Nisan'da torbadan çıkan sosyal medya düzenlemesi Erdoğan'ın talimatıyla raftan iniyor
Nisan ayında torba yasa teklifi ile gündeme gelen sosyal medya düzenlemesi daha yasalaşmadan torbadan çıkarılmıştı. Ancak yaşanan son gelişmeler üzerine Erdoğan'ın talimatıyla tekrar raftan iniyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sosyal medya platformları ile ilgili açıklamalarıyla gözler sosyal medyaya çevrildi. Sosyal medyaya yönelik bir kanuni bir düzenleme geliyor. Nisan 2020'de torba yasa teklifi ile gündeme gelen sosyal medya düzenlemesi daha yasalaşmadan torbadan çıkarılmıştı. Kanun teklifi Erdoğan'ın talimatıyla raftan iniyor.
"Sosyal medya" aslında çok yeni bir kavram olmasına rağmen bu platformlar bilginin paylaşımı modeli ile kısa sürede milyarlarca insana ulaşmayı başardı. Sosyal ağların bireylere sağladığı görece özgürlük zamanla istenmeyen yan etkilere yol açtı. Halk arasında "klavye kahramanlığı" olarak nitelendirilen özgürce yazma unsuru ''özgürce hakaret etme'' durumuna dönüştü. Klavyenin arkasına saklananlar deşifre olma korkusu hayattan sözel şiddete başvurma yolunu seçmeyi tercih etti.
DENETİM MEKANİZMASI YOK
Türkiye Gazetesi'nin haberine göre; Bunun temel sebebi ise sosyal medyada herhangi bir denetim mekanizması bulunmaması. Ayrıca bu platformların faydalarına odaklanılıp sosyolojik etkilerin göz ardı edilmesi işlenen suçların görmezden gelinmesine sebep oldu. Gelinen noktada bu platformlar başta terör örgütleri olmak üzere ideolojik yapılanmaların propaganda aracına dönüştü. Hatta öyle ileri gidildi ki pedofili gibi sapkınlıklar bu tür mecralarda bir hak arama mücadelesi olarak lanse edilmeye başladı.
SANALDA DA OLSA SUÇTUR
Oysa gerçek hayatta suç sayılan her davranış ve fiil internet dünyasında da geçerlidir. Toplumsal infiale yol açacak, gerçekleşmemiş bir olayı gerçekleşmiş gibi yaymak, çarpıtmak, iftira atmak, suç teşkil edecek görseller yayınlamak hukuki olarak cezai müeyyide gerektirir. Maalesef tehditten hakarete, kişisel verilerin ele geçirilmesinden özel hayatın gizliliğini ihlale, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten suç ve suçluyu övmeye kadar çok sayıda suç sosyal ağlar üzerinden işleniyor. Atılan bir Tweet'in altına yüzlerce hakaret içeren yoruma rastlamak mümkün. Bütün bunlar sahte hesaplar, sahte profil fotoğraflarıyla yapılıyor. Kamu otoritesi bu tür hesapların tespit edilmesi ve engellenmesini talep ettiğinde ise sosyal medya platformları bildiğini okuyor.
BİLDİĞİNİ OKUYORLAR
Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen'in ifadeleriyle; Twitter, Facebook, Instagram gibi uluslararası sosyal medya uygulamaları Türkiye Cumhuriyet Devleti'ni tanımıyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının taleplerini kendi politikalarımız var diyerek, mesela benim adıma açılmış sahte hesabı kapatmıyor. Bu çaresizliğin önüne geçmek için ya uluslararası bir sözleşme atfedilmeli ya da Twitter, Facebook ve Instagram gibi sosyal ağlar Türkiye Cumhuriyeti'nde temsilcilik açmaya davet edilmeli...
TORBADAN NİYE ÇIKTI?
Tehlikeyi geç de olsa fark eden Türkiye, Nisan 2020'de ilk adımı attı. Ancak torba yasa teklifi ile gündeme gelen sosyal medya düzenlemesi daha yasalaşmadan torbadan çıkarıldı. Söz konusu düzenleme ile sosyal ağlara hukuka aykırı içeriğin kaldırılması veya içeriğe erişimin engellenmesi için Türkiye'de temsilci bulundurma zorunluluğu getiriliyordu. Temsilci atamayı reddeden sosyal ağlara erişim engellenecekti. Düzenleme ile sosyal ağ sağlayıcıları Türkiye'deki kullanıcı verilerini Türkiye'de barındırmakla yükümlü olacaktı. Kanunlara uymayanlara ise ağır cezalar getiriliyordu.
RAFTAN İNİYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla kanun tekrar raftan inecek gibi görünüyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada da bunun ipuçlarını verdi.
Sayan, sosyal medya hesabından şu ifadeleri kullandı: "Sosyal ağların, kişilerin kendilerini gizleyerek, sahte hesaplar aracılığıyla istedikleri şekilde suç işleyebilecekleri bir ortam olmasına müsaade etmeyeceğimizin bilinmesini isterim. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da belirttiği üzere; bu platformlar ya şirket politikalarında bulunan kurallara bizim ülkemizde de sadık kalacak ve dünya geneli ile aynı şekilde bizimle iş birliği yapacak ya da bunun bir karşılığı olacaktır. Türk vatandaşlarının kişilik hakları en az diğer dünya vatandaşları kadar korunmaya değerdir. Türk vatandaşlarının kişilik hakları ihlal edildiğinde, sosyal ağ platformları Türk adli ve idari mercilerinin taleplerini hatta kararlarını dikkate almıyorlar. Dünyanın pek çok ülkesinde temsilci bulunduran ve o ülkelerin taleplerini hızla karşılayan bu platformlar, tüm çağrılarımıza rağmen Türkiye'de temsilci bulundurmamakta ısrar ediyorlar. Hangi verileri nerede ve niçin tuttuğu belli olmayan ve gün geçtikçe güvenilirliği azalan bu platformlara yönelik daha net yasal düzenlemelerin yapılması gerektiği açıktır. Temsilci bulundurun. Terör, çocuğa karşı cinsel istismar, yasa dışı kumar, fuhuş ve vatandaşlarımızın kişilik hakları ihlali olaylarında adli ve idari mercilerin kararlarına uyun. Diğer ülkelerde sağlanan bu şartların ülkemizde de sağlanması zaruri hâle gelmiştir."
KİMLİK NUMARASIYLA GİRİŞ
Ayrıca MHP'nin "sosyal medyaya kimlik numarası ile giriş" teklifi de gündeme gelebilir. Bu şekilde sahte hesapların önüne geçilmesi hedeflenirken, kullanıcılar paylaşımlarından sorumlu olacak. Teklif suçluların anında tespit edilip cezalandırılması konusunda sonuç verebilecek bir öneri olarak masada duruyor.
TÜRKİYE'DE OFİSLERİ YOK
Mevcut durumda sosyal ağların hiçbirinin Türkiye'de kurumsal olarak resmî bir ofisi yok. 2019 yılında KDV kapsamına alınan bu platformlardan Facebook ve çatısı altında bulunan Instagram ve WhatsApp'ın Türkiye'deki operasyonlarının başında Facebook Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Bölge Başkan Yardımcısı Derya Matraş bulunuyor. Facebook'un Türkiye'de eğitim ve proje gibi alanlarda kamu ile de yakın ilişkileri bulunuyor. Diğer popüler sosyal ağlardan Twitter, TikTok ve Snapchat'in de Türkiye'de resmî ofisi bulunmuyor.Bir diğer sosyal ağ Linkedin'in ise doğrudan olmasa da çatısı altında bulunduğu Microsoft Türkiye'de resmî ofisi ile faaliyetlerini sürdürüyor.
EN ÇOK FACEBOOK KAZANIYOR
Sosyal medyada reklam yatırımlarının aslan payını Facebook Grubu (Instagram, WhatsApp, Messenger) alıyor. 2019 yılı finansal tablolarına göre Facebook'un dünya genelinde toplam reklam gelirleri 69,6 milyar dolar seviyesinde ve bunun 20 milyar doları da Instagram'dan geliyor. Twitter'ın dünya genelinde elde ettiği yıllık toplam reklam geliri ise 3 milyar dolar seviyesinde. Popüler diğer sosyal ağlardan Snapchat 1,7 milyar dolar, Pinterest ise 1,1 milyar dolar gelir elde ediyor.
TÜRKİYE'DE KAZANIYORLAR VE VERGİ ÖDEMİYORLAR
Deloitte tarafından hazırlanan "Türkiye'de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları 2019 Yılı Raporu'na göre 2019 yılında dijital mecralarda yüzde 19 büyüme ile birlikte, toplam 2 milyar 940 milyon TL'lik yatırım gerçekleştirildi. 2019'da dijital yatırım içinde en fazla payı 1 milyar 680 milyon TL ile display (tıklama bazlı) aldı. Bu dönemde arama motorlarına 1 milyar 110 milyon TL'lik yatırım yapılırken, yüzde 20,5'ini yani 603 milyon liralık kısmını ise sosyal medya yatırımları oluşturdu. Ancak gerçek rakamların bunun çok üstünde olduğu tahmin ediliyor. Diğer taraftan YouTube ve Instagram gibi platformlar kayıt dışına da çanak tutuyor. Bu şekilde de en az 100 milyon liralık bir kayıt dışı olduğu tahmin ediliyor.
Dijital hizmet vergisi kanununa göre Türkiye'de elde edilen hasılatı 20 milyon liradan ve dünyadaki hasılatı 750 milyon avro veya muadili yabancı para karşılığı lira cinsi tutardan fazla olanlar, yüzde 7,5 oranında vergi vermekle muaf. Ancak bu şirketler, hem Türkiye'de bir şirketi olmadığı için hem de gelirlerini yurt dışı üzerinden faturalandırdıkları için vergi ödemekten kaçıyor. Faturalar İrlanda gibi ülkelerden kesiliyor.