Müfettişler: Sorumluluk İşverende
Soma'daki maden faciasından sonra eleştirilen iş müfettişleri gazete ilanıyla kendilerini savundu.
Salı günü derneğin internet sitesinde, perşembe günü de gazetelerde yayınlanan ilanda, Soma faciasında en büyük sorumluluğun iş müfettişlerinde olduğuna dair iddialara yanıt verildi.
Buna göre kazaların olmasında en büyük sorumluluğun işverende olduğu, madenlerin planlamasındaki hatalara iş müfettişlerinin müdahale yetkileri olmadığı belirtildi, taşeronluk sisteminin ve kar hırsının olumsuzluğuna dikkat çekildi. İlanda eğitim ve kültür eksikliğinin ana sorun olduğu da iddia edildi.
İş Teftiş Kurulu Başkanı Mehmet Tezel, Soma'da facianın meydana geldiği madende son olarak teftişte bulunan iki müfettiş hakkında idari soruşturma başlatıldığını açıklamıştı.
"Kendini aklamaya çalışan işverenler…"
İlanda Soma faciasından sonra iş müfettişleri hakkında, "işverenlerle çıkar ilişkileri içerisinde oldukları" iddiası dahil tüm iddialara detaylı olarak değinildikten sonra şu ifadelere yer verildi;
"Sorumluluğu iş müfettişlerinin üzerine yıkarak, hukuken ve vicdanen gerçekte işverenlerin üzerinde olan sorumluluğun dikkatlerden kaçırılmaya çalışıldığı gözlenmektedir. Bu algının yaratılmasında en büyük pay, olayın en sıcak anında dahi 'iş denetiminden başarıyla geçtik' diyerek kendini aklamaya çalışan işverene aittir. Halbuki iş müfettişi, iş sağlığı ve güvenliği denetimi ile işyerindeki mevcut durumun anlık tespitini yapar. Alınan önlemlerin sürekliliğinin sağlanması işverenin sorumluluğundadır."
"Eğitim şart"
Müfettişler kazaların nedeninin "denetim eksikliği" olduğu imajının yaratılmaya çalışıldığını söyleyip ancak kazalara birçok değişkenin sebep olduğunu belirtti:
"Çünkü iş kazalarının önlenmesi kültürün, ekonomik koşulların, eğitimin, teknik donanımın, insan davranışının da dahil olduğu pek çok değişkenin etkisinde olan bir süreçtir. Bu nedenle tüm alanlarda köklü değişiklikler olmadan iş kazalarının denetimlerle önlenmesini beklemek gerçekçi değildir."
"Planlama hataları bizim sorumluluğumuzda değil"
Açıklamada belki de en çarpıcı nokta Türkiye'deki madenlerin çoğunun planlama ve tasarımlarında hata olduğu ve buna müdahale yetkileri olmadığının belirtilmesi:
"Özellikle kömür ocaklarının planlanması ve tasarımı aşamasında olması gereken mühendislik yaklaşımı, tekniği ve hesaplamaları ülkemizde ne yazık ki sağlam temellendirilmemiş ya da başarısız olmuştur. Bu planlama ve tasarım hataları iş müfettişlerinin müdahale alanında değildir."
Ancak bu ifadeler iş kanununa açıkça ters; zira 6331 sayılı İş Kanunu'nda, iş müfettişlerinin hayati boyutta tehlike var ise işyerinde üretimi durdurma ve kapatma yetkisine sahip oldukları açıkça belirtiliyor.
İşçilerin can güvenliğinin tehlikede olduğu bir işyerinin, ilk inşa edilişinde yapılan planlama ve proje hatalarının bu kapsamın dışında olduğuna dair herhangi bir ifade yok.
Bu konuda görüştüğümüz İş Müfettişleri Derneği Başkanı Gonca Şahin, müfettişlerin bu durumlarda kapatma yetkileri olduğunu doğruladı.
Ancak bu durumdaki madenlerin tespit edilmeleri durumunda kapatıp kapatmadıklarına dair sorumuzu ve bu konudaki diğer sorularımızı birkaç gün içinde yanıtlayacağını söyledi.
"Rödovans ve taşeronluk sorgulanmalı"
Dernek, devlete ait ocakların alım garantisi verilerek kiralanması anlamına gelen rödovans ve aracı işverenin söz konusu olduğu taşeron işçiliğin sorgulanması gerektiğini vurguladı. Bu iki yöntemin kar etme kaygısını artırdığını ve bunun iş güvenliğine dair kısıntılara sebep olduğu belirtti:
"Özellikle maden ocaklarında hizmet alımı, kiralama, rödevans gibi yöntemlerle yürütülen alt işverenlik (taşeronluk) uygulamalarının sorgulanması kaçınılmazdır. Alt işverenlik uygulamasının maliyetleri düşürme kaygısıyla, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri için gerekli yatırımın yapılmasını engelleyen bir durum olduğu açıktır. Bu bağlamda, 16 yıllık derneğimizin kuruluşundan bu yana en önemli gündem konularının arasında "alt işverenlik" olduğunun bilinmesinde yarar bulunmaktadır. İş Müfettişleri Derneği, olarak "alt işverenlik" konusuyla ilgili olarak pek çok defa uyarılarda bulunmamıza rağmen ilgili çevrelerden yeterli karşılığı alamadık."
DEVLETİN ARAÇ TAHSİS ETMEDİĞİ MÜFETTİŞLER
Açıklamada iş müfettişlerinin yaşadığı zorluklara da değinildi;
"İş müfettişlerine atılan iftiralar, denetimsiz bir çalışma hayatı isteyenlerin amacına da hizmet etttiği unutulmamalıdır… Sahada denetim yapmasına rağmen araç tahsis edilmeyen, yılın neredeyse 10 ayını evlerinden uzakta, ülkeyi bir baştan bir başa kat ederek, can güvenlikleri olmadan büyük bir özveriyle çalışan meslektaşlarımıza karşı yapılan haksız isnat ve iftiraların yasal takipçisi olacağımızı da kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız..."
Devletin müfettişlere araç tahsis etmemesi eleştirisi, dernek sitesindeki ilanda yer almayan ama gazete ilanında belirtilen tek ifadeydi.
İş Müfettişleri Derneği Başkanı Gonca Şahin, Türkiye'de iş güvenliği müfettişlerinin sayısının 1050 olduğunu söylüyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenli Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'de 1 milyon 424 bin işyeri olduğunu, bunların 28 bin 147 binin 50'den fazla işçi çalıştırdığını ve Türkiye'de toplam işçi sayısının 11 milyonu aştığını açıklamıştı.