ODTÜ'deki Olaylara İlişkin "Terör" Davası

Göktürk-2 uydusunun Çin'den fırlatılması nedeniyle, ODTÜ Yerleşkesindeki TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsünde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı program sırasında çıkan olaylar üzerine başlatılan soruşturma sonucunda 11 kişi hakkında, "terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütü adına suç işlemek suretiyle örgüte üye olmak" suçundan açılan davanın görülmesine başlandı.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya 9 sanık ve avukatları ile çoğunluğu polis olan bazı şikayetçiler katıldı.

Mahkeme Başkanı Önder İrfan Yorgancılar, ODTÜ Rektörlüğünün davaya katılma talebinde bulunduğunu bildirdi.

Sanık savunmalarına geçilmeden önce söz alan sanık avukatı Deniz Özbilgin, "İddianame, Marksist ya da Leninist olmayı potansiyel terörist olma ön yargısıyla hazırlanmıştır. Oysa Marksist ya da Leninist olmak sizi suçlu yapmaz. CMK'da iddianamenin reddine karşı savcının itiraz hakkı var. Biz de tamamen taraflı ve doğrudan suç yükleyici iddianamenin kabulünün hatalı olacağı ve adil yargılanma hakkına zarar vereceği düşüncesiyle iddianamenin kabul kararına itiraz ediyoruz" diye konuştu.

Sanık avukatları, ayrıca görevsizlik itirazında bulundu. Mahkeme heyeti, Cumhuriyet savcısının da görüşü doğrultusunda itirazların reddine karar vererek, sanık savunmalarına geçti.

Bazı sanıklar, savunmalarında "terör suçlamaları kapsamında savunma hazırlamadıklarını" bildirdiler ve savunma için süre istediler.

Sanık Can Kaya, Göktürk-2 uydusunun Çin'den fırlatılması sırasında üniversiteye adeta "çıkarma" yapıldığını ifade etti ve bunun üniversitenin doğasına aykırı olduğunu söyledi. İddianamede, haklarında daha önce açılan soruşturma ve davalara yer verildiğine işaret eden Kaya, "Hakkımızda o kadar çok yargı oluşturulmaya çalışılmış ki, beraat ettiğimiz ya da kesinleşmeyen dosyalar bile dosyada gösterilmiş" dedi.

Sanık Hasan Koç, ODTÜ'ye protesto için gittiğini, ancak daha protesto başlamadan okul içinde "polis terörü" başladığını kaydetti ve iddianamenin ön yargılı olduğunu savundu.

Sanık Güven Kazım Altunkaya, olaylar sırasında ODTÜ'de derste olduğunu anlatarak, "Dersten çıktığımda hava kararmıştı. Gündüz çekilen görüntülerde olmam imkansız" dedi.

İlk yardım bilgisi olduğu için dersten çıktıktan sonra yaralanan bazı kişilere yardım ettiğini, bunlardan birinin beyin kanaması geçirdiğini ifade eden Altunkaya, olaylardan birkaç gün sonra polisin kendisini evinde gözaltına aldığını söyledi.

Sanık İlhan Aslan, ODTÜ'deki olaylarla ilgili kimi davaların Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet, kimilerinin ise terör suçlamasıyla açıldığına dikkat çekti. Yasal derneklere üyeliğin terör örgütü iddiasına delil olarak gösterildiğini ifade eden Aslan, "Eğer bunlar terör örgütüyse, valilik terör örgütlerine onay vermektedir" diye konuştu.

Sanık Pınar Ünal ise Ankara Üniversitesi öğrencisi olduğunu, ODTÜ'de kütüphaneye gittiğini, bu sırada protestoya katıldığını bildirdi. Bunun hakkı olduğunu söyleyen Ünal, "Derdimiz şiddete başvurmak değil, okulumuza sahip çıkmaktı. Ancak saldırıya karşı herkes cevap vermek zorunda kaldı. TMK kapsamında yargılanmayı kabul etmiyorum. Terör eylemi içinde bulunmadım" ifadelerini kullandı.

Sanık Tayfun Yıldırım da DTCF öğrencisi olduğunu, bir araştırma için bir hafta kadar ODTÜ'ye gittiğini anlatarak, "AKP'nin dış politikasının eleştiriler aldığı dönemdi. Başbakanın üniversiteye geldiğini öğrenince basın açıklamasına katıldım. O gün, yoğun polis saldırısı gerçekleşti" dedi.

Sanıklar Cem Dursun, Mert Atmaca ve Batuhan Uluergüven de suçlamaları reddetti.

-Müşteki beyanları

Sanıklardan sonra müştekilerin beyanları alındı.

Müşteki Oğuzhan Erdoğan, olay günü rektörlük binasında görevli olduğunu bildirerek, "Yüzleri maskeli kişiler içeri girmek için direniyorlardı. Engel olduğumuzda camları kırdılar. Bu sırada başımdan yaralandım ve hastaneye kaldırıldım. Sanıklardan şikayetçi değilim" dedi.

Müşteki Çevik Kuvvet polisi Gökhan Deveci de atılan taşla dizinden yaralandığını, ancak taşı kimin attığını görmediğini ifade etti ve sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.

Müşteki Çevik Kuvvet polisi Mehmet Doruk, havanın karanlık olması nedeniyle taş atanları tespit etmenin mümkün olmadığını belirterek, "Bir başbakanın, ODTÜ'ye girmemesi gibi bir durum olabilir mi? Tamam protesto et, ama taş niye? Biz de karşılığını verdik. Şikayetçiyim" dedi.

Müşteki Çevik Kuvvet'te Komiser Yardımcısı Kadir Bozoğlu, müdahale sırasında gaz ve tazyikli su kullandıklarını belirterek, "Eylemciler de sapan kullanıyordu. Yurttan kopardıkları mermerleri üzerimize atıyorlardı. Ayağıma büyük bir taş geldi. Saldırganı göremedim" diye konuştu.

Diğer müştekiler de atılan taşlar nedeniyle yaralandıklarını belirterek, şikayetçi oldu.

-Yurt dışı yasağının devamı talebi

Sanık avukatları, müştekilerin beyanlarını kabul etmediklerini kaydetti.

Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Şahin, ODTÜ Rektörlüğünün katılma talebinin kabul edilmesini, yurt dışına çıkış yasağı hariç, sanıklar hakkındaki adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını istedi.

Şahin, sanık avukatlarının, görevsizlik kararıyla dava dosyasının, asliye ceza mahkemesine göndermesi talebinin reddedilmesini talep etti.

Sanık avukatları, müvekkillerinin, ODTÜ'ye zarar vermediği gerekçesiyle, katılma talebinin reddini istedi. Sanık avukatı Deniz Özbilgin de gelecek celse, görüntü sistemi hazır etmek istediklerini söyledi.

-Mahkemenin kararı

ODTÜ Rektörlüğünün katılma talebini kabul eden mahkeme, sanık avukatlarının, görevsizlik kararı talebini reddetti.

Sanıklar hakkındaki adli kontrol kararını, yurt dışına çıkma yasağı da dahil olmak üzere kaldıran mahkeme, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

İddianamede sanıkların, "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütü adına suç işlemek suretiyle örgüte üye olmak, görevli memuru kasten yaralama, kamu malına zarar verme, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ve kamu görevlisine karşı görevini yaptırmamak için direnmek" suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. - Ankara