Muhafız Alayı Darbe Girişimi Davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin davada, eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da aralarında bulunduğu 521 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin davada, eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da aralarında bulunduğu 521 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada sanıklar ve taraf avukatları hazır bulundu.
Savunması alınan eski binbaşı Osman Koltarla, darbe girişiminden önce Muhafız Alayı'nda Köşk Muhafız Komando Birliği'nin komutanı olarak görev yaptığını, birliğin görevinin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin güvenliğini sağlamak olduğunu söyledi.
Sanık Koltarla, 13 Temmuz'da alayda yapılan içtimada alay komutanı Muhsin Kutsi Barış'ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile görüşme yaptığını belirttiğini, Akar'ın talimatıyla alayda emniyete yönelik alarm verilerek tatbikat yapılacağını söylediğini anlattı.
Tatbikatta kendi birliğinin alacağı rolü öğrenmek için Barış ile ayrı bir görüşme yaptığını anlatan sanık Koltarla, "Alay komutanı Barış, alarmı 15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece saat 01.00'de yapmamı emretti." ifadelerini kullandı.
Birlikte daha önceden de tatbikat yapıldığı için bunu yadırgamadığını beyan eden Koltarla, emri astlarına ilettiğini, tatbikata yönelik Barış ile bazı subayların da hazır bulunduğu koordinasyon toplantısının 15 Temmuz'da yapıldığını dile getirdi.
Toplantıda Barış'a, alarm tatbikatını, güvenliğini sağlamakla görevli olduğu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapmayı önerdiğini anlatan Koltarla, bunun kabul edilmediğini ileri sürdü.
Sanık Koltarla, olay akşamı 20.50'de alay nöbetçi amiri binbaşı Haydar Aktaş'ın arayarak alarm verildiğini ve tatbikatın başladığını söylediğini ifade ederek, kendi astlarına tatbikatı bildirmek için oluşturulan WhatsApp grubuna "alarm" yazdığını, daha sonra da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na gittiğini söyledi.
Birlik personelinin de kışlaya gelmesinin ardından personel sayımı yaptıklarını anlatan Koltarla, yoklamayı alay komutanına iletip tatbikatı bitirmeyi planlarken Barış'ın, "Durum değişti, IŞİD terör örgütünün saldırı yapabileceği bilgisi geldi. Bunun için birliklerden birini TRT'ye, birini Genelkurmay'a gönderdim. Siz de içtima alanına geçin, bekleyin." emrini verdiğini, terör örgütünün telefon sinyallerinden yer tespiti yapmaması için de askerlerin telefonlarının toplatılmasını söylediğini belirtti.
Bundan bir süre sonra telsizden, "Terör saldırıları nedeniyle sıkıyönetim ilan edildi. Türk Silahlı Kuvvetleri, yönetime el koydu." anonsunun yapıldığını kaydeden sanık Koltarla, bunu astlarına aktardığını savundu.
"2016 yılında bunun olabileceğine kendimi bir türlü inandıramadım." diyen Koltarla, Barış'ın kendisine, "TRT'ye gönderdiğim ekip IŞİD ile çatışmaya girdi. Yaralılar var, takviyeye git." emrini verdiğini ancak Barış'ın emirlerine şüpheyle yaklaştığını ve TRT'ye gitmediğini öne sürdü.
TRT yerleşkesinin yanındaki Milli Savunma Bakanlığı lojmanlarına giderek TRT'de yaşananları anlamaya çalıştığını belirten Koltarla, iddianamede yer alan TRT baskınına katılan darbecilere destek amaçlı hareket ettikleri suçlamasını reddetti.
Tanju Poshor, TRT'ye gelmeleri için ısrar etmiş
Alay komutanı Barış'ın, TRT'ye baskına giden askerlerin arasında bulunan habercisi uzman çavuş Fatih Gazel'in 01.19'da aradığını, nerede bulunduklarını ve nizamiyeye niye gelmediklerini sorduğunu belirten Koltarla, şöyle konuştu:
"Bulunduğumuz yeri söylemedim. 'Trafik yoğun, gelemedik.' gibi bahaneler ürettim. Benim amacım, keşfi tamamlamak ve durumu netleştirmekti. Onların dediğini yapmak istemiyordum, şüphelendim. Zaman kazanmaya çalışıyorum.
Bu arada arka fondan Tanju Poshor'un bana kızdığını duyuyorum. Gazel, konuşurken dönüp Poshor'a söylüyor. O da benim bahanelerime kızıyordu. Bölgelerinde trafik olmadığını, hemen gelmemizi söyledi Fatih Gazel aracılığıyla. Onlar birliğin tamamıyla TRT nizamiyesinden girmemizi istiyordu. Bize söylediklerini yapmadık."
Bu sırada alay komutanı Barış'ın telefonlarına da bakmadığını ileri süren Koltarla, TRT'deki ekiple irtibat kurmaya ve ne olup bittiğini tespit etmeye karar verdiğini söyledi.
Sanık Koltarla, 01.23'te TRT'deki bölük komutanı yüzbaşı Recep Karabayır'ın, Yarbay Ahmet Hatip'le konuştuktan sonra kendisini aradığını, "Komutanım bana yardımcı olun, burada kimse kalmadı." dediğini ifade etti.
Karabayır'a, "Kendini emniyete al. Hiçbir şeye karışma." diye talimat verdiğini anlatan Koltarla, daha sonra albay Tanju Poshor'un habercisi olarak görevlendirilen uzman çavuş Yusuf Yaylacı'nın telefonundan bir arama geldiğini, Yaylacı'nın Poshor'un görüşmek istediğini söylemesi üzerine konuşmak istemediği için telefonu binbaşı Murat Şahin'e uzattığını dile getirdi.
Şahin'in konuştuğunu ve Poshor'un, nizamiyeye gelmelerini tekrarladığını savunan Koltarla, daha sonra keşif için lojman tellerinden atladığını söyledi.
Koltarla, ancak binbaşı Şahin'in, kendisinin gitmesinin uygun olacağını söylemesi üzerine astsubaylar Mustafa Samur ve Özden Ünal'ın gitmesini emrettiğini belirtti.
Şahin ve beraberindekiler döndükten sonra orada bulunanların, helikopterden açılan ateşle yaralandığını, IŞİD saldırısı olmadığını öğrendiğini anlatan Koltarla, ayrıca ekibi gören Poshor'un nizamiyeye takviye için baskı yaptığını kaydetti.
"Halkla karşı karşıya gelmiyorum, alaya döneceğim"
Koltarla, Ahmet Hatip ile konuştuktan sonra TRT'deki ekibin de gelmesinin ardından alaya döndüklerini öne sürerek, bu sırada Tanju Poshor ve Muhsin Kutsi Barış'ı da arayıp "Halkla karşı karşıya gelmiyorum ve alaya dönmeyeceğim." dediğini iddia etti.
O gece Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinden de aranıp Fahri Kasırga'ya ulaşılamadığının belirtilmesi üzerine 25 No'lu nizamiyeye telefon açtığını savunan Koltarla, sorduğunda alay nöbetçi amiri binbaşı Haydar Aktaş'ın orada bulunduğunu ancak başka bir şey öğrenemediğini söyledi.
Koltarla, Genel Sekreterliği arayıp Haydar Aktaş'ın cep telefonunu verdiğini ifade ederek, Kasırga'nın kaçırılarak alıkonulduğunu sonradan öğrendiğini ileri sürdü.
Alaya döndükten sonra tören tabur komutanın odasına gittiğini, Yarbaylar Ahmet Hatip, İlker Yazır ve Albay Okan Çifteler'i toplantı halinde gördüğünü dile getiren sanık Koltarla, kendisine Muhsin Kutsi Barış'ın ihanet içinde olduğunu söylediklerini ifade etti.
Burada bir süre konuştuktan sonra Haydar Aktaş ve Muhsin Kutsi Barış'ın gözaltına alınmasına karar verildiğini anlatan Koltarla, bu iki kişinin, kendisinin de arasında bulunduğu ekip tarafından alay binasında derdest edildiğini kaydetti.
Koltarla, personelinin de suçsuz olduğunu savundu.
FETÖ üyeliğine yönelik suçlamayı da reddeden sanık Koltarla, tahliyesini istedi.
Duruşmaya devam ediliyor.