Neden Tarkovski Olamıyorum" Filminin Galası
51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali- Festivalin Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması'na katılan filmlerden "Neden Tarkovski Olamıyorum" filminin galası yapıldı- Film Yönetmeni Murat Düzgünoğlu, gösterim sonrası düzenlenen söyleşide sansür ile ilgili hazırladıkları ortak açıklamayı okudu- Düzgünoğlu: "Sinemacılar filmlerin suç ceza esasına göre işleyen bir mecra tarafından kesilip biçilmeden gösterilmesini, seyirci de bu filmleri eksiksiz izlemeyi hak eder fakat neredeyse asırlardır, iktidarlar sanat eserine müdahale, sanatçılar da bununla mücadele ederler"ANTALYA (AA) - 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması'nda yer alan "Neden Tarkovski olamıyorum" filminin galası gerçekleştirildi.
51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali- Festivalin Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması'na katılan filmlerden "Neden Tarkovski Olamıyorum" filminin galası yapıldı- Film Yönetmeni Murat Düzgünoğlu, gösterim sonrası düzenlenen söyleşide sansür ile ilgili hazırladıkları ortak açıklamayı okudu- Düzgünoğlu: "Sinemacılar filmlerin suç ceza esasına göre işleyen bir mecra tarafından kesilip biçilmeden gösterilmesini, seyirci de bu filmleri eksiksiz izlemeyi hak eder fakat neredeyse asırlardır, iktidarlar sanat eserine müdahale, sanatçılar da bununla mücadele ederler"ANTALYA (AA) - 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması'nda yer alan "Neden Tarkovski olamıyorum" filminin galası gerçekleştirildi. Antalya Kültür Merkezi'ndeki gala gösteriminde yönetmen Murat Düzgünoğlu ile filmde rol alan oyuncular katıldı. Filmi Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması Jüri Başkanı Yılmaz Erdoğan ve diğer jüri üyeleri izledi. Filme, izleyiciler de büyük ilgi gösterdi. Aspendos Salonu'nda gerçekleştirilen gösteriminin ardından filmin söyleşisi ise Perge Salonu'nda yapıldı. - Sansür'e ilişkin ortak açıklamaSahneye çıkan Düzgünoğlu, sansür ile ilgili ortak bir metin hazırladıklarını ve bu metni her film sonrasındaki söyleşide okuyacaklarını belirtti. Metni okuyan Düzgünoğlu, 30 Eylül'den bu yana 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali katılımcılarının ve jüri üyelerinin sansür, oto sansür, TCK, çekilmek, çekilmemek, ısrar, özür gibi sözcüklerle meşgul olduğunu kaydetti. Tüm yaşananlara rağmen kendilerinin burada olduğunu ve filmlerin gösterime girdiğini söyleyen Düzgünoğlu, "Burada oluşumuz sansürü reddetmediğimiz anlamına gelmiyor. Burada olmamayı seçen arkadaşlarımız da kendi tavırlarını aldılar ve başta bir yol seçtiler yanlarındayız" dedi. Festival organize etmenin, yönetmenin, sanat eserinin ve sanat içeriğinin önüne geçemeyeceğini vurgulayan Düzgünoğlu, sanat eseri olmadan festivallerin olamayacağını ifade etti. Yarım yüzyılı aşkın zamandır sürmekte olan Altın Portakal Film Festivali'nin sinemacıların ve seyircilerin festivali olduğuna inandıklarını dile getiren Düzgünoğlu, festivalin Reyan Tuvi'nin "Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek" isimli belgeseline uygulanan sansür nedeniyle sinemacılar arasında fikir ayrılıkları oluştuğunu ifade etti. Düzgünoğlu, tartışmaların Reyan Tuvi ve filmi üzerinden konuşmak yerine sansürün tüm boyutlarıyla tartışılması gerektiğine işaret etti.Sansürün sinemanın iki cephesi olan sinemacılar ile seyircileri mağdur ettiğini belirten Murat Düzgünoğlu, "Sinemacılar filmlerin suç ceza esasına göre işleyen bir mecra tarafından kesilip biçilmeden gösterilmesini, seyirci de bu filmleri eksiksiz izlemeyi hak eder fakat neredeyse asırlardır, iktidarlar sanat eserine müdahale, sanatçılar da bununla mücadele ederler" diye konuştu. - "Bir sanat eseri ceza kanunlarına göre değerlendirilemez"Asırlardır iktidarların sanat eserlerine müdahale, sanatçıların da bununla mücadele ettiğini dile getiren yönetmen Düzgünoğlu, bir sanat eserin ceza kanunlarına göre değerlendirilemeyeceğini savundu. Düzgünoğlu, şunları söyledi: "Bir sanat eseri bir festivale katılırken devlet tarafından sinema profesyonelleri tarafından değerlendirilir. Oysa bugün sadece festivallerde farklı aşamalarda yapılan müdahaleler sanatçının ifade özgürlüğünü engellemektedir. Sinema sınıflandırma kanunu bakanlıkla temas ve destek alma sürecinin kendisi belgesellerin dahi eser işletme belgesi alma zorunluluğu sansürün tespit edilmesi, daha güç olan yüzünü ortaya koymaktadır."Sinemada sansür konularına ilişkin bir tartışma başlatmak için son bir aydır yaşananları bir fırsat olarak gördüklerini ifade eden Düzgünoğlu, bu doğrultuda her türlü farklı görüşü değerlendirmek adına sinemacıları, yöneticileri, seyircileri festival boyunca düzenlenecek serbest kürsüye ve 17-18 Ekim tarihlerinde uzman konukların gerçekleştireceği foruma davet ettiklerini kaydetti. Toplantılardan çıkan sonuçları, somut talepleri paylaşacaklarını dile getiren Düzgünoğlu, ödüllerden ayrılacak gelirle sansür ile ilgili sanatsal çalışmalara destek olmak ve bir sinema merkezi kurma çalışmalarını başlatmak amacıyla bir form oluşturmayı planladıklarını bildirdi. Düzgünoğlu, Kobani'de yaşanan olaylarla ilgili olarak da bir ortak açıklama hazırlandığını, en kısa zamanda da kamuoyu ile paylaşacağını belirtti. - Ortak metinde imzası bulunanlarMetinde, "Neden Tarkovski Olamıyorum" yönetmeni Murat Düzgünoğlu, "Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku" yönetmeni Çiğdem Vitrinel, "İtirazım Var" yönetmeni Onur Ünlü, "Balık" yönetmeni Derviş Zaim, "Kuman Tadı" yönetmeni Melisa Önel, "Çekmeköy Underground" yönetmeni Aysin Türkmen, "Annemin Şarkısı" yönetmeni Erol Mintaş, "Sivas" yönetmeni Kaan Müjdeci, "Neden Tarkovski Olamıyorum" yapımcısı Osman Özcan, "Annemiş Şarkısı" yapımcısı Aslı Erdem, "İyi Biri" Ayhan Sonyürek, Sinema Eseri Yapımcıları Meslek Birliği (SE-YAP) Başkan Yardımcısı ve Antalya Film Forum Koordinatörü Yamaç Okur, Antala Film Forum Danışma Kurulu Üyesi Marsel Kalvo, Antalya Film Forum'da yer alan Ak Ejder Filminin yapımcısı Funda Alp, yapımcı İsmail İçen'in imzası yer aldı. - Film söyleşisiDüzgünoğlu, ardından sinemaseverlerin sorularını yanıtladı. Düzgünoğlu, filmi 8 sene önce yazmaya başladığını ve filmin yaşamından izler taşıdığını söyledi. Bir seyircinin jurinin tarafsızlığıyla ilgili sorusuna ise Düzgünoğlu, "Bir filmi juriye teslim ediyorsanız, sonuçlara da baştan (evet) demeniz gerekiyor. Sonuçlar istediğiniz gibi çıkmaz ise politik, estetik ya da ahlaki yorum yapmak abestir" dedi. .