Oda Tv Davasında Sanıklardan Tahliye Talebi
Oda TV davasında Ahmet Şık dışındaki bütün sanıklar tahliye talebinde bulundu.
Oda TV davasında Ahmet Şık dışındaki bütün sanıklar tahliye talebinde bulundu.
Oda TV davasının 10. duruşması sanık ve avukatların taleplerinin alınmasıyla devam ediyor. Duruşmada tutuklu sanık Ahmet Şık dışındaki bütün sanıklar tahliye talebinde bulundu. "Bu mahkeme bizi bütün yaptıklarımızdan soyutlayarak yargılıyor" diyen Yalçın Küçük, 1959'da gençlik lideri olduğunu gösterdiği silahlı bir fotoğraf ile havalimanında Kıbrıs gazisi olduğunu gösteren bir silahla yer alan fotoğrafları mahkeme heyetine gösterdi. "Ergenekon diye bir camia var böyle başına da büyük tecrübeli bir adam gerek. Ergenekon bana emir veriyor, diyor. Bu ülkeyi bu kadar zarara uğratmayın" diyen Küçük, Coşkun Musluk ve Sait Çakır'ı göstererek, "Devlet bana iki bebe verdi, ben onlara bakıyorum" diye konuştu." Hrant Dink'i de ben öldürmüşüm zaten" diyen Küçük'e Nedim Şener, "Ben öyle bir şey demedim" şeklinde yanıt verdi. Küçük, tahliyesini talep etti.
SAYIN HEYET BİZİ ŞAŞIRTIN
Oda TV davasından tutuklu yargılanan Soner Yalçın, Nazım Hikmet'ten "Moskova'da düşünmüş Heraklit'i" şiirini okuyarak talep konuşmasına başladı. "Gazeteler yazıyor, kamuoyu bu davayı takip ediyor, batı dünyası anlamıyor ama ben şaşırmıyorum" diyen Yalçın, her zorba gücün sokaklara düşman olduğunu ifade etti. "Her siyasal değişim acımasız olur" diyen Yalçın, savunma yapmayı hiç düşünmediğini ve sevdikleri için tüm gün başına gelenleri anlattığını söyleyerek, "Biz bir yıldır hapisteyiz, bizim savunmamızın hiç mi etkisi yok?" dedi. "Behice Boran, sınav sonuçlarını kırmızı kalemle okuyor diye yargılandı, geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz hocamız Server Tanilli, öğrencilerine Tchaikovsky'i dinlettiği için yargılandı" diyen Yalçın, kendisinin de yargılanmasına şaşırmadığını, sevdiklerinin şaşırmasına üzüldüğünü söyledi. Dijital delillerin incelenmek üzere TÜBİTAK'a gönderilmesi hakkında, "Biz TÜBİTAK'ın sonucunu bekleyeceğiz, delilleri çürütmemizin anlamı görünmüyor" diyen Yalçın, "Biz niye içerideyiz, dışarı çıksak ne olacak? Bizi niye bırakmıyorsunuz? Sayın heyet, beni şaşırtın" diyerek sözlerini bitirdi.
GAZETECİLİK YARGILANIYOR
Oda TV davasında tutuklu yargılanan Barış Pehlivan, mahkeme heyetinin arkasında bulunan "Adalet mülkün temelidir" yazısını göstererek talep konuşmasına başladı. TÜBİTAK'a gönderilen dijital deliller konusuna değinen Pehlivan, "Boğaziçi Üniversitesi'nden gelen raporu gösteriyoruz, bağımsız kurulda incelensin istiyoruz. Bu insanların çarpıcı iddiaları var, siz hala TÜBİTAK'a gönderiyorsunuz. Bu mu adalet?" şeklinde tepki gösterdi. "Terör suçuyla değil, her şeyiyle gazetecilik yargılanıyor" diyen Pehlivan, gazetecilik onurunu kirletmeyeceğini ifade etti. Pehlivan, tahliye talebinde bulundu.
Tutuklu yargılanan Doğan Yurdakul da, "Yazdığım yazılar nedeniyle yargılanmamı, soğan cücüğüyle adam öldürmeye benzetmiştim. Kanaatim devam ediyor, tahliyemi talep ediyorum" diyerek talep konuşmasını yaptı.
KIZIM VE EŞİM İÇİN TAHLİYE İSTİYORUM
Tutuklu sanık gazeteci Nedim Şener ise Hanefi Avcı ve Ahmet Şık'ın kitaplarına isteyerek katkı yapmak ve terör örgütüne bilerek yardım etmek suçlamalarıyla yargılandığını belirterek, "Böyle bir örgütün varlığı kendisi kesinlik kazanmış değil, böyle bir örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettiğim gösteriliyor" dedi. Hrant Dink cinayetinin faturasının kendisine ödetmek isteyen polisler olduğunu ve bu polislerin ellerinin altında dosyası bulunan Ergenekon soruşturmasına bilerek dahil ettiklerini vurgulayan Şener, Dink davasında "Örgüt yok" kararını veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tutuklanmadan önce hakkında asılsız dinleme kararı verdiğini açıklayarak hakkında verilen dinleme kararlarının evraklarını talep etti. "Hukuk devleti mi, polis devleti miyiz? Davanın sahibi savcılar, boşuna mı kahraman oldu? Cemaatin illa eli kanlısı mı olacak? Delil karartma da neyin nesi?" şeklinde art arda sorularını sıralayan Şener, Tayyip Erdoğan'ın henüz Ankara'nın dehlizlerini gördüğünü ancak cinayetin İstanbul ve Trabzon ayaklarını çıkartacağını ifade etti. "Bu cinayetten sorumlu Ergenekon sanıklarının bir kısmı var, başka yapılar var. Yalçın Küçük üzerine alınmasın, kimleri kastettiğimi biliyor. Dink cinayetinde ortaya çıkan gerçekler lekelenmeye çalışılıyor" diyen Şener, mahkemenin kendisine vereceği cezanın, cinayetle ilgili yapacağı çalışmalara vereceği cevap olacağını savundu. "Şamil Tayyar, Rasim Ozan Kütahyalı, Önder Aytaç, Alper Görmüş'ün dinlenmesi gerçekleri ortaya çıkarabilir. Sabri Uzun da duruşmaya çağrılmalıdır" diyen Şener, karartılmaya çalışılanın Dink cinayeti gerçekleri olduğunu ifade etti. "Dink cinayeti arkasında örgüt yok dendi, biz 2009'da var dedik. Bu davanın dehlizlerde kaybolmaması için yardımcı olmanızı, kızım ve eşim için beni tahliye etmenizi talep ediyorum" dedi.
İPOTEK KALALIM
Oda TV davasından tutuklu yargılanan Ahmet Şık, mahkeme heyetinin talep konuşması için söz vermesi üzerine, "Herhangi bir talebim yok" yanıtını verdi.
Davanın diğer tutuklu yargılananı Hanefi Avcı, "Aklı mantığı olanlar bu delillere bakınca sahte olduğunu anlar" diyerek haksız yere tutuklu olduğunu ifade etti.
Müyesser Uğur da talep konuşması için söz alarak, "Çok ağır eleştirilere maruz kalıyoruz, tutukluluğumdan daha çok bu beni üzüyor. Gelin, adaleti sağlayın, biz de ülkenin ciddi meseleleriyle uğraşalım" dedi. Uğur, yaptığı tahliye talebinde diğer Oda TV davası sanıklarını göstererek, "Bir kısmımız ipotek kalalım bari. Çocukları, Barışları bırakın onlar gençtir. Doğan Bey hastadır onları tahliye edin" demesi salonda gülüşmelere neden oldu. Duruşma sanık avukatlarının taleplerinin alınmasıyla devam ediyor. - İstanbul