"Modernleşme uluslaşma ile birlikte şekilleniyor"
İstanbul Şehir Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Fatih Uslu, Yunus Emre Enstitüsü (YEE) tarafından düzenlenen "Türk Edebiyatı Yaz Okulu-2019" programı kapsamında "Batı Tesirinde Bir Edebiyat" başlıklı seminer verdi.
İstanbul Şehir Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Fatih Uslu, Yunus Emre Enstitüsü (YEE) tarafından düzenlenen "Türk Edebiyatı Yaz Okulu-2019" programı kapsamında "Batı Tesirinde Bir Edebiyat" başlıklı seminer verdi.
Programa farklı ülkelerden katılan öğrencilerle Kubbealtı Akademisi ve Sanat Vakfı'nda bir araya gelen Uslu, " Modernleşme dediğimiz şey uluslaşmayla beraber yürüyor." dedi.
Uslu, bunun dünya üzerinde pek çok coğrafyada yaşanan bir şey olduğuna değinerek, "Modernleşme denen şey iletişim ve etkileşimin inanılmaz hızlandığı bir dönemde uluslaşmanın içinde büyümeye ve şekillenmeye başlıyor." diye konuştu.
Osmanlı'nın 19. asrına değinen Uslu, o dönemde yetişmiş olan Halit Ziya Uşaklıgil ana dili İtalyanca olan bir lisede okumuş, altı dil bilen, Fransızcayı orijinalinden okuyan ve çeviriler yapan bir yazar olduğunu anlattı.
Uslu, toplumların bunun gibi çok yönlülükte kendi özünü bulmaya dair bir arayış içinde olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"Bu özü var ettiğin yerde milleti kurmak, ulusu kurmak çok önemli bir şey. Bunun olduğu yerde sen kendine has, el değmemiş, bozulmamış olanı bulduğun yerde bir kozmopolit maceranın içindesin. Dünyanın farklı edebiyatlarını çok daha yoğun okumaya başlıyorsun. Her yandan dünyanın diğer edebiyatlarının hikayesi yağıyor. Bütün bu hikayenin içinde sana ait olanı, diğerlerinin dışında olanı bulmaya çalışıyorsun."
Bu arayışın Avrupa'nın da dil ve edebiyat macerasına şekil verdiğini vurgulayan Mehmet Fatih Uslu, "Örneğin Fransızca'nın edebiyat dili olarak kurulması Latin diline karşı verilen mücadele olmasa gerçekleşecek bir şey değil. Fransızlar Latin dilini karşılarına alarak kendi dillerini edebiyat dili haline getirdiler." ifadelerini kullandı.
Türk edebiyatı kurulurken ve Türkçe'nin saflığı ile Türkçe'yi sadeleştirmek üzerine düşünürken gelişen birçok şey olduğunu söyleyen Uslu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk edebiyatı Fransızcanın ve Fransız edebiyatının çok etkisindedir. 19. yüzyıl Türk romancılığını iki kanaldan okuyabilirsiniz. Bir tarafıyla bir romantik kanaldan okuyabilirsiniz. Bunun ana metni Alexandre Dumas'nın 'Kamelyalı Kadın'ıdır. Bu bir şablon metin olarak kafada kalır. Diğeri ise gerçekçiliğe bakar ve Osmanlı'nın daha gerçek edebiyat yapmak isteyen Halit Ziya gibi yazarları Balzac'a, Floubert'e bakmaya başlarlar. Mesela Halit Ziya 1880'lerin sonuna doğru hikaye adında roman teorisi üzerine bir kitap yayınlar. Hikaye kitabıdır ama romanları kastetmektedir. Çünkü edebiyatımızda daha roman kavramı oturmamıştı. Romana ne diyeceklerini bilmemektedirler. Orada Halit Ziya 'Bize esasında Avrupa'da masal diye okunan şeyleri edebiyat diye yutturuyorlar. Bu okuduğunuz popüler metinler hep masal. Gerçek edebiyat var, ben size onu anlatacağım' der. O zaman Floubert'e, Balzac'a bakar."
Uslu, Türkçülük fikrinin ortaya çıktığı yerde insanların yerli ve milli romanlar yazmak istemeye başladıklarının altını çizerek, "Bizi anlatan bir roman yazmak istiyoruz dedikleri yerde bütün mirası Fransız olan bir zeminin üzerinde oturuyor olacaklardır. Beni anlatmak istiyorum, özü, Türkü anlatmak istiyorum ama elimdeki bütün malzeme Fransız." değerlendirmesinde bulundu.
Bu süreçte, "Kendimi arıyorum ama Batıyı arzuluyorum" ve "Eskiden kurtulmaya, onu atmaya çalışıyorum ama oyum" şeklinde iki paradoksun ön plana çıktığını belirten Uslu, "Cumhuriyetin Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Peyami Safa gibi erken dönem romancılarında görürsünüz ki kendini ararken Batıyı arzu ettiğini fark ettiği bir korku dolu an vardır." açıklamasını yaptı.
Uslu, söyleşinin ardından öğrencilerin sorularını cevaplayarak onlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Yunus Emre Enstitüsü'nün Türkoloji ve tercümanlık alanlarında çoğunluğu lisansüstü eğitim alan yabancı katılımcılara Türkçeyi ve Türk edebiyatını anlatmak amacıyla başlattığı program, 4 Ağustos'ta sona erecek.
Türk Edebiyatı Yaz Okulu-2019
YEE'nin Türkoloji ve tercümanlık alanlarında çoğunluğu lisansüstü eğitim alan yabancı katılımcılara Türkçeyi ve Türk edebiyatını anlatmak amacıyla başlattığı etkinlik, Türk edebiyatının seçkin yazarları, şairleri ve akademisyenlerini seminer, ders ve atölyeler aracılığıyla uluslararası öğrencilerle buluşturuyor.
Klasik ve Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının örneklerinin görüleceği yaz okulu kapsamında katılımcılar, Türk edebiyatının seçkin yazarları ve şairleriyle bir araya gelerek, seminerler, dersler ve atölyeler aracılığıyla farklı edebi türleri ve eserleri tanıma imkanı buluyor.