Haberler
Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat: Yoğun savaşa hazırlanın

Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat

Türkiye sınırında kritik gelişme: Muhalifler, ikinci büyük kenti ele geçirmek üzere

Türkiye sınırında kritik gelişme! Muhaliflerin ikinci büyük kenti geçirmesi an meselesi

İslam Memiş uyardı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Kritik uyarı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Fuhuşa zorlanan 17 yaşındaki kızın anlattıkları kan dondurdu: Günde 180 kişi ile birlikte oluyordum

Günde 180 kişiyle birlikte olmaya zorlamışlar

Ne Olacak Bu Dershanelerin Hali?

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Dershanelerin dönüşümüyle ilgili görüş belirten sendikaların ortak tavrı öğretmenlerin mağdur olmaması.

Dershaneleri ortaya çıkaran sebeplerin kaldırılması gerektiğini ifade eden sendikalar, durumun bir an önce netleşmesini istiyor. İşte sendikaların dershane ve öğretmenlerine ilişkin görüşleri…

Mart ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) geçen tasarıya göre Türkiye'deki dershaneler 1 Eylül 2015 tarihinde kapanacak. Kapanan dershanelerin bir kısmı özel okula dönüştürülüp lise eğitimi verecek.

Ancak dershanelerin dönüşümüyle hem mezun öğrencilerin hem de Türkiye'de 60 bin civarındaki dershanelerde çalışan öğretmenin akıbetinin ne olacağı sorusu ise hala gündemdeki yerini koruyor.

Devlet, mezun olan öğrenciler için Halk Eğitim Merkezindeki takviye kurslarla durumu çözmeye çalışacağını belirtse de, henüz bu yönde atılmış somut bir adım yok. 60 bin civarında öğretmenin ne olacağıyla ilgili olarak da 6 yıl ve üzerinde dershanelerde çalışan öğretmenlerin ise devlet tarafından kadroya alınacağı belirtilmişti. Ancak son açıklamalara göre 60 bin civarındaki bu öğretmenlerden sadece 3 bin 121 ile sınırlı kalacağı konuşuluyor. Durum böyle iken Gazete İpekyol olarak, Urfa'daki eğitim sendikalarına dershanelerin kapanması ve öğretmenlerin durumunun ne olacağıyla ilgili talepleri ve çözüm önerilerini sorduk. İşte Şanlıurfa'daki eğitim sendikalarının görüşleri…

COŞKUN: ÖZEL OKULLARDA İSTİHDAM EDİLMELİLER
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun:
"Dershanelerin kapanması ile ilgili olarak YGS sınavı için yönlendirme kılavuzluk yapmak için MEB tüm il ve ilçelerdeki RAM'larda görevli rehber hocalar aracılığı ile bu konuda öğrencilere rehberlik yapacak, yardımcı olacak öğretmenler görevlendirerek bu konuda tüm hazırlıklarını yapmıştır. Dolayısıyla herhangi bir aksaklık oluşmadan bu işler yürümektedir. Öğretmenlerin ise mağdur edilmemesi için özel okula dönüştürülen yerlerde istihdam edilmeli. Bunların mutlaka devlet bünyesine alınmasına gerek yok. Özel okullarda devam edilmesi mağduriyetin giderilmesini sağlar. Bununla birlikte dışarıda atamayı bekleyen 300 bine yakın öğretmen var. Bunlarında mağdur olmaması için gerekli işlemlerin yapılması lazım. Makul olan bunlarında özel okullarda istihdam edilmesidir."

UZUNDAĞ: KADROYA ALMA HEM YANLIŞ HEM YETERSİZ
Özgür Eğitim-Sen Şanlıurfa Şubesi Sekreteri Vehbi Uzundağ: "Dershanelerin kapatılmasıyla birlikte okul içi eğitim ve öğretmenin durumu daha önemli hale gelecektir. Okul için önemli bir gelişme olmakla birlikte okulların kademeleri arasında geçişte sadece akademik başarıyı dikkate alan bir sistemle devam edildiği takdirde dershaneler her zaman bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkacaktır. Ortaöğretime geçişte bir düzenleme yapılmış olsa da üniversiteye girişle ilgili henüz bir formül ortaya konmuş değildir. Milli Eğitim Bakanlığı dershaneleri ihtiyaç olmaktan çıkaracak çözümler üretirse dershaneler kendiliğinden gündemden düşmüş olacaktır. Sonuç itibariyle çıkarılan yasa ile birlikte uygun olan dershanelerin özel okula dönüşümü sağlanacaktır. Dönüşümü uygun olmayan dershaneler ise kapatılacaktır. Dershanelerin dönüşüm süreci tamamlanmadığı için ne kadar öğretmenin açıkta kalacağı belli değildir. Basında ifade edildiği gibi 60 bin öğretmenin açıkta kalacağı konusuna gelince okula dönüşüm süreci (önümüzde 2-3 ay içinde kesinlik kazanacaktır) tamamlandıktan sonra işsiz öğretmen sayısı kesinlik kazanmış olacaktır. Bir diğer önemli husus bu öğretmenlerin işsiz kalma riski. Milli Eğitim Bakanlığı yapacağı mülakatla 3 bin civarı öğretmeni kadro alacaktır. Bu yeterli bir sayı değildir. Aynı zamanda bu yetersiz kadronun alım biçimini de yanlış buluyorum. Sadece dershanede görev yapanlar işsiz değildir. Eğitim fakültesini bitirip atamayı bekleyen 100 binin üzerinde öğretmen adayı mevcuttur. Mülakatla öğretmen almak yerine bu yıl kadroya alınacak öğretmen sayısını iki katına çıkarılarak herkese eşit uygulanan sınavla atamanın gerçekleşmesini talep etmek en doğru yol olacaktır."

ÇAKMAK: DERSHANE KAPATILACAKSA EĞİTİM EŞİTLENMELİ
Aktif Eğitimciler Sendikası (Aktif-Sen) Şanlıurfa Şube Başkanı Osman Çakmak: "Dershaneler arz talep ilişkisine göre ortaya çıkmıştır. Kimse çocuğunu 'Madem dershane var o zaman dershaneye göndereyim' yada 'çocuklarımın anısı olsun'diye dershaneye göndermiyor. Dershanenin kalkması isteniyorsa önce dershane ihtiyacının ortadan kalkması gerekir. Dershaneler kapatılacaksa tüm okulların eğitim kalitelerinin eşitlenmesi sağlanmalıdır. Şanlıurfa'nın herhangi bir ilçesi ile merkezi arasındaki eğitim nasıl ki birbiriyle özdeş değilse; Şanlıurfa merkez ile Ankara merkez arasındaki eğitim kalitesi kesinlikle özdeş değildir. İşte dershaneler bu eşitsizliği ortadan kaldırmak için çıkmıştır. Dershaneler kapatılarak bu eşitsizlikteki makas daha da açılacaktır. Çocuğunun iyi bir eğitim almasını isteyen veliler çocuklarını ya özel okula gönderecekler ya da özel ders takviyesinde bulacaklar. Önceden ilimizde 2 bin ile 3 bin lira arasında ücret ödeyerek çocuğunu dershaneye gönderebilen veli artık en az 10 bin lira gibi ücret ödeyerek özel okula gönderecek ya da özel ders aldıracaktır. Artık veliler çocuğun iyi bir eğitim alabilmesi için ineğini değil evini, arabasını satacaktır. Sendika genel merkezimizin düzenlediği toplumdaki dershane algısı ile alakalı anketlere bakıldığında dershaneler kesinlikle kapatılmamalıdır. Dershanelerin kapatılmasında en çok Doğu ve Güneydoğu illerindeki öğrenciler olumsuz etkilenecektir.

Ayrıca dershanelerin kapatılması sonucu 60 bine yakın öğretmenin akıbetinin ne olacağı da belli oldu. Daha önce dershanede çalışan öğretmenlerden 6 yılını dolduranların Milli Eğitim Bakanlığı kadrosuna alınacağı duyurulmuştu. Geçen hafta alınacak öğretmen sayısının 3 bin 121 ile sınırlı olduğu belli oldu. Halen ülkemizde 300 bine yakın atama bekleyen öğretmen olduğu düşünülürse bunlara katılacak 57 bin öğretmen ile eğitimdeki bu sosyal yara daha da büyüyecektir. Bu 3 bin 121 öğretmenin sözlü sınavla alınacak olması ve bu sözlü sınavı Danıştay'ın müdürlüklerini iptal ettiği okul müdürleri tarafından yapılacak olması da ayrı bir sorundur."

KARAKUŞ: DERSHANELERİN KAPATILMASI AKIL DIŞI
Türk Eğitim-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı Hikmet Karakuş: "Eğitim dışı amaç ve sebeplerle dershaneleri kapatmak hem ahlaki, hem de vicdani değildir. Dershanelerin kapatılması konusu Türkiye'nin eğitim gerçekleri çerçevesinde tartışılması gerekirken, maalesef siyasi tartışmalarla gündeme getirilmektedir. Nitekim dershanelerin kapatılmasına rağmen, okullardaki ve halk eğitimdeki kursların devam etmesi çocuklarımızın takviyeye ihtiyaç duyacağının da açık bir göstergesidir. Dershanelere olan ihtiyacın ortadan kaldırılması düşünülmeden, dershanelerin kapatılması, merdiven altı dershanecilik faaliyetlerine de zemin hazırlayacaktır. Siyasi iktidar döneminde dershane sayısının 2 binden 4 bine çıktığını, bugünkü koşullarda dershanelerin kapatılması akıl, mantık, izan dışı. Yasal olarak faaliyet gösteren 4 bin dershanenin dışında, 2 bin de illegal faaliyet gösteren dershanenin varlığı da tüm kamuoyunun malumudur. Dershanelerin kapatılması sağlıklı işleyen bir yapının, tamamen illegal bir yapıya dönüşmesine yol açacaktır. Böyle bir durumda tamamen denetimsiz, ne yaptığı belli olmayan dershanecilik faaliyetleri ile karşı karşıya kalacağımız açıktır. Türkiye'de özel okulun bir ihtiyaç olup olmadığı ayrıca tartışılması gereken bir husustur. Çünkü ülkemizdeki mevcut özel okulların doluluk oranı yüzde 40 civarındadır. Özel okul ihtiyacı bulunsa mevcut okulların yüzde 100 kapasite ile çalışması gerekirdi. Kamuoyunda kapatılan dershane öğretmenlerinin sınavsız olarak MEB'de istihdam edileceği ile ilgili söylentiler dolaşmaktadır.
Bir yanda yüzbinlerce öğretmen atama beklerken böyle bir uygulama kabul edilemez. Bunun düşünülmesi bile atama bekleyen öğretmenlerimize haksızlıktır. Alınan tek taraflı karar, mülkiyet ve ticari teşebbüs hakkı gibi demokratik kazanımlara zarar verecektir. Dershanelerin özel eğitim kurumuna dönüştürülmesi konusunda tercih dershane sahiplerine bırakılmalıdır. Dershane öğretmenlerinin MEB'e entegrasyonu konusunda atama bekleyen öğretmenlerimize haksızlık anlamına gelecek uygulamalardan uzak durulmalı, bu öğretmenler atama bekleyen öğretmenlerle birlikte KPSS sınavına girmeli ve başarılı olanların ataması yapılmalıdır."

AKDAĞ: ÖĞRETMENLER MAĞDUR EDİLECEK
Eğitim-Sen Şanlıurfa Şube Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahman Akdağ:
"Temel lise adı altında öğrenim verecek ve öğrencileri üniversite sınavına da hazırlayacak olan bu liselerin ücretleri şimdiden dershanelerin üç katını bulmuştur. AKP hükümetinin dershaneleri kapatma yönündeki kararı sonucu velilerin sınavlara hazırlık faturası en az üçe katlanmış, lise son sınıf fiilen üniversite hazırlık sınıfına dönüşürken temel liselerin son sınıfına kayıt fiyatları 16-25 bin TL arasına yükselmiştir. Hükümet bir kez daha 'kaş yapacağım derken göz çıkarmış' fatura yine öğrencilere ve velilere yıkılmıştır. Dershanelerde çalışan öğretmenler mağdur edilecek, sözlü sınav ile öğretmenliğe geçiş yeni tartışmaları beraberinde getirecektir. Özel okullarda ve dershanelerdeki eğitim emekçileri iş güvencesi, çalışma koşulları ve ücret güvencesi açısından en olumsuz koşullarda çalışmaktadır. Özel okul ve dershane öğretmenlerinin mesleki ve duygusal tükenmişlik düzeyleri, kamuda çalışan kadrolu öğretmenlerle kıyaslanmayacak kadar yüksektir.
Getirilen düzenleme, dershanelerde çalışan ve sayıları 60 bine yaklaşan çoğu güvencesiz, sigortasız çalıştırılan ya da sigortası eksik yatırılan dershane öğretmenlerinin sorunlarına çözüm üretmemektedir. Dershanelerde sigortasız çalıştırılan çok sayıda öğretmen bulunmaktadır ve sigortalı öğretmenlerin çoğunun sigortası eksik yatırılmaktadır. Ücretli öğretmenlik uygulaması gibi güvencesiz istihdam biçimleri sürdürülürken, dershane öğretmenlerine sözlü sınav gibi her türlü istismara açık bir uygulama ile öğretmenliğe geçme imkânı tanınması yeni tartışmaları ve haksızlıkları beraberinde getirecektir. Hükümet, dershane sisteminin bir sonuç olduğunu görmemekte ısrar etmekte, temel lise uygulaması ile eğitimde ticarileşme ve özelleştirme uygulamalarını hızlandırmaktadır. Bu tutum asıl sorunun sınav odaklı eğitim sistemi olduğu gerçeğini değiştirmediği gibi, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da bozulması anlamına gelmektedir. İktidarın asıl niyeti öğrencileri dershanelerden kurtarmak değil; bu bahaneyle kamusal eğitimi tasfiye edip eğitimi tamamen piyasa ilişkileri içine çekmek, kamu kaynaklarını özel okullara aktarmak ve kamusal eğitimi tasfiye etmektir. Eğitim-Sen, dershanelerin kapatılması ve özel okula dönüştürülmesi tartışmalarını, yıllardır uygulandığı gibi, kamusal kaynakların eğitimin ticarileştirilmesi ve her geçen gün daha fazla oranda piyasalaştırılması için özel okullara, dolayısıyla sermayeye aktarılması olarak değerlendirmektedir. Yapılması gereken; halkın ödediği vergilerden oluşan kamu kaynaklarının devlet okullarına aktarılması, eğitime yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmasıdır. Mezun durumdaki öğrencilerin mağduriyetleri Halk Eğitim Merkezleri, Eğitim Destek Evleri ve Devlet Okullarında açılacak ücretsiz yetiştirme kursları ile bakanlıkta görevli öğretmenlere ek ödeme verilerek giderilmelidir.Atama bekleyen 300 bin öğretmenimiz var. OECD Ülkeleri normlarında nitelikli bir eğitim yapmak için tüm bu ataması yapılmayan öğretmenlerimizi istihdam edebiliriz. Dershane öğretmenleri de bu kapsamda bakanlığın mağduru olmamalıdır."

Kaynak: Temsilci / Güncel
title