Müsiad "25. Haliç Buluşmaları" Programı
İSTANBUL (AA )- Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve Maarif Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, "FETÖ'nün okullarından mezun olanların denkliğini kabul etmiyoruz ve o okullardan mezun olanlar, Türkiye'de üniversite sınavlarına giremiyor.
İSTANBUL (AA )- Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve Maarif Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, "FETÖ'nün okullarından mezun olanların denkliğini kabul etmiyoruz ve o okullardan mezun olanlar, Türkiye'de üniversite sınavlarına giremiyor." dedi.
Prof. Dr. Bilgili, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından MÜSİAD Genel Merkezinde düzenlenen "25. Haliç Buluşmaları" adlı programda, "Büyük Türkiye için Yurt Dışı Eğitim ve Maarif Vakfı" konulu bir konuşma yaptı.
Türkiye'nin yurt dışındaki eğitim faaliyetlerine değinen Prof. Dr. Bilgili, bu çalışmaların, karşılık beklenmeden yürütüldüğünü belirterek, "Biz devleti, kamuya hizmet olarak görüyoruz. Başkaları devleti, sömürge aracı olarak görüyor. Temel farkımız, bu. Biz sömürge yaklaşımını reddediyoruz. Bizim medeniyetimiz, sömürge yaklaşımını reddettiği için gerçekten büyük bir devlet olmuş. Biz, sınır tanımayan bir coğrafyaya inanıyoruz. Bizim hakiki coğrafyamız, gönül coğrafyası. Bugün bize düşen, bu gönül coğrafyamızın devamlılığını sağlamak ve genişletmek. Bugün devletimizin yaptığı bu çalışmalar, işte bu coğrafyayı genişletiyor. Türkiye'nin eğitimden kar elde etmeyeceğini herkes bilir. Eğitimden, iyi insan ve nüfuz elde edilir. Bizim de devlet olarak eğitim işine girmemiz lazım." diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın yüksek lisans ve doktora eğitimi için yurt dışına öğrenci gönderme çalışmalarına değinen Prof. Dr. Bilgili, bir dönem bu imkanların Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından haksız bir şekilde kullanıldığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"2006 yılından 2013 yılına kadar bu kontenjanların birçoğunu FETÖ mensupları doldurmuş. Bir taşla o kadar çok kuş vurmuşlar ki. Burada, her türlü sahtekarlığı kullanarak sınavı geçmiş, yurt dışına gitmiş. Orada cemaat evleri hazır. Ondan sonra da Türkiye'ye dönerek en ileri noktalara yerleşmişler. Ama 2014 yılından itibaren daha 15 Temmuz yaşanmadan, bütün tedbirlerimizi aldık. 15 Temmuz'dan sonra da tespit edebildiklerimizin hepsini temizledik."
Bilgili, yurt dışına öğrenci gönderme çalışmalarının hala devam ettiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Yüksek lisans ve doktora için yurt dışına gidenlerin bütün masraflarını MEB karşılıyor. Eğitimini tamamladıktan sonra bir kısmı akademisyen olarak, bir kısmı da bürokrasiye dönüyorlar. Geçen yıl, bin 500 kontenjanımız vardı ancak bin kişiyi doldurabildik. Doğru insanları ve kapasitesi yüksek insanları bulmak istiyoruz. Bu ülkenin geleceği için insan kaynağı yetiştirmek istiyoruz."
FETÖ'nün eğitim faaliyetlerinde gizli bir gündemi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bilgili, "FETÖ dediğimiz hain, nüfuz hareketini, eğitim üzerinde inşa etmiş. Doğru yapmış ama hakikat peşinde koşmamış, hainlik peşinde koşmuş. FETÖ'nün tam olarak yaptığı 'mankurtlaştırma'. Zeki insanları böyle kontrol altına alıyor. Oysa biz, 'mankurtlaştırmadan' insanlığın ortak iyiliği için, eğitim için çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
Bilgili, terör örgütü FETÖ'nün hala güçlü olduğu ülkelerde Maarif Vakfı'nın çalışmalarını sekteye uğratmaya çalıştığını anlatarak, konuşmasına şöyle devam etti:
"FETÖ'nün güçlü olduğu ülkelere biz de güçlü olarak gidiyoruz. Onların okullarını devralmak zorunda değiliz. Onun yerine bu ülkelerde alternatif okullar açıyoruz. Çünkü bazı ülkelerde okulları, devralma şansınız olmuyor. Maarif Vakfı olarak elimizde bir yetkimiz var. FETÖ'nün okullarından mezun olanların denkliğini kabul etmiyoruz ve o okullardan mezun olanlar Türkiye'de üniversite sınavlarına giremiyor."
-"Türk halkının FETÖ'yü affetmesi mümkün değil"
Terör örgütü FETÖ'nün, Türkiye'ye insan kaynağı olarak büyük bir zarar verdiğini vurgulayan Bilgili, "FETÖ denilen hainin heba ettiği seçilmiş insan kaynakları var. Türkiye'nin en zeki çocuklarını adeta 'mankurtlaştırdı' ve bunlara nasıl hainlikler yaptırdı, bunu gördük. Türk halkının bunu affetmesi mümkün değil. Türkiye'nin seçilmiş insan kaynağını adeta heba ettiler." dedi.
Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Maarif Vakfı'nı 'küresel bir eğitim teşkilatı' olarak tanımlayarak, bu nedenle vakıf olarak en büyük eksikliklerinin, yurt dışında görev alacak yabancı dil bilen öğretmen ihtiyacı olduğunu söyledi.
Program, konuşmanın ardından toplu hatıra fotoğrafı çekimi ile son buldu.