Haberler

Müftü Soykök'ten İtikaf açıklaması

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Manisa İl Müftüsü Mustafa Soykök Ramazan ayının son 10 günü ve itikaf ibadeti hakkında açıklamalarda bulundu, Yılın herhangi bir zamanında itikafa girmenin mümkün olduğunu ancak Ramazanın son on gününde itikafa girmenin daha faziletli olduğuna dikkat çeken Müftü Soykök, salgın hastalıkla...

Manisa İl Müftüsü Mustafa Soykök Ramazan ayının son 10 günü ve itikaf ibadeti hakkında açıklamalarda bulundu, Yılın herhangi bir zamanında itikafa girmenin mümkün olduğunu ancak Ramazanın son on gününde itikafa girmenin daha faziletli olduğuna dikkat çeken Müftü Soykök, salgın hastalıkla mücadele tedbirleri nedeniyle bu yıl camilerde itikafa girmenin mümkün olmadığını açıkladı.

Manisa İl Müftüsü Mustafa Soykök, Ramazan ayının son 10 günü ve itikaf ile ilgili yazılı bir açıklama yayımladı. Müftü Soykök, "3 Mayıs Pazartesi gününden itibaren Ramazanın son 10 gününe girmiş bulunuyoruz. Bizler için Ramazanın her günü ve gecesi değerlidir. Ancak Ramazan ayının son 10 günü daha fazla ibadet ve taatla değerlendirilmesi gereken bir zaman dilimidir. Ramazan ayını en güzel şekilde değerlendirmeye özen gösteren peygamberimiz, Ramazan'ın son on gününe daha da önem verir, ibadet hususunda başka zamanlarda göstermediği gayreti gösterirdi. Sadece kendisi için değil, ailesinin de aynı feyiz ve bereketten faydalanmasını ister ve geceleri aile fertlerini ibadet için uyandırırdı. Hz. Peygamber'in bu hassasiyetinin ardında yatan sebep, bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen Kadir Gecesi'ni ihya etmiş olma düşüncesiydi. Resül-i Ekrem, son on günü itikafta geçirmekle, adeta bu kadirli geceyi, gece gündüz ibadetle, tefekkürle geçirmek istemekteydi. Nitekim Cebrail (AS) tarafından Kadir Gecesi'nin Ramazan'ın son on gününde olduğu kendisine bildirilene kadar Hz. Peygamber, önce Ramazan'ın ilk on gününde, sonra ortasındaki on günde itikafa girmişti. Ancak her defasında Cebrail (AS), 'Aradığın şey önünde(ki günlerde)dir.' diye uyararak nihayetinde onu son on günde itikafa girmeye sevk etmişti. Resulullah, bundan böyle Ramazan'ın son on günü itikaf edeceği yere çekilmiş ve ashabına da Kadir Gecesi'ni, Ramazan'ın son on gününde aramalarını söylemişti. Peygamber (SAS) Efendimiz, girmekten vazgeçtiği itikafın kazası olarak Şevval ayında girdiği bir sene hariç, diğer sekiz itikafını hep Ramazan ayında ve çoğunu da Ramazan'ın son on gününde gerçekleştirmişti. Ancak ilim adamları, itikafın zamanı ve süresi konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Buna göre itikaf, Ramazan'da ve Ramazan dışında olabileceği gibi belirli bir süreye de tabi değildir. İtikaf niyetiyle camide birkaç gün veya birkaç saat kalmak yeterlidir. Çok kısa bir süreyi de itikaf için yeterli gören alimler bulunmaktadır." dedi.

"Kişiler itikafla nefsani duygularından sıyrılır"

Dini bir terim olarak itikafın, akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına gelmiş bir Müslümanın beş vakit namaz kılınan bir camide ibadet niyetiyle bir süre durması olduğunu kaydeden Soykök, "Kişi bu ibadet vesilesiyle nefsani arzularından sıyrılmakta, dünyevi meşgalelerden uzak durmakta ve manevi derecelerini yükseltmektedir. İnsanın, Allah'a tam bir teslimiyet içerisinde ibadet ve taatte bulunmak amacıyla zamanının belirli bir kısmını ayırması ve bu esnada meşru bile olsa her türlü nefsani ve şehevi arzulardan uzak durması, manen olgunlaşması için önemli bir vesiledir. Dini duygu ve düşüncenin yoğun bir şekilde yaşandığı, mümkün olduğu ölçüde dünyevi isteklerden uzaklaşarak Allah'a yönelinen bir ortam, insana derin bir manevi ufuk ve imkan sunmaktadır. İtikaf, kökleri Hz. İbrahim zamanına kadar giden bir ibadet çeşididir. İtikafın sahih olabilmesi için itikafa giren kimsenin cünüplük, hayız ve nifas gibi hallerden temizlenmiş bulunması ve itikaf için niyet etmesi şarttır." diye konuştu.

"İtikaf için Ramazanın son 10 günü daha faziletlidir"

"Yılın herhangi bir zamanında itikafa girmek mümkün olmakla birlikte Ramazanın son on gününde itikafa girmek daha faziletlidir." diyen Müftü Soykök, "Nitekim Allah Resülü (S.A.S) Ramazan'ın son on gününde itikafa girmiş ve bu sünnetine vefatına kadar devam etmiştir. Hanımlarının yanı sıra birçok sahabi de onunla beraber bu sünnete uymuşlardır. İtikafa özellikle Ramazan ayının son on gününde girilmesi, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini de ihya etme fırsatı vereceği için ayrı bir önem taşımaktadır. Nafile olan itikafın en azı bir gündür. İmam Ebu Yusuf en az süreyi, bir günün yarıdan fazlası olarak belirlerken İmam Muhammed itikaf için bir saati de yeterli bulur. İtikafa giren kimse, camide yer, içer, uyur ve ihtiyacı olan şeyleri mümkün olduğu takdirde camide tedarik eder. Tuvalete gitmek, abdest almak ve gerekli olduğunda gusletmek gibi tabii ihtiyaçları için ise camiden dışarı çıkabilir. Bu gibi zorunlu hallerin dışında camiden çıkarsa itikafı bozulur. Bu anlatılan şekli ile camide itikaf erkeklere mahsustur. Kadınlar ise evlerinin namaz kılmak üzere belirledikleri bir yerinde itikafta bulunabilirler. Şafi mezhebine göre ise, mescit dışında itikaf caiz değildir." şeklinde konuştu.

"Salgın nedeniyle camilerde itikafa girmek mümkün değil"

Salgın hastalıkla mücadele tedbirleri nedeniyle bu yıl camilerde itikafa girmenin mümkün olmadığına dikkat çeken Müftü Soykök, "Ancak, itikaf sünnetinde asıl olan itikafın camilerde yapılması olmakla birlikte salgın ve benzeri mücbir sebepler olması durumunda kadınların evlerde itikafa girebildikleri gibi erkeklerin de evlerinin mescit edindikleri bir odasında şartlarını gözeterek itikafa girmeleri bazı alimlerimizin görüşleri doğrultusunda caiz görülmüştür. Buna göre bir Müslüman, evinin mescit edindiği bir odasında itikafa girerek, Kur'an-ı Kerim okumak, namaz kılmak, tevbe, istiğfar, dua ve niyaz etmek, kelime-i tevhid ve tekbir getirmek, nefis muhasebesi yapmak, Cenab-ı Hakkın varlığı, birliği ve kudreti hakkında tefekkür etmek, gereksiz söz ve işlerden uzak kalmak suretiyle Peygamberimizin bu güzel sünnetini ihya edebilir. Dolayısıyla pandemi ile mücadele günlerinde tam kapanma dönemini bu şekilde ibadetle ve itikaf niyetiyle değerlendirmek pek ala mümkün olacaktır. Bu, modern hayatta gündüzleri iş güç, geceleri televizyon gibi pek çok oyalayıcı nedenden dolayı, tefekküre, daha doğrusu kendisine zaman ayıramayan Müslüman için bulunmaz bir fırsattır." dedi.

"Reiki, yoga meditasyon yerine namaz ve itikaf"

Müftü Soykök açıklamasını şöyle tamamladı: "Son yıllarda kimi çevrelerin, hayatın yoğun stresine ve sorunlarına karşı, reiki, meditasyon, yoga gibi bazı uygulamaları yegane çözüm gibi sunulabilmektedir. Oysa huşü içinde kılınan namaz ile itikaf içinde geçirilen vakitler, sadece bir zihin boşalması değil, aynı zamanda imanın kemale erdirilmesi gayreti, nefis muhasebesi, nefis terbiyesi ve tezkiyesidir aslında. Kişinin nereden geldiğini ve nereye gittiğini derinlemesine tefekkür ederek hedeflerine daha emin adımlarla ilerlemesi için tamamen kendine ayırdığı vakitlerdir. Bireyin kendini hatırlamasıdır, Rabbini hatırlamasıdır, hakikat aynasına bakıp kendine gelmesidir ve ne yazık ki, bizi rahatlatacak, hayatımızı kolaylaştıracak, dünyamızı yaşanır kılacak huşü içinde kılınan namaz ile tefekkürle geçirilecek itikaf gibi iki önemli alternatif, toplumumuzda unutulmaya yüz tutmuş vaziyettedir. İşte itikaf, bize bizi, bizi biz yapan değerlerimizi, kendimizi, öz benliğimizi hatırlatacaktır. Hz. Peygamber (SAS) bu ibadetin insana kazandıracaklarını şöyle ifade etmiştir: 'İtikafa giren, günahlardan uzak kalır ve kendisine tüm iyilikleri işleyen gibi iyilikler yazılır.' Bu duygu ve düşüncelerle Ramazanın feyiz ve bereketinden istifade ederek sağlık ve afiyet içerisinde Kadir gecesine ve bayrama bizleri kavuşturmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum." - MANİSA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title
Close