Mimar Başak Cengiz'in ismi Ataşehir'de yaşayacak
Mimar Başak Cengiz'in ismi, geçen yıl cinayete kurban gittiği Ataşehir'deki sokağa verildi.
Mimar Başak Cengiz'in ismi, geçen yıl cinayete kurban gittiği Ataşehir'deki sokağa verildi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi toplantısı, 2. Başkanvekili Ömer Faruk Kalaycı başkanlığında Saraçhane'deki belediye binasında gerçekleştirildi.
Toplantıda, 9 Kasım 2021'de Ataşehir Barbaros Mahallesi'nde Can Göktuğ Boz tarafından öldürülen mimar Başak Cengiz'in isminin, cinayetin işlendiği sokağa verilmesi teklifi sunuldu.
Komisyon raporunun 7. maddesinde yer alan teklifte, Barbaros Mahallesi'ndeki "Karanfil" sokağın isminin "Başak Cengiz Sokağı" olarak değiştirilmesi talep edildi. Talep, oy birliğiyle kabul edildi.
AK Partili Meclis Üyesi Mustafa Naim Yağcı, Ataşehir Meclisi'nde olayın yaşandığı sokağa Başak Cengiz isminin verilmesini teklif ettiklerini hatırlatarak, "Oy birliğiyle geçti. Keşke böyle bir olay yaşanmamış olsaydı. Maalesef böyle bir olayla ülkemiz ve Ataşehir'imiz karşı karşıya kaldı. Bir daha kadın cinayetlerinin yaşanmaması, cana karşı bir daha saldırının olmaması temennisiyle, Başak Cengiz isminin sonsuza kadar orada yaşaması adına verilmiş oldu." şeklinde konuştu.
İBB CHP Meclis Üyesi Tuğba Dönmez de tüyleri ürperten olay karşısında dileklerinin, sanığın en ağır cezayı alması olduğunu vurgulayarak, "Bundan sonra hiçbir erkeğin sırf zayıf gördüğü için bir kadına kolaylıkla saldırabileceği, ceza almayacağını düşünerek ona yönelebileceği gibi meseleleri yaşamamamızı diliyorum. Başak Cengiz ismi Ataşehirliler için çok önemli. Mahalle sakinlerine, bu değişiklik için çalışan kadın muhtarlara ve gruplara teşekkür ederiz." dedi.
Mecliste soru önergeleri tartışıldı
Toplantıda söz alan Ulaşım ve Trafik Komisyonu Üyesi Halit Cebeci, İBB'nin AK Parti döneminden teslim aldığı en genç otobüs filosunun "arkadan itilen" hale dönüştüğünü, yürüyen merdivenlerin yürüyemez hale geldiğini kaydederek, "Levazım tünelini moloz yığını haline getirdiniz. Sayın Başkan, sizin eylemleriniz ile söylemleriniz bambaşka." ifadelerini kullandı.
"İBB Toplu Ulaşım Hizmetler Müdürlüğünden bir bürokrat, plaka ağası olarak, baron olarak tanımladığı bir şahıs ile gerçekleştirdiği görüşmeyi kendi inisiyatifiyle mi, yoksa İBB üst yönetiminin bilgisi dahilinde mi gerçekleştirmiştir?" diye soran Cebeci, "Ekranların karşısına geçtiğinizde 'fırsatçı, plaka ağası, İstanbul'un huzurunu tehdit edenler' gibi ifadeler kullanmanıza rağmen arka planda bu lüks lokantalarda görüşmeler yapıyor olmanız çelişki değil midir? Söz konusu yemeğin sosyal medyada yayınlanmasına müteakip gece yarısı yemeğin yenildiği lokantaya ilişkin olarak İBB tarafından ivedi bir şekilde yıkım işlemi gerçekleştirilmiş midir?" dedi.
İBB CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı da bahsedilen yemeğin tamamen teknik bir görüşme olduğunu söyleyerek, "O kadar teknik bir görüşmedir ki Sanayi Bakanlığı temsilcisi de o yemekte bulunuyordu. Bu yemek, taksilerin taksimetrelerindeki fiyat farkı düzenlemeleri sırasında oluşan uzun kuyruklara ilişkin nasıl yöntem geliştirilebileceğine ilişkin bir yemektir. Hiçbir özel anlam ifade etmemektedir. Burada söylenenlerin hepsi yanlıştır." diye konuştu.
Okunan önergenin Başkanlık makamına sunulması kabul edildi.
Çevre1 teknesi makam aracı olarak kullanıldı mı?
Söz alan İBB AK Parti Meclis Üyesi Mehmet Can Erdündar, kamuoyuna yansıyan "İSTAÇ'a bağlı Çevre1 teknesinin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından makam aracı olarak kullanıldığı" iddialarını dile getirerek, bunun doğru olup olmadığını sordu.
Erdündar, "Çevre1 teknesi kaç defa, hangi güzergahlar için, İBB Başkanı olmaksızın ailesi veya yakınlarının ulaşımını sağlamak amacıyla kullanılmıştır? Kullanımların İstanbulluya ortalama maliyeti ne kadardır? Teknenin makam teknesi olarak kullanılıyor olmasından dolayı yeni bir tekne alınmış mıdır, maliyeti ne kadardır?" diyerek, soru önergesi sundu.
Konuyla ilgili açıklama yapan Tarık Balyalı, "Çevre1 isimli tekne, makam aracı olarak kullanılmamaktadır. Hatta Sayın Başkanımız kendi aracını kullanmaya devam ederken böyle bir şey yapmasını bekleyemeyiz." dedi.
Soru önergesinin Başkanlık makamına sunulması kabul edildi.
İBB'nin 45 bin kişiyi işe aldığı iddiası
AK Parti Meclis Üyesi Özlem Erol da İBB'den 13 bin 353 kişinin işten çıkarılarak, 45 bin 29 kişinin işe alınıp alınmadığını sordu.
Çıkarılan işçilerin ne sebeple çıkarıldıklarına ilişkin mantıklı açıklama bulunmadığını ifade eden Erol, partizanlık ve aşırı kadrolaşma yapılmadığının ispatı için kaç personelin işten çıkarıldığı, işten çıkarılma sebepleri ile ödenen tazminat ve para cezalarına ilişkin soru önergesi sundu.
"Fotoğrafları görünce kanım dondu"
AK Parti Meclis Üyesi Hüseyin Coşgun da İstanbul'da kar yağışına ilişkin alınan önlemlere değinerek, "Görüldü ki liyakatsiz ve iş bilmez İBB yönetimi gerekli önlemleri almamış, İstanbullular kar felaketiyle karşı karşıya bırakılmıştır. İBB Başkanı'nın Rumeli Kavağı'nda bir balıkçıda yemek yediği bilgisi tarafıma ulaştı. Allah biliyor ki ilk duyduğumda inanamadım. Bir belediye başkanının böyle bir sorumsuzluk içinde olacağına ihtimal dahi vermedim. Bilgiyi veren arkadaştan olayı fotoğraflayıp teyit etmesini istedim. Dakikalar sonra gelen fotoğrafları görünce kanım dondu." ifadelerini kullandı.
"AKOM'da çalışmaları koordine etmeyen İBB Başkanı, İngiliz Büyükelçisi ile balık ziyafeti yapıyordu." diyen Coşgun, şöyle devam etti:
"İBB Başkanı'nın elleriyle seçtiği şarap, Türkiye'nin en pahalı balık restoranında yediği kalkan balığı beni ilgilendirmiyor. Fakat İstanbullu vatandaşlarımızın karda çektiği çile ve üç ayrı tuzlama aracının eskortluk yapması beni ilgilendiriyor. Rumeli Kavağı'nda bu fotoğrafı kimin çektiği ve nasıl ulaştırıldığı, CHP meclis üyesi de dahil olmak üzere tüm Kavak halkı tarafından bilinmektedir. Geçtiğimiz günlerde Rumeli Kavağı Mahallemizde oturan Osman Turan ve Saim Tanır isimli iki kardeşimiz -Büyükşehirin ayrı iştiraklerinde çalışıyor- Başkanlık kararıyla işlerinden tazminatsız bir şekilde atıldı. Benim tarafımdan medyaya servis edilen fotoğraflardan ötürü işten atıldıkları kendilerine söylendi. İBB Başkanı İmamoğlu'nun İngiliz Büyükelçi ile yediği yemeğin faturası, olayla alakası olmayan emekçi masum iki İBB çalışanına kesildi."
Coşgun, faturanın İngiliz Büyükelçi tarafından ödenip ödenmediğini, fatura bedelini ve işçilerin işten çıkarılma gerekçelerini sordu.
Bunun üzerine söz alan Tarık Balyalı, mantığı zorlayan bir önergeyle karşı karşıya kaldıklarını belirterek, "Siyaset yapma amacı güderken çarşıyı, pazarı birbirine karıştırmayı amaç edinmiş bir soru önergesi. Beyoğlu'ndaki Atatürk Kütüphanesi'nde toplantıdaydık. Arkadaşların çıkarıldığını toplantı sırasında öğrendik. Belediye Başkanımızın dahi haberi yoktu. Bu çalışanlar böyle bir şey yapmış mı, yapmamış mı bilmem. Bu meselenin İçişleri Bakanlığının MOBESE kayıtlarından sızdığını biliyoruz. Biz buradaki suçu ve suçluyu biliyoruz. Bu meseleden sıyrılmak için olayı iki çalışanın işten çıkarılmasının üzerine yıkmaya çalışmak gündem değiştirme çabasından başka bir şey değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Coşgun, restoranın önünde MOBESE kayıt cihazının bulunmadığını söyledi.
AK Parti İBB Meclisi Grup Sözcüsü Faruk Gökkuş da tartışmanın Tarık Balyalı tarafından asıl meselesinden uzaklaştırıldığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"İfade ettiği şu; 'Biz bu MOBESE kayıtlarının kimler tarafından verildiğini biliyoruz.' Biz de dedik ki; 'İspatlayın bunu. İspatlayamazsanız yalancısınız deriz.' dedik. Tamam İBB Başkanı konudan habersiz, gereğini yapın. Gerekçe yok. Başkanınız suçüstü yakalandı. Başkanınız zevküsefada balık yiyordu. Bunun vebalini iki emekçiye yıkamazsınız. Bu intikamcı, halka tepeden bakan anlayışın hesabını halk sizden soracak."