Obeziteyle mücadelede yürüyüş önerisi
Trakya Üniversitesi (TÜ) Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Tuğrul Demirel, obezite sorunu bulunanların yüksek efor gerektiren aktivitelerden uzak durması gerektiği uyarısında bulundu.
Trakya Üniversitesi (TÜ) Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Tuğrul Demirel, obezite sorunu bulunanların yüksek efor gerektiren aktivitelerden uzak durması gerektiği uyarısında bulundu.
TÜ Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sibel Güldiken ve Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Tuğrul Demirel, 11 Ekim Dünya Obeziteyle Mücadele Günü dolayısıyla Tıp Fakültesi Hastanesinde basın toplantısı düzenledi.
Obezitenin cerrahi tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Demirel, obeziteyle mücadele edecek kişilerin "akıllarını kullanmayı" öğrenmeleri gerektiğini belirtti.
Obezite sorunu olanların düzenli bir hayat yaşaması gerektiğini ifade eden Demirel, toplu taşımadan ve otomobil kullanımından olabildiğince uzak durulması, yürüme mesafesini artırıcı önlemler alınması gerektiğini söyledi.
Haftada 3 gün düzenli yürüyüş yapmanın önerildiğini ifade eden Demirel, şunları kaydetti:
"Asla halı saha maçı önermiyoruz mesela. Hiçbir hastama gidin 'halı sahada maç yapın' diye önermiyorum. 'Ölürsünüz' diyorum. Çünkü biz 20 yaşında futbolcu değiliz. Haftada 90 dakika maç yapacağız. Ama o futbolcular ne yapıyorlar? Haftanın her günü günde 8 saat antrenman yapıyorlar. Biz ne yapıyoruz? Haftanın 6 günü akşamları kebapçıda geceyi noktalıyoruz. Cuma günü de 'maç yapalım' diyoruz. Sonra ya diz eklemleri zedeleniyor ya çapraz bağlar yırtılıyor ya kemik kırıkları oluyor ya da genç yaşta kalp krizi geçiriyor insanlar halı saha maçlarında. Ne istiyoruz? Çok terlemeden, çok efor sarf etmeden bir yürüyüş istiyoruz. Bizim yapacağımız tek şey yürüyüş."
- "Türkiye obez bir ülke"
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sibel Güldiken de obezitenin sıklığının sadece Türkiye'de değil tüm dünyada arttığını belirtti.
Türkiye'de obezite sorunu yaşayanların eğitim eksikliğinin olduğunu dile getiren Güldiken, "Hastalarımızın şöyle bir beklentileri var: Kendileri hiçbir mücadele içerisine girmeyecekler, diyetleri istediği gibi gidecek, mutfaklar aynı şekilde organize edilecek, yürümeyecekler, egzersiz yapmayacaklar. Ben bir tedavi vereceğim ve onların içerisinden matruşka gibi incecik insanlar çıkacak. Böyle bir dünya yok maalesef." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin obez bir ülke olarak kabul edilebileceğini aktaran Güldiken, şunları söyledi:
"Biz obeziteyi değerlendirirken kilo ve boy üzerinden bir değerlendirmemiz var. Kiloyu boyun karesine böldüğünüz zaman 25 ile 18 arasındaki rakamları normal kabul ediyoruz. 25 ila 30 arasındaki rakamları 'overweight' dediğimiz kilolu grubun içine sokuyoruz. 30'un üzerindeki rakamları da obez kabul ediyoruz. 40'ın üzerine çıkarsa da ölümcül obez dediğimiz grubun içerisine giriyor bu vakalar. Kilolu kabul ettiğimiz 25'in üzerindeki vaka grubuna baktığımız zaman, Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'nin yüzde 65'i bu grupta yer alıyor."