Müzisyen Değer Deniz'in Öldürülmesi
İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, "cinsel saldırı, nitelikli yağma ve bu suçlarını gizleme, delilleri ortadan kaldırmak amacıyla kasten öldürme" suçlarından toplam 45 yıl hapis cezasına çarptırdığı ve olay tarihindeki yaşı 18'den küçük sanık C.M. ile ilgili hükmünü, "eylemlerin işleniş biçimi, suç konularının önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı ile kastın yoğunluğu"na göre oluşturdu.
İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, "cinsel saldırı, nitelikli yağma ve bu suçlarını gizleme, delilleri ortadan kaldırmak amacıyla kasten öldürme" suçlarından toplam 45 yıl hapis cezasına çarptırdığı ve olay tarihindeki yaşı 18'den küçük sanık C.M. ile ilgili hükmünü, "eylemlerin işleniş biçimi, suç konularının önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı ile kastın yoğunluğu"na göre oluşturdu.
İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesindeki karar duruşmasına, olay tarihinde yaşı 18'den küçük olan tutuklu sanık C.M. katıldı. Duruşmada maktul Değer Deniz'in kardeşleri Orhan ve Amaç Deniz ile annesi Ayşe Sevinç Sözer de hazır bulundu. Deniz ailesini 5 avukat, sanığı ise avukat Altan Akbaş temsil etti.
Müdahil avukatı Hülya Gülbahar, işlenen suçlarda maktulden kaynaklanan bir tahrik bulunmadığını ve haksız tahrik indirimi uygulanmaması gerektiğini belirterek, "Sanığın geçmişi, aynı binada hırsızlık yapması, karanlık kişilerle ilişkileri, uyuşturucu madde kullandığını kabul etmesi ve mahkeme huzurunda sürekli yalan beyanlarla mahkemeyi yanıltmaya çalışması nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 62. maddesinde yer alan diğer indirimler de uygulanmasın." dedi.
Sanık avukatı savunma yapmadı
Avukat Gülbahar, sanığın suçu işleyiş biçimi, toplum ve kadınlar için yarattığı tehlike, kastın yoğunluğu da gözetilerek en üst sınırdan cezalandırılmasını ve kadın ya da çocuklarla ilgili bir meslek icra etmesinin yasaklanmasını istedi.
Esasa ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Mustafa Balaban, 29 Mart'ta verdiği mütalaayı tekrar ettiğini söyledi.
Duruşmada savunma yapan sanık avukatı Altan Akbaş, olay kendisine ulaştırıldığında farklı bir şekilde anlatıldığına dikkati çekerek, "İddia makamı ve mahkemenizce yapılan araştırmalar, elde edilen deliller değerlendirildiğinde, bu aşamada olayın işlenişine ve oluşuna yönelik bir savunma yapmamızın, savunma geliştirmemizin mümkün olmadığı kanaatindeyim." diye konuştu.
Müvekkilinin yaşının olay zamanında 18'den küçük olduğunu ve savunma yapmasının doğal karşılanması gerektiğini belirten Akbaş, "Çocuk olan müvekkilimin kendi ruh dünyası, sosyal ve kültürel yapısı karşısında duruşmada savunma yapması maktulün geçmişine, aziz hatırasına hakaret değildir. Bu doğrultuda iddia makamının görüşüne katılmıyoruz." ifadesini kullandı.
Avukat Akbaş, müvekkiline verilecek cezada takdiri mahkeme heyetine bıraktığını kaydederken, hükümde lehe olan yasa maddelerinin uygulanmasını talep etti.
Davanın karara bağlanacağını belirten mahkeme heyeti sanık C.M'ye son sözlerini sordu. Sanık, "Hiç bir şey söylemiyorum." dedi.
Takdiri indirim uygulanmadı
Kararını okuyan mahkeme heyeti, sanık C.M'yi, "cinsel saldırı, nitelikli yağma ve bu suçlarını gizleme, delilleri ortadan kaldırmak amacıyla kasten öldürme" suçlarından toplam 45 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Heyet, hükmün, "eylemlerin işleniş biçimi, suç konularının önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı ile kastın yoğunluğu"na göre oluşturdu.
Sanığın olay tarihinde 18 yaşından küçük olmasını göz önüne alarak cezalandırmalarda 1/3 oranında indirim uygulayan mahkeme heyeti, duruşmalarda gözlenen tavırları, sosyal inceleme raporlarındaki açıklamalar, kaçamaklı olarak yanıltıcı davranışlar gösterdiğinin saptanması, bir defada birden fazla suçu birlikte işlemesi, eylemlerinin birbiriyle bağlantılı olması, "cinsel istismar" ve "yağma" suçlarını gizlemek amacıyla öldürme eylemini gerçekleştirmesi ve eylemler sırasındaki soğukkanlı tavırları nedeniyle sanıkla ilgili TCK'NIN 62. maddesinde yer bulan takdiri indirim nedenlerinin uygulanmamasını kararlaştırdı.
"Dava istediğimiz gibi sonuçlandı"
Kararın çıkmasının ardından duruşmayı izleyen maktul Değer Deniz'in ailesi ile avukatları, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklama yaptı.
Değer Deniz'in kardeşi Orhan Deniz, "Verilen ceza hiçbir şekilde yetmiyor ama olsun, en azından istediğimiz bir iki detayı da aldık. En önemlisi burada güzel bir dayanışma yaşadık. Bu daha bir başlangıç. Kadın dayanışması, en önemlisi insan dayanışması içerisindeyiz. Bu dava çok önemliydi. İstediğimiz gibi sonuçlandı." değerlendirmesinde bulundu.
Olay yerine gelmeyen 2 adli tıp doktoru ile "ayinde öldürüldü" şeklinde haber yapan basın kurumları hakkında dava açtıklarını kaydeden Deniz, "Dayanışmaya devam etmekten başka çaremiz yok. Bütün kadın derneklerine çok teşekkür ediyoruz. İyi hal indiriminden yararlanmadı, ilk hedefimiz buydu. Onun içinde yargıçlara teşekkür ediyoruz." diye konuştu.
Ailenin avukatı Hülya Gülbahar ise "Sanığa yağma suçundan olabilecek en ağır ceza, cinayet suçundan ise ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi. Zaten iddianame ve savcının esas hakkındaki mütalaasında bu cezalar istenmişti. Bu açıdan kararın olumlu olduğunu düşünüyoruz." dedi.
Gülbahar, cinayetin canavarca hisle işlendiğini ve mahkemenin bu açıdan karar vermediğini belirterek, kararı bu nedenle temyiz bildirdi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık C.M'nin, 5 Mayıs 2015'te hırsızlık yapmak amacıyla Değer Deniz'in evine pencereden girdiği, tek odalı evde uyuyan Deniz'in uyanması üzerine sanığın elleriyle ağzını kapattığı ve boynunu sıktığı kaydedilmişti.
Bu olaydan bir süre önce kolunu inciten Değer Deniz'in, sanık tarafından bu şekilde bayıltıldığı ve ellerinin şarj kablosu, boynunun ise çanta askısı sıkılarak bağlandığı anlatılan iddianamede, sanığın Değer Deniz'e tecavüz ettiği, sonrasında telefon ile klarneti çalarak evden ayrıldığı belirtilmişti.
Deniz Değer'in ölümünün boğma sonucu meydana geldiği aktarılan iddianamede, suç tarihinde 18 yaşından küçük olan C.M'nin, "Bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla öldürme", "konutta yağma" ve "mağduru öldürecek şeklide cinsel saldırı" suçlarından 43 yıl ila 58 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması istenmişti.