Milli sinemanın öncü yönetmeni Yücel Çakmaklı kabri başında anıldı
Milli sinema akımının öncü yönetmeni, senarist ve yapımcı Yücel Çakmaklı, vefatının 12. yılında yad ediliyor.
Milli sinema akımının öncü yönetmeni, senarist ve yapımcı Yücel Çakmaklı, vefatının 12. yılında yad ediliyor.
Usta sinemacının Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında düzenlenen anma programı, İstanbul Medeniyet Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı'nın Kur'an-ı Kerim tilaveti ve duasıyla başladı.
İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çakmaklı'nın Türk sinema tarihinde etkili bir isim olduğunu söyledi.
"Dinle Neyden" sinema filminin çekimleri esnasında usta yönetmenle ortak mesai sarf ettiklerini, bu esnada onun sinema birikiminden istifade ettiğini dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
"Yücel Çakmaklı deyince ortaokul yıllarıma giderim. Küçük Ağa ve Kuruluş dizisi başta olmak üzere onun yönetmenliğini yaptığı, emek verdiği pek çok dizi ve sinema filmini hatırlarım. Yücel Çakmaklı, sadece bir yönetmen, senarist veya yapımcı değildir. Yücel Çakmaklı, Türk sinema tarihinde Anadolu coğrafyasının tarihinden, kültüründen, ilminden, irfanından hareket ederek, bunları ilham kaynağı olarak benimseyen bir sinema anlayışının, üslubunun ve eserlerinin hayata geçmesi demektir. Bu yönüyle de Türk sinemasında öncülüğünü yaptığı anlayış, üslup ve ekolle çığır açmıştır ve Türk sinemasının öncü isimlerinden birisidir. Şüphesiz, onun açtığı çığır vefatıyla birlikte son bulmuş değildir, devam etmektedir. Bugünkü bu anma programı, onu ziyarete gelenler ve yapılan değerlendirmeler de Yücel Çakmaklı'nın gelecek yıllarda da Türk sinema tarihinde konuşulacağının bir göstergesi ve ifadesidir."
Yılmaz, usta yönetmeni Türk Sineması'ndaki eserlerinin yanı sıra yetiştirmiş olduğu talebeleri ve açtığı çığırla da anmanın önemini anlattı.
Çakmaklı'nın sanat mensuplarının insani değerlerinin de hangi evsafta olması gerektiğini fiili olarak gösteren bir isim olduğunu dile getiren Yılmaz, "Bugün biz Yücel Çakmaklı'yı sadece yönetmen, yapımcı, senarist, sinemacı, milli sinemanın öncüsü olarak anarsak haksızlık etmiş oluruz. Yücel Çakmaklı'yı, Yücel Çakmaklı yapan asıl unsur onun hayata geçirmiş olduğu yani bizatihi yaşadığı insani değerleridir, insani vasıflarıdır." şeklinde konuştu.
"Milli sinemanın ön açıcısı olarak hayatını tamamlamıştır"
İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay, Çakmaklı'yı 1980'li yıllarda tanıdığını belirtti.
Kuralay, "Yücel Çakmaklı 72 yıllık ömründe çok sayıda film, belgesel ve dizi sığdırmış, hem yapımcı hem de yönetmen olarak milli sinemanın öncüsü, ön açıcısı olarak hayatını tamamlamıştır." dedi.
Çakmaklı'nın zor zamanlarda çok başarılı işler yaptığını kaydeden Kuralay, şöyle devam etti:
"Milli sinema adında 1960 ve 1970'li yıllarda bir şeyler yapmak gerçekten zordu ve o da zoru başarmış bir büyüğümüzdü. Allah, ona rahmet eylesin. Onun yolundan giden çok sayıda genç yönetmen ve yapımcı arkadaşlarımız var. Milli sinema başlığı altında olmasa bile milli ve manevi değerlere, ülkenin değerlerine bağlı, tarih şuuruyla dolu çok yeni bir kuşak Yücel ağabeyin açtığı yoldan devam ediyor."
"Türk sinemasına derin ve güzel duygular bahşetti"
Yönetmen Nazif Tunç, Çakmaklı'yı, vefatın üzerinden 12 yıl geçmiş olmasına rağmen halen bayrağını devralmak isteyenlerin olduğu bir sinema önderi olarak ifade etti.
Tunç, etrafını yeşillendiren, bereketlendiren bazı ırmakların var olduğuna değinerek, "Tuna gibi ülkeleri dolaşır, insanlara bereket sunar, Nil gibi o kuraklıklarda etrafını yeşertir, Kızılırmak gibi bütün Anadolu'yu baştan başa dolaşarak her yere bereket, yenilik ve verim götürür. Yücel Çakmaklı da 50 yıl kadar kurak bir şekilde devam etmiş, halkıyla inancıyla kopmuş bir sinemaya ulu bir çay gibi bereket, verimlilik ve inanış getirdi. O yüzden de sonsuza kadar kanatlarını arayan bir insan olarak, bir sinemacı olarak anılacak." değerlendirmesini yaptı.
Çakmaklı'nın Türk sinemasına manevi gerçekçilik anlamında halkın hasretini duyduğu derin ve güzel duygular bahşettiğinin altını çizen Tunç, "Türk insanının gönlünde o bahşedici olarak sonsuza kadar sevgisi sürecek bir sinemacıdır." ifadelerini kullandı.
"Hiç kimsenin ayıbını araştırmazdı, yüzüne vurmazdı"
Yönetmen ve yapımcı Mesut Uçakan, Çakmaklı'nın Türk sinema tarihinde bir yol açıcı konumunda olduğunu, 1970'li yıllarda çektiği "Birleşen Yollar" filmiyle ilgi gördüğünü ve toplumun değerlerine sahip bir sinema yapma gereğini gösterip anlatmaya çalıştığını söyledi.
Bunun o dönemde ilk olduğunu belirten Uçakan, "Daha önce de dini filmler çekiliyor olsa dahi ticarete dönük İslam ile alakası olmayan kişiler tarafından çekiliyordu. Ama Yücel ağabey, bunu toplumu kurtarıcı bir iksir olarak yapılabileceği noktasında kendi değerlerimize, milli değerlerimize sahip çıkmak şeklinde, milli sermaye kavramı adı altında yapmaya çalıştı." diye konuştu.
Gelecek nesillerin Çakmaklı'nın başlattığı milli sinema ruhunu yaşatmaya devam etmesi gerektiğine dikkati çeken Uçakan, usta yönetmene ilişkin şunları söyledi:
"Sinemada çok yakın dostluklarımız oldu. İyi bir insandı, hiç kimsenin ayıbını araştırmazdı, yüzüne vurmazdı. Çok da enerjikti, yaşına rağmen olağanüstü enerjik bir tarafı vardı. Bizim moralimiz bozulduğu zaman motive ederdi. Sürekli üretmek, bir araya gelmek, bir şey ortaya çıkarmak çabası içerisindeydi."
Oyuncu Yaşar Alptekin, ilk kez kamerayla tanışmasına Yücel Çakmaklı'nın vesile olduğunu, kendisinden kamera arkası ve kamera önüyle çok şeyler öğrendiğini kaydetti.
Hayatında Çakmalı'nın çok özel bir yeri olduğunu vurgulayan Alptekin, usta sinemacının yönettiği "Kuruluş" dizisinde oynadığı Orhan Gazi rolünü nasıl kabul ettiğini anlattı.
Alptekin, 2-3 kere teklif getirildikten sonra bunu kabul ettiğini dile getirerek, "İyi ki de kabul etmişim. Çünkü Orhan Gazi gibi çok önemli bir karakteri canlandırdım. O zamanlar farkında değildim, çok gençtim ama şimdi Allahuteala'nın bana ne kadar güzellikler lütfettiğini daha iyi anlıyorum." şeklinde konuştu.
"Hala onun sinema anlayışını ortaya koyan gençler var"
Sinema yazarı İhsan Kabil, Türk sinemasında daha sonra "Milli Sinema" olarak adlandırılacak akımı başlatan Çakmaklı'nın filmleriyle bir çığır açtığını belirtti.
Çakmaklı'nın medeniyet dairesinde sahici ve samimi bir bağ kurarak, milletin köklerine yöneldiğini, sinema aracılığıyla seyircilere Türkiye'nin modernleşme sürecine farklı bir boyut getirdiğini anlatan Kabil, Çakmaklı'nın 1970'li yıllarda başarılı filmler çektiğini, sonrasında da pek çok yapıma imza attığını belirtti.
Kabil, "Ondan sonra gelen gençler de bu yolda devam ediyorlar. Hala onun sinema anlayışını, duygusunu ve söylemini ortaya koyan gençler var ve bu çok umut verici." değerlendirmesini yaptı.
"Birleşen Yollar", "Minyeli Abdullah", "Diriliş", "Kızım Ayşe" adlı unutulmayan filmleriyle "Kuruluş", "Küçük Ağa" ve "IV. Murat"ın da arasında bulunduğu ses getiren dizilerle hatırlanan ünlü yönetmenin yad edildiği programa Cemil Nazlı, Abdülhamit Avşar, Recep Seyhan, Belkıs İbrahimhakkıoğlu, Harun Yöndem ve Bilal Arıoğlu'nun arasında bulunduğu sanat dünyasından isimler de katıldı.