Obama'nın Zaferi
SETA Dış Politika Direktörü Talip Küçükcan, ABD Başkanı seçilen Obama'nın Ortadoğu politikasında köklü bir değişime gitmeyeceğini, söyledi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı
(SETA) Dış Politika Direktörü Talip Küçükcan, yeniden ABD Başkanı seçilen Barack Obama'nın Ortadoğu politikasında köklü bir değişime gitmeyeceğini, Suriye konusunda ise diplomasi yollarını açık tutmaya çalışacağını söyledi.
ABD'de 2. kez başkan seçilen Barack Obama'nın zaferini AA muhabirine değerlendiren Küçükcan, başkanlık seçimlerinin iç politikaya dönük boyutuna bakıldığında, Obama'nın seçimin ardından yaptığı zafer konuşmasında, "ABD'yi güçlü yapan farklı ırkların, milletlerin ve kültürlerin ortak kaderi paylaşmasıdır" ifadesini kullanmasının çok önemli olduğunu belirtti.
Küçükcan, Obama'nın zihninde bir toplum tasavvuru bulunduğunu ve ABD'yi güçlü kılan şeyin de farklılıkları bir arada tutan bir Amerikan kimliği olduğunu kaydetti.
-Ortadoğu politikası
Obama'nın yeniden başkan seçilmesiyle ABD'nin Ortadoğu'ya yönelik politikasında büyük bir değişim beklenmediğini ifade eden Küçükcan, "Obama'nın Ortadoğu politikasında köklü bir değişim olmayacak. Yani, Irak ve Afganistan'dan çekilmeye devam edecek. Amerikan müdahaleciliğinin artık belki Obama'yla beraber daha da sınırlanacağını, sonunun geldiğini söylememiz mümkün" dedi.
-Suriye'ye olası müdahale
Obama yönetiminin yeni dönemde Suriye'ye herhangi bir müdahalede bulunmasının beklenip beklenmediğinin sorulması üzerine Küçükcan, Obama'nın seçim kampanyasında ve daha önceki dönemlerde "Suriye'ye müdahale için kırmızı çizginin İsrail'in güvenliğinin tehdit altında olmaması ve kimyasal ve nükleer silahların kullanılmaması" olduğunu net bir şekilde ifade ettiğini kaydetti.
Küçükcan, "Eğer bunlar olursa ABD askeri bir müdahaleye sıcak bakabileceğini söylemişti. Şimdiye kadar böyle bir gelişme olmadığı için hala diplomasi yollarını açık tutmaya çalışacaktır. Yani burada radikal bir değişim olmaz" diye konuştu.
-İsrail-Filistin meselesi
Küçükcan, Obama yönetiminin, İsrail-Filistin geriliminin durdurulması konusunda bu dönemde biraz daha fazla ağırlığını koyacağını söyledi.
Obama'nın daha önce seçimlerin yaklaşması, ikinci dönem kaygısı taşıması ve Musevi lobisinin çalışmaları nedeniyle bu konuda çekinceli davrandığını anımsatan Küçükcan, "Şimdi artık kimseye minneti, borcu kalmayacaktır. Bu nedenle İsrail-Filistin sorununun çözülmesi konusunda daha aktif rol oynayacaktır. İsrail üzerindeki baskılarını arttıracaktır" ifadesini kullandı.
-İran
ABD- İran ilişkilerine de değinen Küçükcan, İran meselesinde Obama yönetiminin temel çizgisinin ne olduğunun bilindiğini vurgulayarak, "İsrail'in güvenliğini açık ve net bir şekilde tehdit etmediği sürece İran'a sıcak bir saldırı olacağını yakın planda öngörmek zor" dedi.
İran'la ilişkilerde diplomasinin deneneceğini kaydeden Küçükcan, özellikle son dönemde İran'a uygulanan ekonomik yaptırımların yavaş yavaş ülke içerisinde sonuç vermeye başladığının görüldüğünü, öte yandan, ABD yönetiminin İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın tekrar seçilip seçilmeyeceğini görmeyi bekleyeceğini, ancak İran'ın nükleer silah edinmesini engellemek için de tüm enstrümanları kullanacağını kaydetti.
-Türkiye-ABD ilişkileri
Küçükcan, yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinin seyrine ilişkin olarak,
"Türkiye ile olan ilişkilerin gittikçe daha da derinleşeceğini" söyledi.
ABD'nin kısmen çekildiği ve askeri varlığını minimize etmeye çalıştığı bir bölgede güçlü müttefiklerle çalışmayı tercih edeceğini belirten Küçükcan,
"Türkiye'nin hem G-20'nin bir parçası olması, hem de AB üyeliği yolunda gitmesi ve NATO üyesi olması onu en önemli partnerlerden bir tanesi haline getiriyor" diye konuştu.
Muhabir: Duygu Özbay
Yayıncı: Hüseyin Köşger - ANKARA