Nüfus Artışı ve Ekonomik Refah Arasındaki İlişki Vurgulandı

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye Temsilcisi Mariam A. Khan, Türkiye'deki nüfus artış hızının ve aile politikalarının ekonomik refah üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Khan, nüfusun dengelenmesi ve aile dostu politikaların benimsenmesinin önemine dikkat çekti.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Temsilcisi Mariam A. Khan, "Üretim ve tüketim arasında bir denge olması, ekonomilerin işlemesi, ülkelerin iyi durumda olması, refahın sağlanması, güvenlik ve emniyetin temin edilmesi için nüfusa ihtiyacımız var." dedi.
Khan, Türkiye'deki nüfus artış hızı ve aile politikalarına ilişkin AA'ya değerlendirme yaptı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılına ilişkin doğum istatistiklerine göre 2024'te Türkiye'de toplam doğurganlık hızının 1,48'e düştüğüne işaret eden Khan, bu durumu Avrupa'da ve dünyanın geri kalanında olup bitenler perspektifine oturtmanın önemli olduğunu vurguladı.
Khan, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 66'sının, doğurganlık oranının iki çocuktan az olduğu yerlerde yaşadığını belirterek, Avrupa ülkeleri arasında Türkiye'nin aile büyüklüğü bakımında 9'uncu sırada olduğunu söyledi.
Aile dostu politikalara yatırım yapan, çiftlerin çocuk sahibi olmasını kolaylaştıran ülkelerde doğurganlığın yüksek olduğuna dikkati çeken Khan, "Mevcut sağlıklı nüfusuyla Türkiye'nin toplam nüfusunun, tüm senaryolara göre 100 milyon veya daha fazlasına ulaşmayacağını görüyoruz." dedi.
Khan, 2040'a kadar Türkiye'de çalışma çağındaki nüfusun büyümeye devam edeceğini dile getirerek, ülkede her yıl yaklaşık 1,6 milyon kişinin iş gücüne katıldığını kaydetti.
Ülkede genç kadınlarda işsizlik oranının genç erkeklere göre daha yüksek olduğunun altını çizen Khan, kadınların iş gücüne katılımının yüzde 30'un üzerinde olduğuna ve bu oranın gelişime açık olduğuna işaret etti.
Ülkelerin refahı nüfus artışından geçiyor
Khan, nüfus artışına ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, "Üretim ve tüketim arasında bir denge olması, ekonomilerin işlemesi, ülkelerin iyi durumda olması, refahın sağlanması, güvenlik ve emniyetin temin edilmesi için nüfusa ihtiyacımız var." ifadesini kullandı.
Türkiye nüfusunun geçmişte öngörüldüğü kadar büyümeyeceğini belirten Khan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü, diğer ülkelerde olduğu gibi sağlık hizmetlerinde bir iyileşme olduğunda insanlar daha uzun yaşar. Her doğacak çocuğun öleceğinden korkmadığınızda, çocuğun yaşayacağını bildiğinizde daha az çocuk sahibi olursunuz ve her bir çocuğa daha fazla yatırım yaparsınız. Bu tipik bir örüntüdür ve Türkiye'de de gördüğümüz örüntü budur." dedi.
Khan, 2018'den bir ankete göre Türklerin 3 çocuk sahibi olma arzusunda olduğuna fakat daha az çocuk yaptığına dikkati çekerek, ev sahibi olma, ekonomik nedenler ve çocuk sahibi olmakla kariyer inşası arasında sağlanmaya çalışılan dengenin bu duruma sebep olabileceği değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de hükümetin nüfus konusuna önem vermesinden memnuniyet duyduğunu vurgulayan Khan, "Devletlerin, ulusal çıkarlarla çiftlerin bireysel hak ve tercihlerini dengelemesi gerçekten önemlidir." diye konuştu.
Ebeveynlerin aile içindeki rolü
Khan, çocuk konusunun kadınlara özgü bir mesele gibi görüldüğünü fakat kadınların değil çiftlerin çocuk sahibi olduğunu söyleyerek, erkeklerin de konuya dahil edilmesi ve aile konusunda fikirlerinin alınması gerektiğini kaydetti.
"Ancak eğer babaların babalık izni yoksa, ailenin ekonomik yükünü tamamıyla omuzladığı için çocuklarıyla vakit geçirecek zamanı yoksa, o zaman çocuklarıyla ilgilenme olasılıkları da daha düşük olur." ifadesini kullanan Khan, çocuk bakımı, ebeveynlik ve ev işleri konusunda kadın ile erkek arasındaki eşitliğin bu konuya ilişkin önemli bir etken olduğunu dile getirdi.
Khan, kadınların, aile dostu politikalarla iş gücüne dahil edilmesi için geniş bir alan bulunduğuna ve UNFPA'nın bunu teşvik ettiğine işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çünkü bir kadın, esnek çalışma seçeneklerine sahip olacağını, yeterli doğum izni alacağını, emzirmek için zamanının olacağını ve çalışırken çocuğunun kalabileceği bir kreşin bulunacağını bildiğinde, annelikle ekonomik çalışma hayatı arasında denge kurma olasılığı çok daha yüksek olur."