde kalmasının" söylendiğini ifade eden Vural, pazar sabah 11.00'de aranarak Özel Kuvvetler Komutanlığına gelmesinin istendiğini kaydetti.
Vural, ÖKK'nın nizamiye girişinde çok sayıda aracın olduğunu, saat 14.00 gibi içeriye girebildiğini belirterek, bu tarihten itibaren 27 Temmuz'a kadar yoğun bir şekilde ÖKK'da görev aldığını söyledi. 27 Temmuz sabahı İstihbarat Şube Müdürlüğünden çağrıldığını ifade eden Vural, şunları anlattı:
"İstihbarat Şube Müdürü Mustafa Albay, 'Özel Kuvvetler Komutanının emriyle, Albay Ümit Bak'ta çıkan bir listede ismimin bulunması nedeniyle tutuklandığımı' söyledi. Elim, gözüm bağlandı, sorgu odasına alındım. İki kişi tarafından bana 'Ümit Bak'ı nereden tanıyorsun? FETÖ ile ilişkin var mı?' soruları soruldu. 'Ümit Bak Albayı sadece simaen tanıdığımı, FETÖ ve darbe girişimiyle alakamın olmadığını' ifade ettim. Sonrasında Gölbaşı Emniyet Müdürlüğüne götürüldüm ve çıkarıldığım mahkemece tutuklandım. Ümit Bak'a ait olduğu belirtilen listede ismimin neden bulunduğu bilmiyorum. Ayrıca bu listenin darbe girişiminden 12 gün sonra neden çıktığının araştırılmasını istiyorum. 'Mehmet Ali Yarbayın listesinde olanlar var.' dediler. Bu listeye girenler hemen tutuklandı. Nedense Ümit Bak listesinde yer alanlar 12 gün sonra tutuklandı."
"Evde beklememiz emredildi"
Bak'ın listesinde bulunan çok sayıda kişinin, planlı yurt içi ve dışı görevler nedeniyle Ankara Garnizonu'nda bulunmadığının tespit edildiğini ileri süren Vural, bu listede kendisinin de Ar-Ge biriminde çalışmasına rağmen, Muhabere Elektronik Bilgi Sistemler Okul Komutanlığında gözüktüğünü iddia etti.
Vural, Bak'ın listesinde bulunan 33 kişiden 20'sinin söz konusu girişimin icra safasında yer almadığını öne sürdü. Listede, Kuzey Irak'ta, Konya'da, farklı görevlerde bulunan kişilerin de yer aldığını ileri süren Vural, "Onlar iddianame kapsamında suçlanmıyorlar. Sonuç olarak darbe girişiminin hiçbir aşamasında yer almadım, hiçbir darbeciyle telefon irtibatım olmadı, yüz yüze görüşmedim. Burada bulunmamın sebebi Ümit Bak'ta bulunan isim listesi. Olayın başlangıcından itibaren ne emir verildiyse onu yaptım." dedi.
Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu'nun, "15 Temmuz gecesi televizyondan olup bitenleri görmüşsünüz. Neden birliğinize gitmediniz?" sorusuna Vural, "Komutanlarımız, evde beklememiz emrini verdi. ÖKK'da yaşananları da zaten sonradan duydum." yanıtını verdi.
"FETÖ/PDY'ye üyeliğiniz var mı?" sorusu üzerine, Vural, "FETÖ ile hiçbir irtibatım yok. İki çocuğum var, onların dershanesine göndermedim, 'ByLock' yok, Bank Asya'da param yok." dedi.