Muğla'da Pınar Gültekin cinayeti davasının dokuzuncu duruşması görüldü
Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesiyle ilgili Cemal Metin Avcı ile diğer sanıkların yargılanmasına devam edildi.
Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesiyle ilgili Cemal Metin Avcı ile diğer sanıkların yargılanmasına devam edildi.
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanık Cemal Metin Avcı, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanıklar Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı, eski eşi Eda K, babası Selim Avcı, iş ortakları Şükrü Gökhan O. ile taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Tutuksuz yargılanan Avcı'nın annesi Ayten Avcı, duruşmaya katılmadı.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp Üçüncü Üst Kurulundan gelen rapor, duruşma salonunda okundu.
Raporda, "Mevcut verilerle kişinin hayatta iken yangına maruz kaldığının kabulü gerektiği oy birliği ile ek mütalaa olunur." ifadesinin yer aldığı belirtildi.
Duruşmada sanık avukatları Adli Tıp Üçüncü Üst Kurulundan gelen rapora itiraz ederek yeni bir rapor veya herhangi bir üniversite hastanesinden rapor hazırlanmasını talep etti. Mahkeme heyeti talebi oy birliğiyle reddetti.
"Tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme"
Daha sonra savcı, mütalaasını sundu.
Mütalaada, yapılan yargılama, toplanan deliller, adli tıp raporları, sanıkların savunması, tanıkların ve katılanların beyanları, bilirkişi beyanları değerlendirildiğinde sanığın Pınar Gültekin ile bir süre ilişkisinin bulunduğu, Gültekin'i öldürmek için plan yaptığı ve bağ evine götürdüğü, burada yaşanan tartışma sırasında yerde hareketsiz kalan Gültekin'i öldürdüğü, etkisiz hale gelen Gültekin'i bir bidon içeresine koyarak önce evin içerisinde sonra bahçede yaktığı, adli tıp raporlarında da bunun değerlendirildiği görüşüne yer verdi.
Mütalaada, sanığın maktulü öldürdükten sonra gözaltına alındığı ana kadar geçen ve uzun sayılabilecek sürede normal iş ve sosyal yaşamına devam ederek gösterdiği soğukkanlı davranışları, eyleminden sonra üzerindeki kıyafetleri değiştirmesi, maktulün yeri konusundaki tespiti önlemek amacıyla cep telefonunu yanına alarak olay mahallinden ayrılıp ilgisiz yerlere giderek telefonun farklı noktalardan sinyal vermesini sağlaması ve sonrasında telefonu ve sim kartı parçalayarak ele geçirilmemesini sağlaması hususları, dosyadaki tüm deliller, ifadeler ve raporlar birlikte değerlendirildiğinde sanık Cemal Metin Avcı'ya TCK 82/1a/b uyarınca tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme suçundan ceza verilmesi, sanık Mertcan Avcı ile haklarında dava açılan Ayten Avcı, Selim Avcı, Eda Karagün ve Şükrü Gökhan Orhan hakkında TCK 281 uyarınca suç delillerini gizleme, yok etme ve değiştirme suçlarından cezalandırılması talep edildi.
Tutuksuz yargılanan sanıklar ve avukatları savcılık mütalaasına itirazda bulunarak, savunma için süre talebinde bulundu.
Sanık Cemal Metin Avcı da mütalaayı kabul etmediğini belirterek, "Ben ilk savcılık ifademde de olayı detaylı anlattım. Adli Tıp Raporundan gelen sonuç benim yanlış yargılanmama sebep olacak. Defalarca ölüp ölmediğini kontrol ettim. Raporda şüpheler var zaten. Ayrıca bizim Amerika'dan istediğimiz belgeler gelmedi. Sadece mailler geldi. Haksız tahrik için savunma değiştiremiyorum. Bu olay olmasaydı karşı taraf yargılanıyordu. Benden zorla alınan para 300 bin liradan fazla. Arkadaşı ve kendi kardeşi bile beni tehdit ettiğini söylüyor. Olmayan şeylerle ailem yargılanıyor. Söyledikleri şeyler hep çürüdü. Keşifte de gördük bunu. Keşke olmasaydı. Sanık sıfatı taşımam savunma hakkımı elimden almaz. Burada esas mağdur benim. Adil bir yargılama istiyorum. Pişman olduğum için her detayı anlattım. Pınar'ın ölüp ölmediğini kontrol ettim. Mütalaayı duyunca şok oldum." diye konuştu.
Mahkeme heyeti, sanık Cemal Metin Avcı'nın tutukluluk halinin devamına, sanıklara ve sanık müdafilerine mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak üzere gelecek celseye kadar süre verilmesine, katılan vekilinin ve Aile Sosyal Politikalar vekilinin tutuksuz sanıkların tutuklanmasına yönelik taleplerinin belirtilen koşullar bulunmadığından reddine, sanık Ayten Avcı'nın mazeretinin reddi ile duruşma gün ve saatinde duruşmada hazır olması için sanığa bildirimde bulunulmasına karar vererek duruşmayı 14 Şubat'a erteledi.
Gültekin ailesinin avukatı Büşra Deniz Çelik, gazetecilere yaptığı açıklamada, Pınar Gültekin'in 16 Temmuz 2020'de Cemal Metin Avcı tarafından canavarca hisle eziyet çektirilerek öldürüldüğünü ve cesedin yakıldığını söyledi.
Gültekin'in canlıyken yakıldığına dair Adli Tıp Kurumu raporunun bugün mahkemeye sunulduğunu belirten Çelik, "Konuyla ilgili daha önce de üst kuruldan dosyaya rapor sunulmuştu. Bu süreç içerisinde yargılamayı uzatmaya yönelik itirazlar geldi. Bugün sonuncu olarak ek rapor öğlen saatlerinde tekrar sunuldu. Bu rapor uyarınca de Pınar'ın, Cemal Metin Avcı tarafından hem boğulmak hem de canlıyken yangına maruz bırakılmak suretiyle öldürüldüğü, yani diri diri yakıldığı tekrar sabitlendi." dedi.
Çelik, karşı tarafın yine rapora itirazları olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Maalesef, 'Yeniden biz süreci uzatalım' şeklinde savunmaları oluyor. Bunları görebiliyoruz. Bu talepler reddedildi. Tekrar bir müzekkere yazılmayacak. Adli Tıp Raporu da sabit bir şekilde açıklandı. Gelinen aşamada savcılık tarafından mütalaa verildi. Sanık Cemal Metin Avcı'nın Türk Ceza Kanunu'nun 82'nci maddesinin 1 a,b fıkraları uyarınca cezalandırılması, Cemal Metin Avcı'nın kardeşi Mert Can Avcı ve ailesi ile eski eşinin de suç delillerinin gizleme ve yok etme suçundan dolayı cezalandırılması mütalaa ile birlikte talep edildi. Bu aşamada sanık müdafileri süre talep etti. 14 Şubat'taki duruşmada karar çıkmasını bekliyoruz."
Avukat Rezan Epözdemir ise mütalaada katılmadıkları tek hususun, sanık Mertcan Avcı'nın da yardım eden veya müşterek fail sıfatıyla bu cinayete iştirak ettiğini düşünmeleri olduğunu söyledi.
Epözdemir, şunları kaydetti:
"Pınar Gültekin henüz yaşarken yakılmış ve sanık Mertcan Avcı bu esnada cinayetin vuku bulduğu bağ evinde bulunmakta ve kendi ifadesiyle abisi Cemal Metin Avcı'nın bozulmuş kokoreçleri yaktığını düşünmektedir. Bu savunma mantık ve fizik kurallarına aykırıdır. Biz bu sanığın da hunharca ve vahşice işlenen bu cinayete yardım etme veya müşterek fail olarak cezalandırılması istemiyle Muğla Cumhuriyet Başsavcılığına başvuracağız."
Öte yandan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve bazı kadın dernekleri, adliye önünde Pınar Gültekin'in fotoğrafları ile kadın cinayetlerini protesto etti.
Olay
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin (27), 16 Temmuz 2020'de Akyaka Mahallesi'nde yalnız yaşadığı evinden ayrılmış, aynı gün ablasıyla telefonla görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Ailesinin Akyaka Jandarma Komutanlığına kayıp ihbarında bulunması üzerine başlatılan çalışmada Gültekin'i tanıyan kişilerin listesi çıkarılmış ve bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelenerek görgü tanıklarının ifadelerine başvurulmuştu.
Şüphe üzerine gözaltına alınan genç kızın eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı, ilk ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmese de deliller ortaya konunca bir süre arkadaşlık yapıp ayrıldığı Gültekin'i bağ evinde öldürdüğünü, cesedini yaktıktan sonra varille Gülağzı mevkisindeki ormanlık alana attığını itiraf etmiş ve tutuklanmıştı.
Cemal Metin Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı da soruşturma çerçevesinde telefon sinyallerinin ağabeyiyle aynı zaman diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine jandarma ekiplerince gözaltına alınmış, "delil karartmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Dava süreci
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede Cemal Metin Avcı'nın "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı'nın da "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. Yargılama sürerken Mertcan Avcı'nın tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ek iddianamede ise sanık Avcı'nın anne ve babası ile eski eşinin de aralarında olduğu bazı yakınlarının suç delillerini yok edip gizlediklerine dair haklarında yeterli şüphe bulunduğu kanaatiyle ayrı ayrı cezalandırılmaları talep edilmişti.