New York'taki metro saldırganını yakalatan Suriyeli genç Tahhan, yaşananları anlattı (2)

New York metrosundaki silahlı saldırının zanlısı Frank James'i teşhis ederek polise ihbar eden Suriye asıllı Zakaria Tahhan (21), zanlıyı gördüğünde "metroda yaralanan insanlarla ülkesindeki savaş mağdurları arasında bağ kurduğunu", bu olayın kendisine Suriye'deki iş savaşta yaşadıklarını hatırlattığını söyledi.

Aldığı inisiyatifle ABD medyasında ve New Yorkluların sosyal medya paylaşımlarında "kahraman ilan edilen ve "Zack" diye tanınan Zakaria Tahhan, Times Meydanı'nda AA muhabirine konuştu.

Saldırının yaşandığı Brooklyn kentinde doğduğunu, bir süre sonra ailesiyle Suriye'ye döndüğünü, iç savaşın patlak vermesi nedeniyle 13 yaşındayken Türkiye'ye sığındığını ve sonrasında ABD'ye tekrar geldiğini anlatan Tahhan, son 4 yıldır ABD'nin New Jersey eyaletinde ikamet ettiğini, güvenlik sistemleri hizmeti veren bir şirkette çalıştığını, Manhattan'da bir mağazaya güvenlik kamerası takmaya geldikleri gün tesadüfen metro saldırganını gördüğünü aktardı. Tahhan, şöyle devam etti:

"Mağaza caddenin köşesindeydi. Bazı aletleri araçtan almak için dışarı çıkmıştım. Kuzenim ve mağazanın yöneticisi yanımdaydı. Saldırganın internetteki fotoğrafına bakıyorduk. Keşke onu bulsam diyordum. Çünkü sebep olduğu görüntüler beni uyutmamıştı. Aman Allah'ım. Bunlar, güvenli bir ülke olan Amerika'da olmuştu. 'Neden böyle bir şey yaptı, onu bulmalıyız, böyle başıboş bırakamayız' diyordum. ve söylendiğine göre o sırada, 3 dükkan yanımızdaki McDonalds'tan yiyecek alıyormuş."

Tahhan, zanlıyla ilgili, "Ona rastladığım günün sabahı fotoğrafını televizyonda görmüştüm. İnterneti açıp tekrar baktım. Fotoğraftaki aynı kişiydi." diye konuştu. Saldırganı yanındaki kuzenine de tasdik ettirdiğini belirten Tahhan, mağaza yöneticisinin ise "belaya bulaşmak istemediği için" acil yardım hattı 911'i aramayı reddettiğini dile getirdi.

Tahhan, "O sırada sokaktan geçen polis arabasını gördüm, kırmızı ışıkta durmuştu, gittim ve 'hey, işte o adam, gidin yakalayın onu' dedim. Şüpheli siyah bir çanta taşıyordu ve içinde bir sürü malzeme vardı. Etraftakileri ona yaklaşmamaları konusunda uyardım. Belki de benim delirdiğimi düşündüler." şeklinde konuştu.

Polis aracına yanaşıp şüpheliyi işaret edinceye kadar polisin haberinin olmadığının altını çizen Tahhan, o andan sonra polisin arabanın ışıklarını yakarak hızla şüpheliye yaklaştığını ve onu kıskıvrak yakaladığını, hemen öncesinde ise bir polis aracının aynı sokaktan durmadan geçip gittiğini söyledi.

Tahhan, "İnsanların ölmesini istemiyorum. Herkesin güven içinde olmasını ve bu tür insanlardan uzak durmasını istiyorum. Tek istediğim bu." diyerek, insanların Hristiyan ya da Müslüman olmasıyla ilgilenmediğini, sadece herkes için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını vurguladı.

Saldırıda yaralanan Amerikalılarla ülkesindeki savaş mağduru siviller arasında empati kurduğunu belirten Tahhan, saldırganı tanıdığında Suriye'de öldürülen insanları ilk gördüğü zamanki gibi hissettiğinin, gözlerine inanamadığının altını çizdi. Tahhan, "İnsanların ailesi var, çocukları var, bunu onlara nasıl yaparsın." ifadelerini kullandı.

Kendisi ABD'de, ailesi Türkiye'de yaşıyor

ABD'de yalnız olduğunu, ailesinin ise İstanbul'da yaşadığını kaydeden Tahhan, "İstanbul birçok Müslüman toplumun yaşadığı çok güzel bir şehir. Türk insanı çok iyi. (Recep Tayyip) Erdoğan, kendi gözlerimle gördüğüm üzere, Suriyelilere, Ukraynalılara ve herkese çok iyilik yapmış biri." dedi.

Tahhan, Suriye'deki iç savaş nedeniyle ailesiyle birlikte Türkiye'ye sığındığını ve İstanbul'da 3 yıl yaşadığı için biraz Türkçe de öğrendiğini belirterek, Türkçe olarak, "Ben buradayım, yaptığım çok büyük bir şey değil. Suriyeliyim, İstanbul'da da çok güzel 3 sene geçirdim. Birçok arkadaşım vardı, onları özlüyorum. İstanbul'a ailemi, arkadaşlarımı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı görmek için gideceğim." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de ailesiyle geçirdiği ramazan günlerini hiç unutamadığını söyleyen Tahhan, "O ramazanlar bambaşka idi. Ailecek masaya toplaşırdık. Cami ziyaretleri yapardık. İftar için yemek pişirip dağıtırlardı." diye konuştu.

Türkiye'ye yardımseverliğinden dolayı teşekkür etti

Suriye'de kaldığı yıllarda çok zor zamanlar geçirdiğini, iç savaşta üzerlerine bomba yağdığını anlatan Tahhan, insanların bombaların altında öldüğüne çoğu kez gözleriyle şahit olduğunu, birçok defa sokakta vurulmuş çocukları kucaklayıp götürdüğünü söyledi.

Tahhan, kendilerine kapılarını açan ve yardımlarını esirgemeyen Türkiye'ye müteşekkir olduğunun altını çizerek, "Türklere çok teşekkür ederim. Sadece Suriyelilere değil, Afganistanlı, Pakistanlı herkese kapılarınızı açtınız. Erdoğan'a ve Türkiye'ye bunun için çok teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Tahhan, polise yardımının onu belli bir üne kavuşturduğunu, bu nedenle kimliği ve niyeti belirsiz kişilerin sosyal medyada kendi adına birçok sahte hesap açarak para toplamaya çalıştıklarını anlatarak, "Bu doğru bir şey değil. Çünkü o paranın nereye gideceğini bilmiyorum. Eğer ben yardım toplasaydım, herhangi bir ülkede sıkıntı yaşayan herkese, evsiz kalmış ailelere yardım etmek isterdim." dedi.

Brooklyn'deki metro saldırısı

New York'ta, Brooklyn'deki bir metro istasyonunda 12 Nisan'da düzenlenen saldırıda 10'u ateşli silahla olmak üzere 30'a yakın kişinin yaralandığı bildirilmişti.

New York Polis Departmanı Komiseri Keechant Sewell, olayın bir terör saldırısı olduğunu söylemek için ellerinde delil bulunmadığını dile getirmişti. Sewell, turuncu inşaat yeleği giyen ve gaz maskesi takan şüphelinin siyahi bir erkek olduğu, etraftaki ve perondaki yolculara rastgele ateş açtığı bilgisini vermişti.

Olayın zanlısı olarak 62 yaşındaki Frank James yaklaşık bir gün sonra Suriye göçmeni Müslüman genç Zakaria (Zack) Tahhan'ın ihbarı üzerine Manhattan'da yakalanmıştı.

Tahhan, metro saldırganını yakalatmasının yanı sıra sempatik ve heyecanlı anlatımıyla da New Yorkluların sevgisini kazanmış, ABD medyasında ve sosyal medyada adından çokça söz ettirmişti.