Nazari ailesinden TİHEK'e teşekkür ziyareti
Nazari ailesinden TİHEK'e teşekkür ziyareti Avrupa hayali drama dönüşen, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu'nun girişimleriyle kavuşan Afganistan uyruklu Nazari ailesi TİHEK Başkanı Süleyman Arslan'ı ziyaret ederek teşekkür etti.
Nazari ailesinden TİHEK'e teşekkür ziyareti
ANKARA - Avrupa hayali drama dönüşen, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu'nun girişimleriyle kavuşan Afganistan uyruklu Nazari ailesi TİHEK Başkanı Süleyman Arslan'ı ziyaret ederek teşekkür etti.
Avrupa hayali kuran Nazari ailesi, Afganistan'dan ilk İran'a oradan ise 2014 yılında Türkiye'ye geldi. Şefika Nazari, eşi Mehmet ve 7 çocuğuyla, geçtiğimiz Şubat ayında kendisi gibi binlerce mülteciyle birlikte Yunanistan sınırına ulaştı ve Meriç Nehri'ni aşarak Yunanistan'a geçti. Bu sırada Yunan polisinin mültecilere müdahalesi sonucu çıkan kargaşada Şefika Nazari ile çocukları birbirlerini kaybetti. Nazari ailesi Türkiye'ye sınır dışı edilirken, çocuklarından Elif Naz ve oğlu Ferit ise Yunanistan'da mahsur kaldı. Anne Nazari, çocuklarını geri alabilmek için TİHEK'e başvurdu. TİHEK'in girişimleri sonucunda Yunanistan'da kampta mahsur kalan Elif Naz ve Ferit Nazari Türkiye'ye getirildi. Ramazan Bayramı'nı Türkiye'de ailelerinin yanında kutlayan Elif Naz ve Ferit ile anne Şefika Nazari, TİHEK Başkanı Süleyman Arslan'a teşekkür ziyaretinde bulundu.
Ziyarette konuşan TİHEK Başkanı Arslan, Türkiye'nin sınır kapılarını açtığını açıklamasının ardından Türkiye'de bulunan düzensiz göçmen ve sığınmacıların Edirne sınırına yöneldiğini ve farklı noktalardan sınırı geçtiklerini anımsattı. Bu süreç içerisinde Şefika Nazari'nin kuruma bir başvuruda bulunduğunu kaydeden Arslan, aileden gerekli bilgileri aldıklarını söyledi. Bir sorumluluk hissederek ilgili mercilerle yazışmalar yaptıklarını dile getiren Arslan, "Çocuklar olaydan 75 gün sonra Kızılay'a teslim edildi. Sonra Ankara'ya geldi ve karantinaya alındılar. Karantina süreci sonrası aileye teslim edildiler. Yasakların kalkmasının ardından da bize teşekkür ziyaretine geldiler. Biz de böyle bir olaya katkı vermiş olmaktan dolayı sevinçliyiz" diye konuştu.
Avrupa'da Kayıp Mülteci ve Çocuklar Raporu'na göre 2014 ile 2018 yılları arasında dünya çapında her gün kayıtlı bir göçmen çocuğun kayıp veya ölü olarak bildirildiğini vurgulayan Arslan, "Bu, buz dağının görünen ucudur. Gerçekte daha fazlasının başka bir ülkede sığınak arama sırasında ölmüş veya kaybolmuş olduğu ve bu kayıpların kayıt altına alınmadığı bir gerçektir" dedi.
Yunanistan'daki refakatsiz çocukların yolculuklarına devam edebilmek, yiyecek, barınak ve para elde edebilmek için cinsel sömürüye maruz kaldıklarına dikkat çeken Arslan, "Savunmasız bir grup olan çocuklar, göçmenler ve sığınmacılar yolculukları boyunca maruz kaldıkları şiddet, cinsel istismar, insan kaçakçılığı ve sömürü gibi bir çok tehlikeye karşı özel korunmaya ihtiyaç duymaktadır. Çocuklar, göçmenler ve sığınmacıların özellikle korumasız bir grubudur. Bu sebeple yolculukları boyunca karşılaştıkları şiddet, cinsel istismar ve bir çok tehlikeye karşı özel bir korumaya ihtiyaç duyarlar" değerlendirmelerinde bulundu.
"O bekletme insani değildir"
Arslan, "Belki sonuçta herkes aynı fırsatı bulamayabiliyor. Bu aileye böyle bir imkan sağlanmış oldu ancak normal şartlarda böyle bir olay daha gün geçmeden çözülmesi gerekirken, bizim kurduğumuz ilişkilerden, yaptığımız konuşmalardan öğrendiğimiz kadarıyla 'bir seneden önce geriye dönme imkanı yoktu' gibi şeyler söylüyorlar. Biz büyük ilişkileri devreye sokmuş olduk. Devletin hemen orada araması lazımdı. 'Böyle bir çocuk var, bunun ailesiyle sizde bilgi varsa bunları buluşturalım' demeleri lazımdı. Bir seneyi de beklediğimiz bir süreçte bir ayda bunun hemen geriye gelmiş olması bizim açımızdan önemlidir. Böyle 3 yaşında çocuklar için çok çok fazla bir zamandır. O bekletme insani değildir" ifadelerini kullandı.
Şefika Nazari, TİHEK Başkanı Arslan'a teşekkür ettiğini belirterek, "Sınır açılınca Yunanistan'a gittik. Kızım ve oğlum 3 ay orada kaldı. Sayın başkanımızdan Allah razı olsun çok uğraştılar, bize yardımcı oldular ve çocuklarıma kavuşturdular. Çok aile bizim gibi. Ben kavuştum, Allah herkesi kavuştursun" dedi.
"Göçmenlere yalan söylüyorlar"
Ferit Nazari ise kardeşiyle birlikte yaklaşık 3 ay Yunanistan'da kaldıklarını anlatarak, "Allah razı olsun başkanımızdan bizi Türkiye'ye getirdiler. Ailesinden uzakta kalanları da Allah bir an önce kavuştursun. Ailemin numarasını bulamadım. Nerede olduklarını bilmiyordum. Türkiye'de yaşayan Bayburtlu bir arkadaşımın numarasına ulaştım, durumu ona anlattım, onun yardımıyla anneme ulaştım. Yunan yetkililer kardeş olduğumuza dair belge istediler. Afgan kimliğimin olmadığını ama Türkiye'nin verdiği koruma kimliğimin olduğunu söyledim. Belge vermeme rağmen Yunan yetkililer en az 6 ay burada bekleyeceğimi daha sonra deport edileceğimi söyledi. İtiraz edince bana 'kampın önceki reisi olsaydı kardeşini alırdı' dediler. Kampta çok kişi kalıyor. Afgan uyruklu 10 yaşında bir çocuk var. Ailesi yanında değil 8 aydır kampta kalıyor. Göçmenlere yalan söylüyorlar. Yalanları ortaya çıkınca oradaki göçmenler itiraz etti. Çoğunu dövdüler, hapse götürdüler. O günden sonra kardeşim 'polis geldi' denilince korkuyor. Onlar ailesi olmayan, ailesinden ayrı düşen çocukları Avrupa'ya götürüyor. Hiç bir şekilde ailesinden haber alamıyorlar" diye konuştu.