Mütalaa Hukuka Aykırı, Kararlar Kasti"
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın şikayeti üzerine "Devrimci Karargah" davasına bakan hakim ve savcılarına yönelik hazırlanan iddianamede, şüphelilerin mevcut hukuk kurallarına aykırı olarak müşteki Hanefi Avcı aleyhinde mütalaada bulunup kasten...
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın şikayeti üzerine "Devrimci Karargah" davasına bakan hakim ve savcılarına yönelik hazırlanan iddianamede, şüphelilerin mevcut hukuk kurallarına aykırı olarak müşteki Hanefi Avcı aleyhinde mütalaada bulunup kasten karar verdikleri belirtildi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner tarafından hazırlanan 87 sayfalık iddianamede, müşteki olan Hanefi Avcı hakkında "Haliçte Yaşayan Simonlar, Dün Devlet Bugün Cemaat" isimli eserle ilgili "Yargı görevini yapanı etkileme, soruşturma gizliliğini ihlal, terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme" suçlarını işlediği iddiasıyla 24 Ocak 2011'de hazırlanan iddianamenin 4 Şubat 2011 tarihinde kabul edildiği anlatıldı.
Bunun üzerine İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesince açılan davada, şüphelilerden eski savcı Sadrettin Sarıkaya'nın, Hanefi Avcı yönünden, açık yasal düzenlemelere aykırı olarak esas hakkında cezalandırma yönünde mütalaa verdiği vurgulanan iddianamede, Sarıkaya'nın kovuşturmanın ertelenmesinin zorunlu bulunmasına rağmen, isnat edilen suçlar yönünden Avcı'nın tutukluluk halinin devamını ve cezalandırılmasının yanı sıra cezasının artırılmasını da talep ettiği belirtildi.
İddianamede, yine şüphelilerden eski savcı Ufuk Ermertcan'ın söz konusu davalara iddia makamını temsilen katıldığı ifade edilerek, Ermertcan'ın da Sarıkaya'nın verildiği mütalaaları aynen tekrar ettiği kaydedildi.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin heyeti olan eski hakimler Nurettin Ak, Osman Kaya ve Eşref Aksu'nun müşteki Hanefi Avcı'ya "Yargı görevi yapanı etkileme" suçundan 2,5 yıl, "Soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçundan 2 yıl 2 ay 20 gün, "Yasa dışı silahlı Devrimci Karargah terör örgütü ve mensuplarına yardım etmek" suçundan da 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdiği aktarılan iddianamede, 2 tabanca yönünden ruhsatsız silah bulundurma suçunun manevi unsurunun oluşmayacağı ve sadece kalaşnikof tüfek nedeniyle sorumlu tutulması gerekirken, 2 tabancayı da esas alınarak ve fikri içtima hükümlerini de uygulamak suretiyle 5 yıl hapis ve para cezası verildiği anlatıldı.
Kumpas soruşturmaları araştırılıyor
Müşteki Avcı'nın 12 Mart 2013 tarihli dilekçesi ve 5 Kasım 2014 tarihli beyanına da yer verilen iddianamede, Avcı, "Haliçte Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat" kitabının Ankara'da basıldığını ve 19 Ağustos 2010 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiğini belirterek, basın yoluyla işlenen suçların dava zaman aşımının 4 ay olmasına rağmen iddianamenin 4 Şubat 2011 tarihinde kabul edildiğini anlattı.
İsnat edilen suçların dava zaman aşımına uğradığı hususunun esas hakkında mütalaasını veren savcı tarafından dikkate almadığını ifade eden Avcı, mesleki tecrübesi ve kıdemi olan cumhuriyet savcısının mütalaasını kasıtlı olarak cezalandırılması için verdiğini aktardı.
İddianamede, şüpheliler Ufuk Ermertcan ve Sadrettin Sarıkaya'nın İstanbul özel yetkili savcılıkta, Nurettin Ak, Osman Kaya ve Eşref Aksu'nun da İstanbul özel yetkili mahkemelerde görev yaptıkları süreçte, kamuoyunda kumpas soruşturmaları ve davaları olarak anılan bir kısım davaların, (Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, İstanbul Askeri Casusluk, Odatv vs.) soruşturma ve kovuşturma evresindeki eylemlerinin inceleme ve soruşturma görev emirleri kapsamında halen araştırılmaya devam edildiği vurgulandı.
Hukuk kurallarına aykırı karar verildi
Şüphelilerin bağlayıcı hukuk kurallarına aykırı, kişi haklarını ihlal eder biçimde mütalaa verdiği anlatılan iddianamede, "Müşteki hakkında dava konusu yapılmayan iddialar dolayısıyla mesleğiyle bağlantılı ve olumsuz olarak nitelendirilebilecek bu değerlendirmeleri cumhuriyet savcısının aleni duruşmada esas hakkında bildirdiği görüşünde dile getirmesi, mütalaanın bu kısımlarının basın yayın organlarında haberleştirilmesiyle, müştekinin özel hayatına yönelik ağır bir müdahale gerçekleştiği, lekelenme ve masumiyet karinesinin zedelendiği düşünülmüştür." ifadelerine yer verildi.
İddianamede, mahkeme heyetinin kararında eksik inceleme, mevcut bağlayıcı hukuk kurallarına açıkça aykırı uygulamada bulunduğu belirtilerek, şüphelilerin açık bağlayıcı mevcut hukuk kurallarına aykırı olarak müşteki Hanefi Avcı aleyhinde mütalaada bulunup kasten karar verdiklerinin anlaşıldığı vurgulandı.
İddianamede, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığın Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosunun Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında olduğu 73 örgüt yöneticisi hakkında hazırlanan iddianamede Hanefi Avcı ile ilgili yapılan değerlendirmeye de yer verildi.
Söz konusu iddianamede de Avcı'nın Devrimci Karargah örgütü ile ilişkilendirilip hakkında dava açıldığı anlatılarak, şunlar kaydedildi:
"Bu davada da iddia ve delil irtibatı zayıf olduğu halde Hanefi Avcı sırf örgüte karşı iç yüzünü ortaya koyan kitap yazması nedeniyle hedef alınmıştır. Örgüt tarafından sahte delillerle birçok dava kurgulanıp soruşturmaya dönüştürülerek dava açılmıştır. Eskişehir'de Hanefi Avcı'nın makam odasındaki aramada içeriye sahte delil konulduğu tespit edilmiştir. FETÖ Terör Örgütü, eski Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'yı hedef haline getirip örgütlü olarak suçlamaya çalışmıştır. Hanefi Avcı'nın Fetullahçıların devlet içindeki kadrolaşması ve faaliyetlerini deşifre eden bir kitap yazması üzerine örgüt onu zecir tokadıyla cezalandırmak için birçok soruşturma yürüterek hakkında kamu davaları açtırmıştır."