Muş'ta 6 Yıllık Kan Davası Barışla Son Buldu
Muş'un Bulanık İlçesinde Düzenlenen Barış Törenine Katılan Demokratik Toplum Kongresi (dtk) Eşbaşkanı Ahmet Türk, Yerelde Barışın Sağlanmaması Halinde Ülke Barışına Katkı Sağlayamayacaklarını Söyledi.
MUŞ'un Bulanık ilçesinde düzenlenen barış törenine katılan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Ahmet Türk, yerelde barışın sağlanmaması halinde ülke barışına katkı sağlayamayacaklarını söyledi.
Bulanık ilçesine bağlı Olurdere köyünde oturan Sir ve Yıldız aileleri arasında 2004 yılında muhtarlık seçimleri yüzünden Kocali'nin Gebze ilçesinde çıkan kavgada Şerafettin Sir ile Enver Yıldız'ın ölümü ile başlayan kan davası bugün (3 Ekim) öğlen saatlerinde ilçe merkezindeki Deniz Spor Tesisleri'ndeki halı sahada düzenlenen barış töreniyle noktalandı. Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Muş Milletvekilleri Sırrı Sakık, Nuri Yaman, Bulanık Kaymakamı Ferit Görükmez, DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, ANAP'ın eski Muş Milletvekillerinden Mehmet Emin Seydagil, kanaat önderleri, vatandaşlar ile Sir ve Yıldız ailelerinin mensupları katıldı. Düzenlenen törende katılımcılara Kürtçe hitap eden Mehmet Emin Seydagil, Kuran-ı Kerim'den ayetlerle örnek vererek barışın önemine değindi.
Tören de bir konuşma yapan Bulanık Kaymakamı Ferit Görükmez, Sir ve Yıldız aileleri arasında gerçekleştirilen barışın diğer ailelere örnek olması temennisinde bulundu. Görükmez, "İnşallah fiili hayatımızda da bunlar bize örnek olacaktır. Bu sadece iki aile arasında değil ülkemizin imajı açısında da. Yirmibirinci yüzyılda hala kan davasında düşmanlıklarla basit meselelerle vakit kaybedecek bir toplum değiliz. İnşallah bu son birkaç yıl içerisinde bu hususlar ülkemizde sona erecektir. Biz ülkemizin gelişimi, toplumun refah ve huzuru için farklı şeylerle meşgul olacağız. Biz burada olmaktan mutluyuz. Ama buralarda da olmak istemiyoruz" dedi
Hayatın her alanında barışla ilgili çabalarının süreceğini ifade eden BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık da, "Hepimiz acı dolu yıllar yaşadık. Hep kavga ettik, hem kendi aramızda kavga ettik. Hem de sistemle kavga ettik. Onun için hep acı dolu günler yaşadık. Umuyorum ki bu yerelden başlayan barış rüzgarları aileler arası, aşiretler arası bu rüzgarı ülkede Kürtler ve sistem arasında da bir an önce barışa dönüşür. Bu silahlar, şiddet bir an önce durur. Diyalog ve müzakereyle Kürt sorunu da barışçıl bir şekilde çözülür. Ülkemizin üzerinden uzun yıllardır eksik olmayan savaş bulutlarını, barış meltemlerine dönüştürmek hepimizin boynunun borcudur. Sadece Kürtlerin değil bu ülkede yaşayan, insanım diyen, yüreğinde insanlık sevgisi olan herkesin sorunudur. Herkesi barışa, kardeşliğe davet ediyoruz" diye konuştu.
DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk ise, insanların kendi içinde barışı sağlayamaması halinde ülke barışına katkı sunamayacaklarını dile getirerek; "Barış kelime olarak, anlam olarak kutsal bir kavramdır. Biz bugün bütün çabalarımız, çalışmalarımız, barışı sağlamaya yöneliktir. Tabii ki her şeyden önce kendi içimizde barışı sağlamamız lazım. Eğer biz kendi içimizde barışı sağlayamazsak bu ülkenin barışına, Türkiye'nin barışına, dünya barışına katkı sunamayız. Bizim özverimiz gerçekten herkesin eşit olduğu özgür olduğu, sevgiyle kucaklaştığı yeni bir dünyayı, yeni bir ülkeyi, yeni insanlarımızı görmektir. Bugün bu barış çabaları için gerçekten büyük emekler veren değerli dostlarımıza, halkımıza teşekkür ediyoruz. Tabii ki en büyük çaba aslında barış kararını veren iki ailedir. Bu aileleri de yürekten kutluyorum" dedi.
Yapılan konuşmanın ardından Kuran-ı Kerimin altından geçerek el sıkışıp barıştılar. Daha sonra davelilere etli pilav ikram edildi.