Nükleer Yayılmanın Önlenmesi ve Silahsızlanma Girişimi Ortak Basın Toplantısı
"Suriye'de bir kimyasal silah deposu görüyoruz, bu da bizi kaygılandırıyor" dedi.
Hollanda Dışişleri Bakanı Uri Rosenthal,
" Suriye'de bir kimyasal silah deposu görüyoruz, bu da bizi kaygılandırıyor" dedi.
Nükleer Yayılmanın Önlenmesi ve Silahsızlanma Girişimi (NPDİ) toplantısının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Rosenthal, NPDİ'nin bakanlar düzeyindeki toplantısının gelecek yıl Hollanda'da yapılacağını söyledi.
Nükleer yayılmanın önlenmesi ve silahsızlanma konusunda kamuoyunun, parlamentoların ve sivil toplumun katılımın öneminin altını çizen Rosenthal, "Bu konudaki eğitim düzeyinin yükseltilmesi için elimizden gelenin en iyisini yapmamız büyük önem taşıyor" diye konuştu.
Ortadoğu'da kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölge oluşturulmasının önemine işaret eden Rosenthal, "Burada, Türkiye'de, Suriye'nin bir komşu ülkesindeyim ve Suriye'de bir kimyasal silah deposu görüyoruz, bu da bizi kaygılandırıyor" ifadesini kullandı.
İran'ın uluslararası sorumluluklarını ve yükümlülüklerini yerine getirmesinin çok büyük önem arzettiğini belirten Rosenthal, İran'ın bunlara uymaması durumunda Avrupa Birliği'nin de duyurduğu önlemlerin yürürlüğe gireceğini söyledi.
Dünyayı nükleer silahlarıyla tehdit eden bir diğer ülkenin de Kuzey Kore olduğunu kaydeden Rosenthal, "Birkaç ay önce Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki askersizleştirilmiş bölgedeydim. Orada, bir ülkenin bir bölgeyi nükleer silahlarıyla tehdit ettiğini hissedebiliyorsunuz. Orada gerçekten de özgürlük ile zulüm, refah ile düpedüz sefalet arasındaki sınır çizgisinde yürüyordum" değerlendirmesinde bulundu.
Rosenthal, Türkiye'nin küresel çapta çeşitli girişimlerde aldığı aktif ve enerjik rolü de övdü.
-Avustralya Dışişleri Bakanı Bob Carr-
Avustralya Dışişleri Bakanı Bob Carr da Türkiye'nin nükleer yayılmanın önlenmesine ve silahsızlanmaya bağlı, NPDİ'ın de kilit bir ortağı olduğunu belirterek, "Nükleer silahlar yıkıcı etkileriyle dünyamız için gerçek bir tehdit. Bu tehdide karşı sonuç almaya yönelik pratik eylem planı oluşturup hayata geçirmek için bu grubu kurduk" dedi.
Nükleer silah sahibi ülkeleri silah stokları konusunda saydam olmaları için teşvik ettiklerini belirten Carr, "Nükleer yayılmanın önlenmesi ve silahsızlanma daha güvenli bir dünya için hayati önem taşıyor" diye konuştu.
İstanbul gibi medeniyetlere merkez olmuş, tarihi bir mekanda dünyayı nükleer silahlardan arındırma konusundaki çabaları artırma konusunda taahhütte bulunduklarını belirten Carr, "Bu konudaki ilerleme yavaş ve meşakkatli ancak insanlık olarak anlaşmazlıklarımızı idare etme ve güvenliğimizi sağlama yöntemimizi temellli bir şekilde reforme etme imkanını canlı tutmalıyız" görüşünü dile getirdi.
Japonya Dışişleri Bakanı Koichiro Gemba da NPDI grubunun çalışmalarına çeşitli formların ve metinlerin, özellikle de nükleer bilinçlenme eğitim metinlerinin hazırlanmasında katkı verdiklerini hatırlarak, bu girişime bağlılıklarına dikkati çekti.
Ortadoğu'da kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölge oluşturulması konusuna büyük önem verdiklerini belirten Gemba, şöyle konuştu:
"İran ve İsrail'e Japonya olarak birer yazı gönderdik. Bu iki ülkeyi Helsinki'de yapılacak gelecek NPDİ toplantısına katılmaya davet ettik. İki ülke de buna 'hayır' demediler, dolayısıyla davete icabet edeceklerini umuyoruz."
Ağustos ayında Nagazaki'de düzenleyecekleri bir forumda da Ortadoğu'da kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölge kurulması girişiminin ele alınacağını belirten Gemba, "Henüz NPDİ olarak tek tek ülkelerin durumlarını ele almadık, ancak İran ve Kuzey Kore'ye baktığımızda onların NPT rejimine ciddi tehdit oluşturduğunu görüyoruz" dedi.
Gemba, 2014 yılında, nükleer silahlardan doğrudan etkilenmiş bir şehir olan Hiroşima'da bir NPDİ toplantısına ev sahipliği yapmak istediklerini ifade ederek,
"Bu toplantıyı Hiroşima'da yaparsak siyasi kararlılığımızın da altını çizmiş olacağız" ifadesini kullandı.
-Suriye-
Basın toplantısında BM'in Suriye'deki gözlemci heyetinin faaliyetlerini askıya almasıyla ilgili bir soru üzerine, Avustralya Dışişleri Bakanı Carr, şunları söyledi:
"Annan Planı elimizdeki tek plan. Bu plana bağlı kalmalı ve işlemesini sağlamalıyız. Ateşkese, silahların susmasına ihtiyacımız var. Burada iki tarafın da ama özellikle devlet gücüne sahip olan tarafın sorumluluğu var. Halkın yaşadığı alanlardan ağır silahlar çekilmeli. Medyanın ve BM gözlemcilerinin ülkeye tehdit altında olmadan girmesine izin verilmeli. Medya orada olursa katliamlar gerçekleşemez"
Carr, diğer gelişmelerin bunu takip edebileceğini, Yemen'dekine benzer bir iktidar devrinin bundan sonra yaşanabileceğini kaydetti.
Özellikle Suriye hükümetinin şiddetin durması konusunda sorumluluğu olduğunu belirten Birleşik Arap Emirlikleri Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Muhammed Gargash da Suriye muhalefetinin de birleşerek inanılır bir siyasi cephe oluşturması ve herkesin peşinde olduğu siyasi geçiş sürecinde rol alması gerektiğini söyledi.
Muhabir: Tayfun Salcı
Yayıncı: İbrahim Uyar - İSTANBUL