Son dakika haber: Anneler, terör örgütü PKK'nın kandırdığı evlatlarına kavuşacakları günü bekliyor
Son dakika haberi: Bitlis ve Muş'taki aileler, terör örgütü PKK tarafından kandırılarak dağa götürülen çocuklarına kavuşacakları günün hayaliyle yaşıyor.
İBRAHİM YALDIZ - Bitlis ve Muş'taki aileler, terör örgütü PKK tarafından kandırılarak dağa götürülen çocuklarına kavuşacakları günün hayaliyle yaşıyor.
Çocuklarının terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan anneler, yaptıkları oturma eylemleri ve "teslim ol" çağrılarıyla yıllardır hasret kaldıkları yavrularına seslerini duyurmaya çalışıyor.
Bitlis merkeze bağlı Yolcular köyünde yaşayan ve Diyarbakır annelerinin HDP İl Başkanlığı binası önünde başlattığı eyleme katılan Saliha Mert, AA muhabirine, 2015 yılında 17 yaşındaki oğlunun İstanbul'da HDP ve yandaşları tarafından kandırılarak dağa götürüldüğünü söyledi.
Oğlunun iyi niyetli ve temiz kalpli biri olduğunu anlatan Mert, şöyle konuştu:
"Çocuğumun şimdi nerede olduğunu bilmiyoruz. Araştırdık, soruşturduk. Bize 'suya düştü öldü' dediler. Cenazesini istedik, 'suda gittiğini' söylediler. Oğlum yüzmeyi biliyor. Oğlumun iyi niyetinden yararlanıp öyle kandırdıklarını biliyorum. 'Öldü' dediklerinde kızlarımla çok kötü olduk. Oğlumun yaşadığını hissediyorum. Van'daki eylemelere de gidiyorum. Allah'ın izni ve kuvvetiyle güvenlik güçlerimizle onları bu durumdan kurtaracağız."
"Oğlumun arkadaşlarını gördüğümde içimden bir şeyler kopuyor"
Tüm çabalarına rağmen dağa götürülen oğlundan bir daha haber alamadığını ifade eden Mert, şunları kaydetti:
"Oğlumu kaçırıp dağa götürdüler. Bir kere sesi çıksaydı, arayıp anne yaşıyorum bu kadar acı çekme deseydi, kendisine ulaşırdık. Üzüntümü evdeki çocuklarıma yansıtmıyorum. Oğlumun arkadaşlarını gördüğümde içimden bir şeyler kopuyor. Çok zor günler geçirdik, çok acı çektik. Kızlarım için ayakta duruyorum. Tek dileğim oğlumun ve bütün annelerin evladının gelmesi. Benim gibi çok anne var. Kimse korkudan sesini çıkarmıyor. Seslerini çıkarırlarsa bu davayı kazanırız. Oğlum gibiler gitmez, onları kurtarırız. Tek dileğimiz ve isteğimiz başka çocuklar gitmesin, başka canlar ve anneler yanmasın. Ölüme kadar olsa bu davayı sürdüreceğiz. ya ölürüz ya da çocuklarımızı getiririz."
Oğluna devletin şefkatine teslim olması çağrısında bulunan Mert, bir gün tüm annelerin evlatlarına kavuşacağına inandığını dile getirdi.
"Allah bu devletten razı olsun, bize bu kapıyı açtı."
Muş'ta HDP il binası önünde her hafta düzenlenen oturma eylemine katılan anne Gülbahar Teker de 8 yıl önce kandırılarak dağa kaçırılan oğluna kavuşacağı günü bekliyor.
Diyarbakır annelerinin başlattığı eyleme destek veren Teker, yaklaşık 2 yıldır HDP İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yaptığını söyledi.
Muş'ta iki ay önce eylemlere başladıklarını anlatan Teker, şöyle konuştu:
"Biz eylemlerimize devam edeceğiz. Korkmuyoruz. Çocuklarımız gelinceye kadar buradan kalkmayacağız. 8 yıl önce çocuğumu kaçırdılar. Çocuğum dağda yaralı. HDP ve PKK 'çocuğunuz bizde değil.' diyor. Çocuğum orada, elimde fotoğrafı var. Çocuklarımızı bize geri versinler. Oğlum gelin devletinize teslim olun. Korkmayın. Allah bu devletten razı olsun, bize bu kapıyı açtı."
"Diyarbakır annelerinin sürdürdüğü evlat nöbeti, toplumsal başarıya ulaştı"
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yusuf Çınar da Diyarbakır annelerinin eyleminin uluslararası medya tarafından görülmemeye ve dikkate alınmamaya çalışılsa da çok büyük mesajlar içerdiğini vurguladı.
Teslim olanların yüzde 38'inin çocuk yaştayken terör örgütü PKK'nın propagandalarına alet olduğunu ve örgüte katıldığını aktaran Çınar, "Teslim olanların büyük bir bölümünü dinlediğimizde ve raporlarına baktığımızda, bilinçsiz şekilde sürece dahil olduklarını görmekteyiz. Avrupa'dan katılanların da azımsanamayacak derecede olması, özellikle Fransa ve Almanya gibi devletlerin istihbarat anlamında Türkiye'ye yardım etmediğini göstermektedir." dedi.
Srebrenitsa Katliamı'nda yakınlarını kaybeden Bosnalı kadınların, Diyarbakır annelerini ziyaret etmesinin önemli olduğunu bildiren Çınar, bunun uluslararası alanda annelerin bir araya gelerek başlattığı bir eylem olduğunu dile getirdi.
Diyarbakır annelerinin, masum ve son derece insani bir şekilde, okulda ya da çalıştıkları yerde terör örgütü veya uzantıları tarafından kandırılarak kaçırılan çocuklarını istediğini vurgulayan Çınar, şunları kaydetti:
"Hiç kimse çocuğunun bile bile ölüme gitmesine rıza gösterir mi? Bu eylem, çocukların kendilerine geri verilmesi ve kucaklaşmaya dönük son derece insani bir eylem. Şu ana kadar terör örgütüne karşı başlatılmış en etkili toplumsal eylemdir. Topluma düşen en büyük görev bu güzel ve insani davranışa destek vermesidir. Avrupa'da, Fransa ve Hollanda'da birçok ailenin çocuğu bu şekilde kaçırılmış. Terör örgütleri çocukları ve aileleri doğrudan tehdit ettiği için toplum önüne çıkıp 'çocuğum kaçırıldı, PKK terör örgütüdür' diyemiyor. Avrupa'da çocukları kaçırılan aileler de bu tür eylemleri bütünleştirebilirlerse, PKK'nın toplumsal tabanda çok büyük zarara uğrayacak ve toplumda ciddi tepki alacaktır. Diyarbakır annelerinin eylemi toplum nazarında başarıya ulaşmıştır."