Haberler

Mühimmat Deposunda Yaşanan Patlamanın Duruşmasında İlk Gün

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Afyonkarahisar'daki mühimmat deposunda meydana gelen patlamayla ilgili davanın 13 saat süren ilk duruşmasında sadece bir sanık dinlenebildi.

Afyonkarahisar'daki mühimmat deposunda meydana gelen patlamayla ilgili davanın 13 saat süren ilk duruşmasında sadece bir sanık dinlenebildi.

Afyonkarahisar'daki mühimmat deposunda 25 askerin şehit olmasıyla sonuçlanan patlamanın duruşmasının ilk gününde sanık Albay Veysel Özbay dinlendi. 1. Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkeme'de yaklaşık 13 saat süren duruşmada, şehit aileleri Albay Veysel Özbay'a soru yöneltirken sinir krizleri geçirdi. Şehit ailelerinin avukatlarından gelen, "Denetlemeniz iyi geçti mi? Çünkü bu denetleme dediğiniz 25 cana mal oldu. Ekim ayında yapılacak olan denetlemelerden haberiniz var mı?" sorusuna Özbay, "Ekim ayında Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Lojistik Komutanlığı tarafından denetleme ile ilgili hiçbir emir gelmedi. Ben de bölük komutanıma herhangi bir emir vermedim" yanıtını verdi.

"Denetleme olmayacaksa er ve erbaşlar bir dedikoduya mı kurban gitti? Bir seferberlik ve savaş hali olmadığı halde bir denetleme için neden gecelere kadar çalışmalar devam etti?" sorusuna ise Albay Özbay, "Ben 4 Eylül 2012 günü Şırnak'ta şehit düşen bir askerin şehit cenazesine katıldım. O tarihte başlayan bu çalışma tarafıma iletilmemiştir. 2011 Temmuz ayında atandım. 2011 yılının denetlemesi eylül-ekim ayında yapıldı. 2012 yılında Lojistik Komutanlığından hangi tarihte denetleme olacağına dair bir bilgi gelmedi. Ben bu emir gelseydi yayınlardım. Ben de denetlemeye katılırdım. Denetleme tarihleri muhtemel ekim ayında. Lojistik Komutanlığı denetlemelere ekimde başlar mayısta bitirir. Ne zaman ve nerede bitirileceği Lojistik Komutanlığına bağlıdır. Bu konuda bana emir gelmemiştir. Buna ilişkin bir belge yoktur" şeklinde konuştu.

Duruşmada, bölükte bulunan güvenlik kameralarının çalışmadığını ve bunların vatandaşlara göstermelik olarak yapıldığını da itiraf eden Albay Veysel Özbay, "Bölükteki kamera sistemi çalışmıyor. Sadece nizamiyedeki kameralar yanıltıcı yöntem olarak kullanılıyor. Bunun bir kaydedicisi yok. Dönemin bölük komutanına bunu aktardım ancak diğer bütün mühimmat komutanlıklarında durumun böyle olduğunu söyledi. Hatta ben de bunu bazı seminerlerde dile getirdim. Üst komutanların denetlemelerine geldiğinde de bu durumu aktardım. Bir çizelge ile bu durumun ne kadar hassas olduğunu söylediğimi hatırlıyorum. Bözüyük'te bütün bölüğün kamera ile donatılmasını istedim. Afyonkarahisar için yapmadım. Bu biliniyordu zaten. Kamera daha önceden sahte olarak konulmuş ve var olan kamera fakat işlevi yok. Gelen kişilerde kamera var olgusu yaratılsın diye her bölükte kamera var" ifadelerini kullandı.

Şehit ailesi avukatlarından Altan Ulutaş'ın, "Olayların kaza olduğuna inanıyor musunuz?" sorusuna, "Şahsi fikrimi soruyorsanız o bende saklı kalsın" cevabını vermesi üzerine fenalaşan ailelerin sakinleşmesi için ara verilen duruşma tekrar başladığında sanık Özbay, sözlerinin yanlış anlaşıldığını, sürç-i lisan ettiğini, 7 saattir ifade vermesi nedeniyle yorgun olduğunu sözlerine ekledi.

Savunmaların ardından savcı tarafından yapılan, "Tanıklardan Üsteğmen Ö.A. ifadesinde, 'Olaydan bir hafta önce Ankara Lojistik Komutanlığını aradığını, Albay M.P'nin 1-5 Ekim tarihleri arasında denetleme olabileceğini kendisine söylediğini ifade etti. Ben de bu bilgiyi Albay Ali Duran'a ilettim. O da bana, 'Herkes işini yapacak' diye konuştu' diyor. Albay Duran size bu bilgiyi aktardı mı?" sorusu karşısında Albay Özbay, "Bana böyle bir denetlemeden bahsetmedi. Denetlemeler ekim-mayıs arasında yapılır. Lojistik Komutanlığından bana böyle bir emir gelmedi. Benim böyle bir öngörüde bulunmam mümkün değil" diye konuştu.

Özbay, savcının, 'Üsteğmen biliyor, binbaşı biliyor, albayın bilmemesi normal mi?' sorusunu ise, "Ekim ayında tahmin ediyorum ama hangi tarihlerde nereden başlayacağı yazılı emirle bildirilir. Ben bilmiyordum. Yetkililere de sormadım" diye yanıtladı.

"İÇERİDE KARŞILIKLI PASLAŞMALAR YAPILMIŞTIR"

Duruşma sabah saat 10.00'dan saat 23.00'e kadar devam etti. Duruşmanın bitimine yakın şehit aileleri mahkeme heyetinden sanıkların tutuklanmasını talep etti ancak ret yanıtı aldı. Kararı öğrenen aileler, duruşma salonunda heyete ve sanıklara tepki gösterdi. 1. Hava Kuvvetleri Komutanlığından çıkan aileler, tutuklanma kararının reddine olan tepkilerini basın mensuplarına açıkladı.

Duruşmada taraf tutulduğunu savunan şehit aileleri, "Tutuklanmaları istendiği halde sanıkları tutuklamadılar. 25 tane askeri şehit edip 14 saattir aynı şeyi söylüyor o albay ve her konuştuğu konu aynıdır. Hakim taraf tutuyor burada. 25 şehit ailesini 70-80 kişiyi buraya istedi. Tutuklanmasına ret kararı verdi ve aynı önceden olduğu gibi taraflı olarak askeri mahkeme taraf tutuyor. Bize öğlen verdiği bir sandviç, akşam verdiği bir pideyle bizi onun için mi buraya çağırmış? Iğdır'dan, Ankara'dan, Antep'ten, Türkiye'nin her yerinden insan var burada. Saat 09.00'dan bu yana buradayız. Bir de üsteğmen o günün nöbetçi subayı, 'Ben komutanıma tekmil verdim' dedi. 'Ben komutanıma mühimmat deposunda çalışma olduğunu tekmil verdim' dediği halde komutan, 'Ben öyle bir tekmil almadım. Mühimmat deposunda çalışma olduğundan bir bilgim yok' diyor. Öyle olduğu halde hakim beye, 'Sanıkların tutuklanmasını arz ediyoruz' dedik, reddetti. O günkü nöbetçi subay, 'Ben saat 06.00'da tekmil verdim komutanıma, mühimmat deposunda çalışma olduğunu söyledim' dedi. Danışıklı dövüştür. Yarın da aynı şey olacak. 30 yılla yargılanan sanıkları 2 ay yatarak tahliye eden mahkeme heyeti, aynı mahkeme heyetidir. Olay tamamen tertiplenmiştir. Tamamen bilirkişi raporu yürütmenin emriyle beraber hazırlanmıştır. İçeride bir Hacivat-Karagöz oynanmıştır. Karşılıklı paslaşmalar yapılmıştır. En son da avukatlarımızın tutuklama talebini de hakim bey kendi ifadeleriyle reddetmiştir. Biz zaten bunların kaçma tehlikesi vardır diye bir iddiamız yok ama 25 kişiyi bu şekilde şehit veren insanların kamu vicdanında serbest dolanmalarını hiç kimse kabullenemez, hiçbir vicdan kabullenemez. O hakim nasıl kabulleniyor, o mahkeme heyeti nasıl kabulleniyor, onların nasıl vicdanları var, onların nasıl aileleri var nasıl çocukları var" ifadelerini kullandı.

Sivil yargıya geçilmesini istediklerini belirten aileler, "Askeri yargıya güvenimiz kalmamıştır. Sivil yargılanmayı talep ediyoruz. Böyle bir şey olamaz. Böyle planlanmış bir mahkeme olamaz. Tepeden tırnağa sabah saat 10.00'dan şu ana kadar yapılan 13 saatlik duruşma daha önceden tamamen planlanmıştır arkadaşlar. Tutuklama talebimiz reddedilmiştir. 25 tane şehidin katili dışarıda gezecek, hakim bey evine gidecek, biz gene acılarımızla baş başa kalacağız" şeklinde konuştu. - ESKİŞEHİR

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi feci şekilde can verdi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi 20. kattan düşerek can verdi

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

title