Misyonerlik Suçlaması
Türkiye'deki Hıristiyanlar, Bundan 6 Yıl Öncesine Kadar Önce Sadece Marjinal Birkaç İslami Örgütün Propagandasına Hedef Oluyordu. Şimdi Misyonerlikte ve Saldırılarda Neler Değişti?
Türkiye’deki Hıristiyanlar, bundan 6 yıl öncesine kadar önce sadece marjinal birkaç İslami örgütün propagandasına hedef oluyordu.
Ne olduğu tam belli olmayan din eksenli "misyonerlik" suçlamasıyla... Ancak 2001 Nisanı’nda Bülent Ecevit döneminde Milli Güvenlik Kurulu gündemine girince, ’misyonerlik tehlikesi’ bir anda geniş kitlelere yayıldı. ’Ulusalcılar’dan İslamcı çevrelere, herkes misyonerlerin ülkede gün be gün çok sayıda Müslüman’ı Hıristiyan yapıp bölücü faaliyetler yürüttüğünü iddia etmeye başladı. Bazı komplo teorisyenlerine göre Ulusalcı yazar Necip Hablemitoğlu’nun 2002’de öldürülmesinin arkasında bile misyonerler vardı. Gizli kameraya alınan Hıristiyan ayini görüntüleriyle, gazetelerde çıkan provokatif makalelerle, konu sürekli kaşındı. Ve sonunda tahrik, etkisini gösterdi. Ülkede yaşayan Hıristiyanlara karşı keskin bir önyargı oluştuğu gibi, iş kriminal safhaya kadar ulaştı. Öyle ki, bazı kiliselere yapılan ufak saldırıların yanında, geçen yılın Şubat ayında Trabzon’da Katolik Kilisesi Rahibi Adrea Santoro’yu vuran 16 yaşındaki çocuğun annesi, oğlu cezaevine girerken kameralara bakıp "Allah için yatacak" diyordu. İş, dün Malatya’da yaşanan katliama kadar uzandı.
RAHŞAN HANIM DA SÖYLEDİ Rahşan Ecevit, Aralık 2005’te, yabancıların toprak alımıyla birlikte misyonerlik faaliyetlerinin de yoğunlaştığını ifade etmiş, "Türkiye’yi bölmenin bir yolu da vatandaşların dinlerini değiştirmelerini teşvik etmekten geçer" demişti. Ecevit’in bu açıklamayı yapmasından iki hafta öne tarihçi İlber Ortaylı, Prof. Hasan Ünsal, DSP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tan ve Türkiye’deki misyonerlik faaliyetleri konusundaki araştırmalarıyla tanınan yazar Aytunç Altındal ile Ankara Oran Sitesi’ndeki evlerinde bir araya geldiği kamuoyuna yansımıştı. Rahşan Ecevit, yabancılara toprak satışı ve buna bağlı olarak misyonerlikle ilgili tepkisini Haziran 2006’da yaptığı açıklamayla da ortaya koymuştu.
MHP Lideri Devlet Bahçeli de, 2005 Ocak ayında Adana’daki mitingte bu konuya dikkat çekmişti. Bahçeli, 31 Ocak 2002’de de, "Yine, misyonerlik faaliyetlerinde gözle görülür bir artış olduğu, Pontusçuluğun hortlatılmak istendiği bir dönemde gelişmeleri çok yönlü değerlendirme zorunluluğu vardır" açıklamasında bulunmuştu. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Trabzon’da Santoro cinayetinden sonra, "Misyonerliğin arkasına baktığınız zaman CIA desteğiyle çalışan kişilerdir" demişti.
HAİN OYUNLAR HALKA YANSITILMIYOR Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan ise, ESAM’ın düzenlediği "Misyonerlik" konulu konferansta, Diyanet yetkililerinden, Malatya’da 32, Eskişehir’de de 34 "apartman kilise"nin tespit edildiğini öğrendiğini belirterek, "Türkiye üzerinde oynanan haince oyunlar halka yeterince yansıtılmıyor" diye konuşmuştu.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ise Temmuz 2006’da Malatya’daki konuşmasında, Türkiye’de 3.5 yılda 40 bin kilise ev açıldığını iddia ederek, "Türkiye’de bu kadar Hıristiyan yoktur. Buradaki amaç çocukları Hıristiyan yapmaktır" demişti.