Myanmar'daki darbenin 4. yılında silahlı isyancı gruplar orduya karşı güç kazanıyor

Myanmar'daki darbenin 4. yılında silahlı isyancı gruplar orduya karşı güç kazanıyor
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Myanmar'da ordunun yönetime el koymasının 4. yılında ülkedeki silahlı isyancı gruplar ile ordu arasındaki çatışmalar sürerken, 2024 bu grupların toprak kazandığı bir yıl oldu.

Myanmar'da ordunun yönetime el koymasının 4. yılında ülkedeki silahlı isyancı gruplar ile ordu arasındaki çatışmalar sürerken, 2024 bu grupların toprak kazandığı bir yıl oldu.

Myanmar ordusunun, 2020'deki genel seçimde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve siyasi gerilim yaşanmasının ardından 1 Şubat 2021'de yönetime el koymasıyla ülkede başlayan çatışmalar devam ediyor.

Ordunun yönetime el koymasının ardından artan siyasi gerilim ve silahlı çatışmalarda 1000'den fazla kişi hayatını kaybederken, on binlerce kişi yerinden edildi. Ocak ayı başında bağımsızlığının 77. yıl dönümünü kutlayan Myanmar, 52 senesini ordu yönetiminde geçirdi.

2019'da kurulan, Myanmar Ulusal Demokratik İttifak Ordusu (MNDAA), Budist Arakan Ordusu ve Ta'ang Ulusal Kurtuluş Ordusundan silahlı grupları bünyesinde toplayan "Üç Kardeşler İttifakı" ise 2023'te Myanmar ordusuna karşı silahlı eylemler başlattı.

Ülkenin birçok eyaletinde silahlı çatışmalar sürerken, 2024 senesi silahlı isyancı grupların aktif oldukları bölgede orduya karşı toprak kazandıkları bir yıl oldu. Öte yandan yıllardır zulme uğrayan Arakanlı Müslümanlar ise Arakan Ordusu'ndan da aynı muameleye maruz kalıyor.

"Tüm silahlı gruplar, ülke topraklarının yüzde 40'ından fazlasını kontrol ediyor"

Özgür Rohingya Koalisyonunun kurucularından Nay San Lwin, darbenin 4. yılında ülkedeki çatışmalara ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Lwin, darbenin ardından ülke genelinde halkın sokaklarda protestolar düzenlediğini, ordunun barışçıl gösterileri çok sert bastırmaya çalıştığını kaydetti.

Bu gelişmeler nedeniyle çoğu genç olmak üzere bir çok topluluğun, ülkedeki silahlı gruplara katıldığını vurgulayan Lwin, ilerleyen süreçte ise birçok silahlı grubun ittifaklar halinde bir araya geldiğini bildirdi.

Lwin, darbeden bu yana ordunun, tüm Myanmar'daki topluluklara zulmettiğini, 20 binden fazla insanı gözaltına aldığını, 1000'den fazla kişiyi de öldürdüğünü savundu.

Silahlı grupların orduya karşı güç kazandığına işaret eden Lwin, "Şu anda tüm silahlı gruplar, ülke topraklarının yüzde 40'ından fazlasını kontrol ediyor. Ancak yine de en önemlisi başkent Nepido'yu ve Yangon ve Mandalay gibi ticari şehirleri kontrol etmek. Eğer kontrol edebilirlerse, o zaman bu askeri rejimi devirebilirler." ifadelerini kullandı.

Lwin, çatışmaların, ordu teslim olana kadar devam edeceğini, ordunun güç kaybetse de teslim olmayacağını kaydetti.

"Darbe lideri de dahil olmak üzere generallerin çoğu multimilyarder"

Ordunun 1962'den bu yana (5 yıl hariç) ülkeyi yönettiğini hatırlatan Lwin, "Ulusal kaynakları sömürüyorlar. İyi para kazanabildikleri için ekonomiyi sömürüyorlar ve darbe lideri de dahil olmak üzere generallerin çoğu multimilyarder. Bu yüzden kolay kolay pes etmeyecekler." değerlendirmesinde bulundu.

Ordunun, yönetimi ele geçirmesinin ardından birçok kez seçim yapacağını açıkladığına, bu sene de seçimin yapılmasını beklemediklerine değinen değinen Lwin, "Yani uluslararası toplumdan gerekli baskıyı görene kadar iktidarı ellerinde tutacaklar gibi." dedi.

"Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırım hala devam etmekte"

Ordunun, tüm halka yaptıklarıyla "insanlığa karşı suç" işlediğinin altını çizen Lwin, "Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırım hala devam etmekte." diye konuştu.

Lwin, Arakan eyaletinin büyük bir kısmının, isyancı gruplardan Arakan Ordusu'nun kontrolünde bulunduğunu, eyaletin başkenti Sittwe'nin ise ordunun hakimiyetinde olduğunu söyledi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han'ın, 27 Kasım 2024'te askeri yönetim lideri General Min Aung Hlaing hakkında Arakanlı Müslümanlara karşı işlediği suçlar nedeniyle tutuklama emri çıkarılmasını talep ettiğini anımsatan Lwin, bu gelişmenin darbeden sonra uluslararası anlamda konuya ilişkin atılan en önemli adımlardan biri olduğuna işaret etti.

Lwin, Arakan Ordusu'nun ilk aşamada, Arakanlı Müslümanlara iyi davranacağını ve onlara haklar tanıyacağı yönünde bir yaklaşım geliştirdiğini belirtti.

Arakan Ordusu'nun eyalette güç kazanmasının ardından Müslümanlar için durumun daha da kötüye gittiğini bildiren Lwin, "İsyancı grup Arakan Ordusu ile Myanmar ordusu arasında çatışmalar başladığından beri durum hiç olmadığı kadar kötüleşti." dedi.

"Arakan'daki tüm bu taburların Arakan Ordusuna kolayca teslim olduklarına tanık oluyoruz"

Lwin, 2 Mayıs 2024'te Arakan eyaletinin Buthidaung kentinde büyük bir katliam yaşandığını ve Arakan Ordusu'nun bir köyde bebek, çocuk, yaşlı, kadın ve erkek dahil olmak üzere 100'den fazla insanı öldürdüğünü söyledi.

Ordunun, Arakan Ordusu ile ateşkes yapmak istemediğini vurgulayan Lwin, "Ordu her zaman kaybediyor ama yine de Arakan ordusuna karşı savaşmak istemiyor. Bu yüzden neden topraklarından kolayca vazgeçtiklerini gerçekten bilmiyoruz. Arakan'daki tüm bu taburların, Arakan Ordusuna kolayca teslim olduklarına tanık oluyoruz." şeklinde konuştu.

Lwin, Myanmar'daki iç çatışmalar ve insani duruma karşı uluslararası toplumun gerekli adımları atmadığını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA / Salih Okuroğlu - Güncel
title