Mısır'da Darbe Karşıtlarına Yönelik Katliam
Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle, Mısır’daki şiddeti "diplomasinin mağlubiyeti" olarak nitelendirdi
Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, "Mısır'da yaşanan şiddetin, diplomasinin bir yenilgisi olduğunu" söyledi.
Westerwelle, Brüksel'de yapılacak AB ülkeleri Dışişleri Bakanları toplantısına katılmadan önce Alman İkinci Televizyon Kanalı ZDF'deki "Morgenmagazin" programına yaptığı açıklamada, Mısır'daki şiddeti engellemek için çaba sarf edildiğini ancak bunun başarılamadığını belirterek, yaşanan şiddetin "diplomasinin mağlubiyeti olduğunu" savundu.
Mısır'ın geleceği için Brüksel'de ve Avrupa ülkelerinin başkenti veya Washington'da değil, Mısır'da karar verileceğini vurgulayan Westerwelle, şiddetin durması için her şeyin yapılması gerektiğini, Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'un arabulucu olma teklifini desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
Brüksel'de yapılacak toplantının Mısır'da şiddetin sonra ermesi ve müzakere masasına dönülmesi için Avrupalıların ortak bir pozisyonu belirlemesi olduğunu ifade eden Westerwelle, Mısır'la ilgili tüm işbirliği konularının incelendiğini belirtti.
Westerwelle, Mısır'ın istikrarlı olmasının bölge ve Avrupa için de önemli olduğunu ifade ederek, diplomatik çabaların süremesi gerektiğini, aksi halde yeni bir terörün üreme hücresi olabileceği uyarısında bulundu. Mısır'da taraf olmadıklarını yineleyen Westerwelle, her iki tarafta da haksızlıkların yaşandığını iddia etti.
Askeri yönetimle görüşüp görüşmeyeceği yönündeki bir soruya karşılık Westerwelle, bu durumda herkesle görüşeceklerini kaydetti. Müslüman Kardeşler Teşkilatının (İhvan) yasaklanmasına da karşı çıkan Westerwelle, böyle bir yasaklamanın şiddeti artırabileceğini kaydetti.
-"İki taraf da planı kabul etti"-
AB Güney Akdeniz Özel Temsilcisi Bernardino Leon da "Süddeutsche Zeitung" adlı gazeteye verdiği röportajda, Brüksel'de bugün yapılacak AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda neler beklenebileceği yönündeki bir soruya karşılık, bazı bakanların Mısır'a yapılacak yardımların dondurulmasını veya güvenlik politikaları konusundaki işbirliğinin durdurulmasını önerdiklerini ifade etti.
Diğer taraftan siyasi bir çözüm için AB'nin yapıcı bir muhatap olması gerektiğini belirten Leon, Mısır için silah satışlarının ve güvenlik işbirliğinin incelenmesinin gündeme gelip gelmeyeceği yönündeki soru üzerine de bunların koordinasyonun toplantıda görüşülebileceğini, ancak somut kararların üye ülkelere bırakılabileceğini kaydetti
AB'nin neden darbe demek için zorlandığı yönündeki soruya karşılık da etiketlerle bir savaşın içine çekilmek istemediklerini belirten Leon, tabu olan kelimelerin olmadığını darbe demek için 30 Haziran ile 3 Temmuz arasındaki durumun çok karmaşık olduğunu ifade etti.
Müslüman Kardeşlere, protestoların azaltılmasına karşılık iki yöneticinin serbest kalması yönünde bir teklif götürüldüğünün hatırlatılması üzerine de Leon, "Bu AB, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'dan oluşan 4'lü grubun bir planın parçasıydı. Planda bir dizi konu vardı: Ciddi diyaloga geçilmesi, azami taleplerden vazgeçilmesi, Müslüman Kardeşlerin terörü ve Sina'daki şiddeti kınaması. Buna paralel olarak Müslüman Kardeşler liderlerinden bazılarının serbest bırakılması gibi iki tarafın da adım atması. İki taraf da bu planı kabul etti" şeklinde konuştu.
Leon, bu planı gerçekleşmemesi yönünde hükümette tartışmaların olduğu ve sonuçta sertlik yanlılarının kazandığını kaydetti.
Bu konuda muhatabın o dönemde Mısır'da geçici Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevinden istifa eden Muhammed el-Baradai olduğunu ve ona tamamıyla güvendiklerini belirterek, "Onun istifa etmesi, bu konuda ne kadar dürüst olduğunu gösteriyor" ifadesini kullandı.
Hükümete güvenilip güvenilmeyeceği yönündeki soruya karşılık da Leon, buna olumlu cevap vererek hükümette barışçıl bir çözümün gerekli olduğunu gören insanların bulunduğunu kaydetti. - Berlin