Mühimmat Deposu Davası Ertelendi
Afyonkarahisar'da mühimmat deposunda meydana gelen ve 25 askerin şehit olmasıyla sonuçlanan patlamanın ilk duruşması 3.gününde tamamlandı.
Afyonkarahisar'da mühimmat deposunda meydana gelen ve 25 askerin şehit olmasıyla sonuçlanan patlamanın ilk duruşması 3. gününde tamamlandı.
Duruşma, 31 Temmuz 2013 tarihine ertelenirken, henüz 3 günlük askerken şehit olan Trabzonlu er Onur Fikret Dülger'in (23) yakınları mahkeme heyetinin taraflı davrandığı iddiasında bulundu. Baba Zekai Dülger, "Tahmin ediyorum bu iş 25 tane şehit evladımıza kalır. Talep edilen 13 milyon liralık tazminat da bizlerden talep edilir diye düşünüyorum" dedi.
Duruşma için geldikleri Eskişehir'de kaldıkları otelde İHA'ya açıklamalarda bulunan şehit Onur Fikret Dülger'in babası Zekai Dülger, mahkeme heyetinin taraflı davrandığını öne sürerek, "30 yılla yargılanan 3 kişinin 2 ay 3 ay yatarak dışarı çıkarılması kararını veren yine bu mahkeme heyetidir. Son derece taraflı davranmışlardır, danışıklı dövüştür. Bir Hacivat Karagöz oyunu oynanmıştır burada" ifadelerini kullandı.
Mahkemeyi tiyatro sahnesine benzeten ve sanıkların söylediklerinin zapta değiştirilerek geçirildiğini iddia eden acılı baba Dülger, "Tamamen ortaya bir tiyatro kuruldu. Bu tiyatronun aktörleri 3 tane sanık olarak sanık sandalyesinde oturtulan Albay Veysel Özbay, Binbaşı Ali Duran, Üsteğmen Tuncay bey. Onlar sanık sandalyesinde karşı tarafta tiyatronun diğer oyuncuları mahkeme başkanı, yanındaki iki tane daha mahkeme üyesi. Karşılıklı konuşmalara başlandı, bizlerin ve avukatlarımız ifadeleri alındı. Ama işler zapta geçerken tamamen konuşmayı ve zapta geçirmeyi mahkeme başkanı ele alıyor ve o şekilde mahkeme başkanının söyledikleri zapta geçiriliyor. Albay Veysel'in veya Binbaşı Ali Duran'ın söylediklerini kendilerine göre değiştirerek zapta geçirtmektedirler. Bundan dolayı zaten mahkemenin taraflı davrandığını bu yüzdende reddi hakim istedim. Ancak reddedildi. Tamamen taraflı bir tutum içinde olan mahkeme heyetini buradan esefle kınıyorum" dedi.
Patlamada şehit olan 25 askerin, aradan 9,5 ay geçmesine rağmen resmi kayıtlarda hala doğal afet şehidi olarak geçtiğini de aktaran Dülger, şöyle devam etti: "Bizim çocuklarımız Allah katında zaten şehittir, biz onların hiçbir şeyini istemiyoruz. Ama kamuoyunu, kamu vicdanını bu şekilde kandırmak, bu şekilde yanıltmak çok çirkin bir şeydir. Ama üzerinden 9,5 ay geçti bizim çocuklarımız hala Milli Savunma Bakanlığı'nda veya Genelkurmay'da doğal afet şehidi olarak geçiyor. Birçok aile şehit olan çocuklarının iş imkanlarıyla geçiniyor, yaşıyor, yaşamını sürdürüyor. Bunu maddi açıdan söylüyorum, manevi açıdan zaten perişan olmuş durumdalar. 30 yılla yargılanan katillerin 3 ay yattıktan sonra serbest bırakıldığı söyledim. Bu nasıl vicdan, nasıl bir yargı, nasıl bir tarafsızlık? Bu kararı veren hakimlerin çoluğu, çocuğu, annesi, babası yok mu, yakınları yok mu? Bu kadar taraflı bir yargı olabilir mi? Tiyatrodan anlaşılıyor ki buradaki suçlu yani oranın patlatılması 25 şehidimiz tarafından yapılmıştır."
"13 MİLYON LİRALIK TAZMİNAT DA BİZLERDEN TALEP EDİLİR"
Reddi hakim talepleri kabul edilmeyen baba Dülger, "Kendileri gittiler 10 dakika konuştular, biri binbaşı, biri üsteğmen, biri teğmen. Zaten burada da bir çelişki görüyorum. Belki bunu yanlış ifade ediyorum ama, yargılayanın rütbesi binbaşı, yargılananın rütbesi albay. Bunlar nasıl birbirleriyle şey yapacaklar. Ne demek istediğim anlaşılmıştır. Tamamen bu danışıklı dövüşten başka hiçbir şey değil. Tahmin ediyorum bu iş 25 tane şehit evladımıza kalır. Talep edilen 13 milyon liralık tazminat da bizlerden talep edilir diye düşünüyorum" şeklinde konuştu. Dülger, patlama sırasında oğlu Onur'un cephaneliğin içinde olduğunu, olayda yaralanan Feti Tuna'dan öğrendiği de sözlerine ekledi.
Konuşmakta zorlanan acılı anne Figen Dülger ise, görülen ilk duruşmayla alakalı düşüncelerini şöyle ifade etti: "Orada biz kukla gibi oturduk, konuşturdular ve en sonunda da dalga geçer gibi bize cevaplarını verdiler. Bir de şunu söylemek istiyorum. Mahkemede biz aileler olarak arka kapıdan çıkartıldık. Sanıklar, katiller ön kapıdan ellerini kollarını sallayarak gittiler. Sonuç belli olduğu için onların gözünde, onlara saldırırım, şey yaparım diye benin yanıma bir tane asker koyuyorlar. Ama biz o kadar düşmedik".
Şehit asker Onur Fikret Dülger'in nişanlısı Gamze Bahadır ise "Benimle en son patlama günü öğlen 1,5 sıralarıydı görüştü. O sırada 'ne yapıyorsunuz, ne iş yapıyorsunuz' diye soruduğumda bana, mühimmat deposunda sandıkları içeriden dışarıya taşıdıklarını, ellerinin şiştiğini, çok yorulduklarını çalıştırdıklarını söyledi" dedi. - ESKİŞEHİR