Namlusunu Milletine Çeviren Tanka Selam Durmadı"
Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbeci askerlerinin kurşunlarıyla şehit edilenler arasında hafız ve kurra olan imam hatip İbrahim Yılmaz da yer aldı.
Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbeci askerlerinin kurşunlarıyla şehit edilenler arasında hafız ve kurra olan imam hatip İbrahim Yılmaz da yer aldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Saraçhane'deki binasının önünde göğsünde vurulan Yılmaz'ın sosyal medya hesabında en son olarak rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun "Namlusunu milletine çeviren tanka selam durmam" cümlesini paylaştığı belirlendi.
Şehit İbrahim Yılmaz'ın ağabeyi imam hatip İsa Yılmaz, AA muhabirine kardeşini anlattı. Yılmaz, FETÖ'cüler tarafından şehit edilen hafız kurra 25 yaşındaki Yılmaz'ın cesaret timsali olduğunu söyledi.
Kardeşinin 10 yıllık Kur'an ve Arapça eğitiminin ardından imam olduğunu ve Erzurum'un Şenkaya ilçesinin Yaylabaşı köyünde bu görevini sürdürdüğü söyleyen ağabey Yılmaz, "Yıllık iznini geçirmek için İstanbul'a gelmişti. Darbecilerin kurşunlarıyla şehadet şerbeti içmemiş olsaydı, pazar günü görev yerine geri dönecekti." dedi.
- Hafız kardeşler
Yılmaz, dört kardeş olduklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Hepimiz hafısız. Babam bizleri okutmak için yıllarca Avusturya'da gurbetçi olarak çalıştı. 2 kız 2 erkek kardeş olarak Kur'an ve Arapça eğitimi aldık ve hepimiz hafız çıktık. Ben ve İbrahim Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde imam olarak görev başladık. Kız kardeşlerim ise Kur'an ve Arapça öğretmeye devam ediyorlar. İçimizde en değerlisi İbrahim idi. Çünkü o hafızlığını kurralıkla süsledi. Geçen yıl da resmi göreve başlamıştı. Çok sevdiği imam hatipliği 14 ay yapabildi."
Şehit İbrahim'in çok cesur, ahlaklı, sabırlı ve metanet sahibi olduğunu anlatan Yılmaz, "Çok cesaretliydi. Zaten şehit olması esaretin göstergesidir. En ön safta gidip tavır koydu. Çok ahlaklıydı. Hayatı boyunca ağzından bir kere küfür duymadım. Hakaret bile etmezdi. Sabır ve metanet sahibiydi. Terör bölgesinde görevini büyük bir rızayla yerine getiriyordu. Şehit olmamış oysaydı pazar günü tekrar görev yerine dönecekti. Küçükçekmece'den Fatih'e gelmeye çalışırken darbe olduğunu yolda radyodan öğrendim. Kardeşimi aradım, kız kardeşim İbrahim'in darbecilere tepki göstermek için sokaklara çıkacağını söyledi. Beni beklemesini birlikte gidebileceğimi söyledim. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısını duyar duymaz kendisini sokağa atmış." ifadelerini kullandı.
"Abdestini alarak, cihat ruhuyla meydana çıkmıştı"
Eve geldiğinde İbrahim'in abdestini alarak alanlara çıktığını öğrendiğini aktaran ağabey Yılmaz, şunları kaydetti:
"Tamamen bilinçli olarak cihat ruhuyla askerlerin karşısında durmak için İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önüne gidiyor. Bir süre sonra ise İbrahim'in bir hocası beni aradı ve kardeşimin başına bir şey geldiğini söyledi. Kısa bir süre sonra ise İbrahim'in bir arkadaşı aradı. 'Başımız sağ olsun İbrahim şehit oldu' diyerek acı haberi verdi. Şok geçirdim o anda. İnanmak istemedim ilk anda. Sonra hastaneye gittik, ikinci kata çıktığımda babamı gördüm. Kardeşim sedyede son nefesini vermiş şekilde yatıyordu."
- "Tanka selam durmadı"
Ağabey Yılmaz, hafız kurra olan kardeşinin sosyal medyada en son olarak rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun "Namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam" sözünü paylaştığını hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kardeşimin silahını halkına çevirmiş tanklara selam durmadığını gösterdiler. Ayrıca bu darbecilere yakın medya organları babamı, kafası kesildiği iddia edilen askerin babası olarak gösterdiler. Bu bizi çok çok üzdü. Bizler bu örgüt mensuplarının ne kadar korkunç mahluklar olduğunu gördük."
Çocuklarını iyi yetiştirmek için 25 yıl boyunca gurbette çalıştığını belirten baba Ünal Yılmaz ise şehit oğlu ile gurur duyduğunu kaydetti.
"Çocuklarımı, vatanına, milletine, namusuna şerefine bağlı kalacak şekilde yetiştirdim" diyen baba Yılmaz, "Cumhurbaşkanımız bizi meydanlara davet etti. Biz de bunun üzerine çıktık. Oğlum İbrahim'in cesaretine hayran kaldım. Büyükşehir Belediyesinin önünde oğlumu kaybettim. Bir pişmanlığımı söylemek istiyorum. Keşke ben de orada şehit olsaydım." dedi.
"Yeni İbrahimler yetiştirmeye devam edeceğim"
Şehitliğin kendisine değil daha yürekli olan oğlu İbrahim'e nasip olduğunu vurgulayan baba Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizin aracılığınızla diğer şehir ailelerine de sesleniyorum: 'Çocuğum öldü, eşi dul, çocuğu yetim kaldı' diye üzülmeyin. Oğlumdan geriye eşi ve kızı kaldı. İnşallah yeni İbrahimler yetiştirmeye devam edeceğim. Oğluma verdiğim tüm emekler helal olsun. Arkadaşları beni gördüklerinde 'gözün aydın şehit babası' diyorlar. Biz şehidin arkasında ağlamayacağız. Çünkü şehitlik, peygamberlikten sonra gelen en üst makamdır. İbrahim bizlere ikinci bir düğün günü yaşattı."
İbrahim'in ziyaret edip dua edildiği şehitliğe defnedildiğini anlatan baba Yılmaz, "Her şehitliğe gittiğinde 'Keşke benim de burada yerim olsa.' derdi. O çok istediği şehitliğe defnedildi. Hiç kimse endişe etmesin, bir İbrahim gider bin İbrahim gelir. Binlerce başımız olsa hepsini vermeye hazırız." diye konuştu.