Ödemiş'te Kurtuluş Coşkusu
Ödemiş'in düşman işgalinden kurtuluşunun 93. yılı 3 Eylül Perşembe günü saat 10.00'da Hükümet Meydanı önünde düzenlenen tören ile kutlandı.
İlçe Kaymakamı Celil Ateşoğlu, Garnizon Komutanı Binbaşı Hasan Yüzüak, Cumhuriyet Başsavcısı Celal Tekin, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Muharrem Aydın, İlçe Emniyet Müdür vekili Mehmet Çalışkan, protokol üyeleri, meclis üyeleri, gaziler, efeler ve Ödemişliler katıldı.
Program, Belediye Başkanlığının Atatürk Anıtına çelenk sunmasıyla başladı. Saygı duruşu ve istiklal marşının söylenmesinin ardından üç top atışı yapılarak sirenler çalındı.
Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Ödemiş Belediye Başkanı A.Mahmut Badem yaptı. Başkan Badem; "Ödemişimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 93. yılını büyük bir coşkuyla, heyecanla ve onurla kutluyoruz. Bugün, yok edilmek istenen bir milletin, kanıyla ve canıyla yazdığı unutulmaz destanın yıl dönümünü yaşıyoruz. Yeni bir 3 Eylül sabahında yine mutluyuz, gururluyuz. Sevincimiz, heyecanımız çok başka. Biz bu günün heyecanını, coşku ve gururunu tam 93 yıldır artan bir duyarlılıkla yaşıyoruz.
Her 3 Eylül'de göğsümüz kabarıyor, yüreklerimiz bir başka çarpıyor, gözlerimiz yaşarıyor. Çünkü bugün kurtuluş bayramımız. Hepimize kutlu olsun.
Kurtuluş; özgürlüğüne ve bağımsızlığına âşık bir milletin, tüm yokluklara, imkânsızlıklara rağmen, eşsiz lider Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kazandığı unutulmaz zaferin adıdır. Tarihi üstün başarılarla dolu Türk Milleti'nin iftihar abidesidir. Milli değerlerini ve birliğini muhafaza eden bir milletin en zor şartlarda bile esaret altına alınamayacağının tarihsel ispatıdır. Elinde hiçbir şeyi kalmamasına rağmen, yüreğindeki vatan ve bayrak sevgisi, sarsılmaz imanıyla her şeyini geri kazanan, geleceğini kuran bir milletin ortaya koyduğu mucizenin diğer adıdır kurtuluş…
21 Ağustos 1922'de taarruz emrini veren Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, aynı zamanda bu milletin en büyük özelliği olan bağımsızlığının yeniden kazanılmasının işaret fişeğini yakıyordu. Ardından 26 Ağustos 1922 tarihinde saldırıya geçen Türk Ordusu, 30 Ağustos 1922'de kesin zaferini ilan etmişti. Bu arada dağılan ve İzmir'e doğru çekilen Yunan birliklerine karşı Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" emri özgürlüğün meşalesidir.
31 Mayıs 1919'u 1 Haziran 1919'a bağlayan gecede, Ödemiş'i işgal için gelen düşmana direnen, ilk kurşunu atma onurunu kazanan onurlu Ödemişliler, 3 Eylül 1922'ye kadar geçen süreçte her daim düşmanla çarpışmışlardır.
Ve verilen bu büyük, onurlu mücadeleler 3 Eylül 1922'de nihayete ermiştir…
Ödemiş, düşmana karşı organize olarak ilk kurşunu atan, sivil halk gücünden oluşan Kuvayı Milliye hareketini başlatan, işgal güçlerine karşı çıkılabileceği düşüncesinin tüm ülkede dalga dalga yayılmasını sağlayan kenttir.
Bu sebepledir ki, Ödemiş'in düşman işgalinden kurtuluş tarihini sadece bir kentin kurtuluş tarihi olarak değil, aziz milletimizin topyekûn bir şekilde verdiği bağımsızlık mücadelesinin sona erdiği tarihlerden birisi olarak görüyorum.
Ödemiş'in yiğitleri, dedelerimiz, düşmana karşı verdikleri onurlu mücadeleleriyle bizlere unutulmaz bir miras bıraktılar.
Ne mutlu bizlere ki, büyük bir gururla ve onurla, onların bizlere bıraktığı o büyük mirasın emanetçisi olmaya devam ediyoruz.
Bu vatan için kanını ve canını ortaya koyan aziz şehitlerimizin bizlere emanet ettiği bu güzel vatanımızı, ay yıldızlı şanlı bayrağımız ile her geçen gün daha da güçlenen çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni onurla korumanın yolu, milletçe kenetlenmekten, birlik ve beraberlik içerisinde olmaktan geçmektedir.
Aziz şehitlerimizin büyük özveriler göstererek bu vatan için feda ettiği canları, şimdi bizlere, devletimize can veriyor. Bugünlerimiz için onlara minnettarız. Onların o en yüce mertebede, şehitlik makamında huzur içinde uyuduklarını biliyoruz. Mekânları cennet olsun.
Bu vatan için can veren aziz şehitlerimizi asla unutmayacağız. Gerektiğinde devletimizin bekası için bizler de canımızı vermekten çekinmeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza dek bağımsız, onurlu, başı dik bir devlet olarak var edeceğimize söz veriyoruz.
Dün Anadolu'yu işgal edenlere karşı, milletimizin verdiği şanlı mücadelenin, milli mücadelenin sonucunda topraklarımızdan def ettiğimiz emperyalist güçler, bizleri yok etme, topraklarımızı paylaşma emellerinden bugün de vazgeçmiş değiller.
Bugün de bu topraklar üzerinde gözü olan emperyalist güçler, niyetlerini her fırsatta ortaya koyuyorlar. Son yıllarda özellikle komşularımızda yaşanan karışıklıklar, savaşın acılarıyla yüz yüze bırakılan halklar, öldürülen masum siviller, çocuklar, dinmeyen kan ve gözyaşı, bizim için çok ciddiye alınması gereken bir uyarıdır.
Bizler, Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi birbirimize kenetlenerek, parçalanmadan ve içimizdeki hainlere karşı da omuz omuza durursak aynı acıları tekrar yaşamak zorunda kalmayız. Bu nedenle de milli birlik ve beraberlik, tüm Türk Milleti tarafından özenle korunması gereken bir ilkedir.
Bu noktada ulu önder Atatürk'ün: "Gerektiği zaman vatan için tek bir fert gibi yekpare, azim ve kararlılık ile çalışmasını bilen bir millet elbette büyük bir istikbale layık ve aday olan bir millettir."sözü ülkenin bağlayıcı çimentosu olmalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle, başta Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu vatanı bizlere kazandıran tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize şükranlarımı, kahraman ordumuza minnetlerimi sunuyorum.
Kuvayı Milliye ruhuyla bezenmiş olan siz kıymetli Ödemişli hemşehrilerimin kurtuluş gününü kutluyor, hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum. Kurtuluş günümüz, birlik günümüz, bayram günümüz kutlu olsun" dedi.
Konuşmanın ardından İlkkurşun Efeler Derneği tarafından gösteri yapıldı.