Milli Savunma Bakanı Işık'tan TSK Personel Kanunu Açıklaması 1
* Milli Savunma Bakanı Fikri Işık,"( TSK PERSONEL KANUNU) İleride Türk Silahlı Kuvvetleri personelimizin haksız, yersiz ve mesnetsiz birtakım iddialarla karşı karşıya kalmaması, mahkemelerde saçma sapan iddialarla ömrünü tüketmemesi için Türk Silahlı Kuvvetleri personeline dava açma yetkisini izne bağlayan, personele koruma getiren bir kanun ihtiyacı vardı.
* Milli Savunma Bakanı Fikri Işık,
"( TSK PERSONEL KANUNU) İleride Türk Silahlı Kuvvetleri personelimizin haksız, yersiz ve mesnetsiz birtakım iddialarla karşı karşıya kalmaması, mahkemelerde saçma sapan iddialarla ömrünü tüketmemesi için Türk Silahlı Kuvvetleri personeline dava açma yetkisini izne bağlayan, personele koruma getiren bir kanun ihtiyacı vardı. Bu kanunla sağlanmış oldu.
"EMASYA protokolüyle uzaktan yakından alakası yok"
"(BAHOZ ERDAL ÖLDÜRÜLDÜ MÜ?) Bahoz Erdal'la ilgili konu, Suriye'deki bir yerel örgütün yaptığı bir operasyon. Bunu Türk Silahlı Kuvvetleri veya Türkiye'nin yapması gibi bir söz konusu değil. Orada yerel unsurların yaptığı bir operasyon diye değerlendiriyoruz. Türkiye'nin bugüne kadar ki stratejisi aynen devam edecek"
Haber: Özgür ALTUNCU / Kamera: İdris TİFTİKCİ - İstanbul (DHA)
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na ilişkin bir soruya "İleride Türk Silahlı Kuvvetleri personelimizin haksız, yersiz ve mesnetsiz birtakım iddialarla karşı karşıya kalmaması, mahkemelerde saçma sapan iddialarla ömrünü tüketmemesi için Türk Silahlı Kuvvetleri personeline dava açma yetkisini izne bağlayan, personele koruma getiren bir kanun ihtiyacı vardı. Bu kanunla sağlanmış oldu" karşılığını verdi.
EMASYA İLE ALAKASI YOK
İstanbul Çırağan Sarayı'nda savunma sanayi ihracat rakamlarının açıklandığı toplantıya katılan Işık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanan Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun terörle mücadeleye nasıl bir ivme kazandıracağına ilişkin bir soruyu yanıtladı.
Işık, "Türk Silahlı Kuvvetlerimiz açısından son derece önemli bir kanun. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, Anayasamızın ve kanunumuzun verdiği, gerektiğinde teröristle mücadele etme görevi, yükümlülüğü var. Bu konuda çok ciddi bir mücadeleyi silahlı kuvvetlerimiz verdi. İleride Türk Silahlı Kuvvetleri personelimizin haksız, yersiz ve mesnetsiz birtakım iddialarla karşı karşıya kalmaması, mahkemelerde saçma sapan iddialarla ömrünü tüketmemesi için Türk Silahlı Kuvvetleri personeline dava açma yetkisini izne bağlayan, personele koruma getiren bir kanun ihtiyacı vardı. Bu kanunla sağlanmış oldu. Çok önemli bir gelişme. Bundan sonraki operasyonlarda etkin koordinasyon için hukuki boşlukları dolduracak bir düzenleme yaptık. Bunu, EMASYA protokolü ile ilişkilendirmeye çalışanlar oldu. Uzaktan yakından alakası yok. Yaptığımız düzenlemede terörle mücadelede hangi unsurların, hangi kapsamda, nerede, hangi süreyle kullanılacağına İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu karar veriyor. Yani askerin kendi kafasına göre gidip herhangi bir terörle mücadele işi başlatması mümkün değil. Yetki tamamen Bakanlar Kurulunda. Askerin sorumluluğu sadece operasyonun askeri olarak planlanması ve icrası. Bu süreçteki izleme ve gözetim görevi de illerde valilerde. Tamamen sivil otoritenin gözetimi ve izlemesi altında. Dolayısıyla EMASYA protokolüyle uzaktan yakından alakası yok." şeklinde konuştu.
YERLİLİK YÜZDE 60'LARA ULAŞTI
Bakan Işık toplantıdaki konuşmasında, " Bölgede ayakta kalmanın olmazsa olmaz 3 unsuru var; güçlü demokrasi, güçlü ekonomi ve güçlü ordu" dedi.
Işık, savunma sanayinde yüzde 24'lerdeki yerlilik oranının yüzde 60'lar seviyesine çıkarıldığını ve nitelik artışı sağlandığını söyleyerek, "Uluslararası rekabete açık pek çok şirketimiz oldu. Hamdolsun, yıllık 1 milyar 700 milyon doların üzerinde ihracat rakamına geldik. Önümüzdeki süreçte bu rakamın aritmetik değil, geometrik artışla büyüyeceğine inanıyorum. Varşova'daki zirvede Türkiye ve Polonya, bir anlaşma imzaladı. NATO, eksikliğini duyduğu 16 alanı belirledi ve bu 16 alanda çalışma yapılmasıyla ilgili karar aldı. Bunlardan biri de elektronik harp alanı. Elektronik harp alanındaki teknolojilerin geliştirilmesiyle ilgili ülkelerden biri de Türkiye. Türkiye artık teknoloji geliştirecek konuma geldi. İnşallah önümüzdeki süreçte sadece kendi ihtiyaçlarımız için değil NATO'nun ihtiyaç duyduğu elektronik harp sistemlerin, engelleyici sistemlerin geliştirilmesiyle ilgili çalışmayı başlatıyoruz" ifadesini kullandı.
KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLER ÜRETMELİYİZ
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı olduğu dönemde savunma sanayinin, Türkiye'nin "olmazsa olmaz" sektörlerinden biri olarak değerlendirdiğini ve sektöre gelişmesi için her türlü desteği verdiğini söyleyen Bakan Işık, "Milli Savunma Bakanı olarak özellikle önümüzdeki süreçte özel sektör odaklı yeni bir sıçrama hedefimiz var. Kısa sürede savunma sanayi ihracatımızı 5 milyar doların üzerine çıkarmak istiyoruz. Daha fazla mal satarak, sürümden kazanarak değil, daha katma değeri yüksek ürünler, platformlar satarak, sistemler buna kısa zamanda ulaşacağımıza inanıyorum" dedi.
Savunma sanayinde özel sektörün ağırlığını artırmayı hedeflediklerini söyleyen Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, " Vakıf ve kamu şirketlerinin de sistem entegrasyonuna daha fazla yoğunlaşmaları, katma değeri yüksek ürünler üretmeleri ve bu konuda Türkiye'nin ekosistemini güçlendirmek için daha fazla çaba sarfetmeliyiz"dedi.
BAHOZ ERDAL ÖLDÜRÜLDÜ MÜ ?
"Bahoz Erdal" kod adlı terörist Fehman Hüseyin'in öldürüldüğüne yönelik haberlerle ilgili bir soru üzerine de Işık, "Bahoz Erdal'la ilgili konu, Suriye'deki bir yerel örgütün yaptığı bir operasyon. Bunu Türk Silahlı Kuvvetleri veya Türkiye'nin yapması gibi bir söz konusu değil. Orada yerel unsurların yaptığı bir operasyon diye değerlendiriyoruz. Türkiye'nin bugüne kadar ki stratejisi aynen devam edecek." dedi.
"BAŞBAKANIMIZ VE CUMHURBAŞKANIMIZIN TAKDİRİ"
"Sizin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından Savunma Bakanı olarak görevlendirilmeniz, Sayın Faruk Özlü'nün de savunma sanayinden gelerek Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı olması, burada değişik kurgu var da düşüncesini uyandırıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki bir soruya Bakan Işık şu yanıtı verdi:
"Kimin hangi bakanlığa, hangi gerekçeyle getirildiği sorusu Sayın Başbakanımız ve Sayın Cumhurbaşkanımıza sorulması gereken bir soru. Ama şunu söyleyebilirim, benim 2,5 yıl süreyle Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanlığı yapmam, Faruk Bey'in savunma sanayinde ciddi tecrübesi olması ve bu bakanlıklara bizim görevlendirilmiş olmamız aslında hükümetimizin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın savunma sanayindeki millilik ve yerlilik oranının artırılmasına doğrusu verdiği ciddi bir önemin göstergesi olarak değerlendiriyorum. Tabii farklı tercihler yapılabilirdi, bu da farklı yoruma sebep olmazdı. Bu iki bakanlık birlikte düşünüldüğünde, bu konuda bizden çok yüksek beklentilerin olduğunu da ifade etmem gerekiyor" diye konuştu.