Öğretmenlerin Kadro Sorunu ve Eğitimdeki Kriz
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2025 bütçe görüşmelerinde öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmediğini ve kadrosuz öğretmen çalıştırma uygulamasının sona ermesi gerektiğini belirtti. Ayrıca eğitimdeki sorunlar ve ekonomik krizin etkilerinden bahsetti.
EREN CESUR
(TBMM) - CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2025 bütçe görüşmelerinde, "Öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi sağlanmadı, öğretmenler arasında ayrımsız kadro olgusu gerçekleştirilmedi. Bu yüzden öğretmenlerin de kendi aralarında, birbirlerine yaklaşımlarında farklılık oluştu. Öğretmenler kadrolu olmalı ve kadrosuz öğretmen çalıştırma uygulamasından vazgeçilmeli" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Milli Eğitim Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler devam ediyor.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bütçe görüşmelerinde iktidarın yaptığı her bakan değişikliğiyle sistemin değiştiğini ve eğitimde sistemin sorunlu kılındığını söyledi. Eğitim sisteminin "fikri ve vicdanı hür nesiller" yetiştirmekten uzaklaştığını belirten Gürer, şunları söyledi:
"Eğitimin kalitesi sorunlu kılındı, öğrenme-öğretme ortamları, beceri odaklı öğrenmeye dayalı, eleştirel düşünmeyi ve sorgulamayı geliştirecek bir anlayıştan koparıldı. İlköğretimden başlayarak, evrensel etik, insan hakları, adalet, sağlık, çevre, tarım, hayvan hakları, kültür, sanat, bilim ve spor konusunda farkındalık artıran bir anlayıştan eğitim ne yazık ki uzaklaştı.
"Tüm öğretmenler kadrolu olmalı"
Öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi sağlanmadı, tüm öğretmenler arasında ayrımsız kadro olgusu gerçekleştirilmedi. Bu yüzden öğretmenlerin de kendi aralarında, birbirlerine yaklaşımlarında farklılık oluştu. Bu anlamda, tüm öğretmenler kadrolu olmalı ve bu sorun ortadan kaldırılarak kadrosuz öğretmen çalıştırma uygulamasından vazgeçilmeli. Okullarda öğretmen-öğrenci sorunları yanında, okul binaları ve bahçelerine kadar bir terk edilmişlik gözlenmektedir. Okul çalışanları, ucuz iş gücü anlayışıyla çalıştırılmakta, onay alındıktan sonra 2 ay işsiz bırakılmakta ve sürekli işçi kadrosuna alınmadıkları için mağduriyet yaşamaktadırlar.
Okullarda akran zorbalığı artmıştır. Bu bağlamda yapılan düzenlemeler ve çalışmalar yetersizdir. Öğretmene yönelik mobbing olayları bile artmıştır. Madde bağımlılığı, okul içinde, öğrenciler tarafından öğretmenlerin gözleri önünde gerçekleşen bir boyuta evrilmiştir. Öğretmenler meslek yasası, tüm sendikaların karşı çıkmasına ve öğretmenler için faydalı bir düzenleme içermemesine rağmen, Meclis'ten geçirilmiştir. Bu, tek parti iktidarı anlayışının 'tek öğretmen' anlayışıyla örtüştürülmeye çalışıldığının bir uygulamasıdır ve bilime ters düşen bir anlayıştır. Bundan vazgeçilmesi gerekirken kanun çıkmıştır. Umarım Anayasa Mahkemesi bu konuda gereğini yapar ve anayasaya aykırı olan bu yasa iptal edilir.
Mülakatla ilgili tüm arkadaşların ifade ettiği gibi, KPSS'de aldığı sonuçlara göre öğretmen atanmalıdır. Çünkü eğitim sistemi kendi içinde sorunlu kılınmıştır. Bugün binlerce üniversite mezunu, aldığı eğitime uygun işlerde çalışmamaktadır; mesleklerini farklı alanlarda yerine getirmektedirler. Bu da eğitim kalitesinin hangi boyuta evrildiğini somut bir şekilde göstermektedir.
"Ekonomik krizin etkisiyle işçinin yapacağı iş, staj öğrencisine yaptırılmakta"
Öğrencilerin tek tip giyimi kaldırılmıştır ama bu derin yoksulluk şunu gösterdi: Bayram törenlerinde bakıyorsunuz, giysileriyle rengarenk farklı ama yoksulluğu da simgeleyen öğrenci kıyafetleri var. Öğrencilerin okul kıyafetleri okullar tarafından belirlenmeli ve kamu tarafından karşılanmalıdır. Tek tip okul kıyafetlerine geri dönülmelidir.
Staj işi okullarda yaygınlaştırıldı, ama bu yıl içinde staj yapan öğrencilerde birden çok can kaybı yaşandı. Çünkü staj yapan öğrenci artık, staj amacına uygun kullanılmıyor. Ekonomik krizin etkisiyle işçinin yapacağı iş, staj öğrencisine yaptırılmaktadır. Derin bir sömürü vardır. Bunun için de, staj yapacak öğrencinin sözleşmesine uygun çalıştırılması yönünde gereken yapılmalı ve bununla ilgili önlemler artırılmalıdır.
Kırsala dönüşün başında yapılması gereken, kırsaldaki okulların yeniden açılması olmalıdır. Taşımalı eğitim, aile ile okul ilişkisini bitirmekte ve taşımalı eğitim alan çocukların başarısı düşmektedir. Özellikle istenmeyen yönlere sevkler de, taşımalı öğrenciler üzerinde bir ortam yaratmaktadır çünkü psikolojileri bozulmaktadır. Okul-veli işbirliği için, taşımalı eğitim bir an önce sonlandırılmalıdır."