Muhalefetten Cezaevlerine Eleştiri
Avukatlar haftası dolayısıyla düzenlenen 'İnsan Hakları Bağlamında Hükümlü ve Tutuklu Hakları Paneli'nde CHP'li Veli Ağbaba ve BDP'li Ertuğrul Kürkçü cezaevi sistemini ve cezaevlerinde yaşananları eleştirdi.
Avukatlar haftası dolayısıyla düzenlenen 'İnsan Hakları Bağlamında Hükümlü ve Tutuklu Hakları Paneli'nde CHP'li Veli Ağbaba ve BDP'li Ertuğrul Kürkçü cezaevi sistemini ve cezaevlerinde yaşananları eleştirdi.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından Avukatlar Haftası dolayısıyla 'İnsan Hakları Bağlamında Hükümlü ve Tutuklu Hakları Paneli' düzenlendi. TBB Yönetim Kurulu üyesi Av. Celal Ülgen başkanlığında gerçekleştirilen panele, AK Parti Sakarya Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, CHP Malatya Milletvekili ve CHP Cezaevleri İnceleme ve İzleme Komisyonu Üyesi Veli Ağbaba, BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, İzmir Barosu Başkanı Av. Sema Pekdaş, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Remzi Gemici katıldı.
Panel öncesi açılış konuşması yapan TBB Başkanı Av. Ahsen Coşar, avukatlara yönelik saldırılar ve tutuklu ve hükümlülere ilişkin ceza uygulanma biçimlerini gündemine aldı. Son 10 yıl içerisinde avukatlara yönelik 300'den fazla saldırı olduğunu hatırlatan Coşar, birçok ilde Çağdaş Hukukçular Derneği'nde (ÇHD) düzenlenen operasyonlarda avukatlara yönelik uygulamaları eleştirdi. Coşar, ÇHD'ye yönelik operasyonların Avukatlık Kanunu'na aykırı biçimde gerçekleştirildiği savundu.
Türkiye'de uygulama biçimi itibariyle tutuklamanın istisna ve önlem olmaktan çıktığını bunun kurala ve infaza dönüştüğünü öne süren Coşar, "KCK, Balyoz, Ergenekon olarak bilinen davaların yargılanmasının yapıldığı duruşma salonunda sanık avukatların oturdukları bölüme, tavandan aşağı doğru sarkıtılmış, 4-5 metre uzunluğunda, ucunda ses ve görüntü alma cihazlarının bulunduğu kablolar yerleştirilmiş. Bu uygulama müvekkil ve avukat ilişkisinin gizliliği ilkesine, adil yargılanma hakkına ve savunma özgürlüğü, bağımsızlığı ve dokunulmazlığına aykırıdır" dedi.
Öte yandan avukatlık mesleğine kalite kazandırılması gerektiğine değinen Coşar, bunun en etkili yolunun avukatlık sınavı olduğunu kaydetti. Coşar, Pozantı M Tipi Çocuk Cezaevi'nde yaşanan tecavüz olayları ve diğer yaşanan olaylara ilişkin de değerlendirmede bulunarak, "Cezaevlerinde, tutuklu ve hükümlü haklarıyla ilgili ulusal mevzuat ile uluslararası sözleşme hükümlerine aykırı davranıldığı anlaşılmaktadır" diye konuştu.
"KISITLAYICI VE BASKICI CEZAEVİ MODELLERİ DEMOKRASİ İLE BAĞDAŞMIYOR"
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, cezaevlerinde yatan hükümlü ve tutukluların durumunun 30-40 yıl öncesinden daha kötü olduğunu ileri sürdü. Dünyadaki en kötü örneklerin alınarak Türkiye'de uygulandığını savunan Kürkçü, cezaevinde bulunan insanların dışarı çıkma hakkı dışında diğer insanlarla aynı hakka sahip olması gerektiğini söyledi. Kısıtlayıcı ve baskıcı cezaevi modellerinin demokrasi ile bağdaşmadığına dikkat çeken Kürkçü, Adalet Bakanlığı verilerine göre cezaevlerinde yatan 6 bin kişinin yatacak yatağının olmadığını bildirdi. Kürkçü, "Bazı cezaevlerinde kitap sınırlaması yapılıyor, tutukluların avukatlarıyla yaptığı görüşmeler kayıt altına alınıyor, sağlık hakları ihlal ediliyor, soyutlama, tecrit devam ettiriliyor, haftalık telefon görüşmeleri yeterli değil ve fiziki koşullar oldukça kötü" dedi.
"SİLİVRİ'DE SOHBET HAKKI DİYE BİR ŞEY YOK"
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba da, Pozantı Cezaevi'nde yaşanan cinsel taciz ve tecavüz olaylarına değindi. Her cezaevinde ayrı bir uygulamanın olduğunu dile getiren Ağbaba, kimi cezaevinde su verilmediğini, kimisinde sohbet hakkının olmadığını, kimisinde ise günlük tıraş olma zorunluluğunun getirildiğini savundu. Cezaevlerindeki çıplak aramaya değinen Ağbaba, "İzmir Şakran Cezaevi'nde oyuk araması yapılıyor. Bitişik hücredeki arkadaşına kargo ile kitap yollayabiliyorsun. Sohbet hakkı yok. Örneğin Silivri'de sohbet hakkı diye bir şey yok. Silivri'de spor ve maç gibi hiçbir etkinlik yok" şeklinde konuştu.
Mahkumların televizyonda istediği kanalı izleme özgürlüğünün de bulunmadığını belirten Ağbaba, belli kanalların özellikle izletildiğini söyleyerek, "AK Parti cezaevlerine dindarlaşma politikasını sokuyor" ifadesini kullandı.
"POZANTI CEZAEVİ İLE İLGİLİ 2 YIL ÖNCE KAPATMA KARARI VERDİK"
Panelde muhalefetin eleştirilerine cevap veren Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, cezaevleri konusunun iki uç noktada gidilen bir konu olduğunu ifade ederek, cezaevlerinin ya çetelerin eline bırakılacağını ya da bu sistemde gideceğini kaydetti. Çıplak arama konusunun herkese yapıldığını söyleyen Üstün, bunun yanlış olduğunu belirterek, gerekli uyarıların yapıldığını kaydetti. Pozantı Cezaevi ile ilgili 2 yıl önce kapatma kararı verdiklerini bildiren Üstün, daha sonrasında bu olayların patlak verdiğini söyleyerek, oradaki çocukların Sincan'a getirildiğini ifade etti. Cezaevlerindeki idari yargılama konusunda eleştirilere katıldığını dile getiren Üstün, Türkiye'nin son 10 yılda geçmişe göre çok ilerleme kaydettiğini sözlerine ekledi. - ANKARA