Milli Savunma Bakanı Güler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda soruları yanıtladı: (1)
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni'nde bazı teğmenlerin ve bazı personelin Yüksek Disiplin Kuruluna (YDK) sevk edilmesine ilişkin "İsnat edilen suç, kılıç çatmak, andı okumak veya 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni'nde bazı teğmenlerin ve bazı personelin Yüksek Disiplin Kuruluna (YDK) sevk edilmesine ilişkin "İsnat edilen suç, kılıç çatmak, andı okumak veya 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz.' demek değil, defaten yapılan ikaz ve emirlere rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik hareketidir." dedi.
Bakan Güler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin yapılan görüşmelerde milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini cevapladı.
Bazı teğmenlerin ve bazı personelin YDK'ye sevk edilmesine ilişkin sorulara işaret eden Güler, teğmenlerle ilgili konunun anlaşılması için sürecin doğru değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Ortaya çıkan durumun, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve onun bıraktığı manevi mirası göz ardı eden bir tutumdan ziyade, gerçekleşen disiplin suçunun incelenmesi olduğuna dikkati çeken Güler, şunları kaydetti:
"İsnat edilen suç, kılıç çatmak, andı okumak veya 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz.' demek değil, defaten yapılan ikaz ve emirlere rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik hareketidir. Özellikle vurgulamak isterim ki hakkında disiplin soruşturması yürütülen teğmenlerin hiçbirine neden kılıç çattığı, andı neden okuduğu veya 'Mustafa Kemal'in askerleri' diye neden söyledi diye herhangi bir soru sorulmamıştır. Söz konusu eylem, amirlerin izni olmadan, grup halinde organize edilmiş, basın davet edilerek eylemin bilinmesi istenmiş ve kasten emir komuta zinciri devre dışı bırakılmıştır. Bu, askeri hiyerarşi için kabul edilemez bir durumdur. Bunun görmezden gelinmesi de mümkün değildir."
Bakan Güler, teğmenlerle ilgili gündemin, günlük gündemlerinin ana maddesini oluşturmadığını vurgulayarak, "Suç mahiyeti ne olursa olsun, disiplin süreci aynı şekilde işletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecektir. Disiplinsizliğin aması, lakini, fakatı olamaz ve olmamalıdır. Olaya karışanların genç olmaları, daha önce disiplin cezası almamış olmaları, başarılı olmaları, okunan metnin daha önce yürürlükte olması gibi gerekçeler disiplinsizliğin gerekçesini değiştirmez." değerlendirmelerinde bulundu.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin milli, manevi ve mesleki değerlerinin bir bütün olduğuna dikkati çeken Güler, "Ortak değerimiz olan Atatürk üzerinden bir ayrışma algısı yaratacak tavır ve davranışlar kabul edilemez. Yapılan bu disiplinsizlik ile Türk Silahlı Kuvvetlerine mesnetsiz iftiralar atılmasına, kamuoyunda gereksiz şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerinin tartışılmasına ve yıpratılmasına zemin yaratılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerinde müesses disiplinin muhafazası ve idamesi, olmazsa olmazımızdır. Ordumuzun yıpratılmaması konusunda herkesin daha duyarlı ve dikkatli olması, olayı bağlamından koparma çabaları ve dezenformasyona itibar edilmemesi önem taşımaktadır." diye konuştu.
Askeri hastanelerin durumu
Bakan Güler, askeri hastanelerin durumuna ilişkin Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmet desteğinin MSB ile koordineli bir şekilde Sağlık Bakanlığıyla yürütüldüğünü belirterek, "Sağlık Bakanlığına devredilen Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile sivil statüsünde yalnız Türk Silahlı Kuvvetleri personeline hizmet veren 5 hastane ki onlar; Diyarbakır, Şırnak, Marmaris, Van Eğitim Araştırma Hastanesinin İskele ek binası ve Hakkari Devlet Hastanesinin Mehmetçik ek binası, sadece Türk Silahlı Kuvvetlerine tahsis edilmiştir." ifadelerini kullandı.
Güler, ihtiyaç olması halinde Erzurum, Ağrı, Gaziantep, Hakkari, Şanlıurfa, Kilis, Hatay, İskenderun, Reyhanlı ve Elazığ'daki 10 hastanenin de Bakanlık personeline hizmet vermek üzere izolasyonunun sağlandığını anlattı.
Askeri okulların kapatılmasına ilişkin de Güler, Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kuruluş Kanunu ile 669 sayılı KHK kapsamında Harp Akademilerinin kapatıldığını, MSÜ Rektörlüğü bünyesinde Harp Enstitüleri kurulduğunu hatırlattı. Güler, "İlgili mevzuat hükümleri uyarınca Harp Okulları ile Astsubay Meslek Yüksek Okullarının da üniversitemize bağlanmasıyla, askeri okullar MSÜ Rektörlüğü çatısı altında toplanmıştır. MSÜ'deki eğitim öğretim faaliyetleri TSK'nın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde ve mevzuata uygun olarak başarıyla yürütülmektedir." dedi.
Yaşar Güler, Doğu Akdeniz'deki gelişmelerle ilgili de şu değerlendirmelerde bulundu:
"Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve GKRY'nin maksimalist ve hukuk dışı talepleri sebebiyle yaşadığımız bir takım deniz yetki alanı anlaşmazlıkları mevcuttur. Ülkemiz, Doğu Akdeniz'deki hak, alaka ve menfaatleri korumak maksadıyla hem sahada hem de diplomatik olarak çeşitli girişimler yürütmektedir. KKTC ile 2011 yılında, Libya ile 2019 yılında yaptığımız Deniz Yetki Alanları anlaşmaları ve 18 Mart 2020 tarihinde Birleşmiş Milletlere deklare ettiğimiz kıta sahanlığımızla Doğu Akdeniz'deki en önemli aktörlerden biri olduğumuza ilişkin kararlı duruşumuzu gösterdik. Bu kararlı duruşumuzu kıta sahanlığımıza yönelen izinsiz faaliyetleri engelleyerek sahada da gösteriyoruz. En son temmuz ayında İtalyan Ievoli Relume gemisiyle kıta sahanlığımıza yapılmak istenen kablo döşeme maksatlı araştırma faaliyeti bölgedeki unsurlarımızın caydırıcı duruşuyla bertaraf edilmiştir."
Ege Denizi'nde son durum
Milli Savunma Bakanı Güler, Ege'deki hak ve menfaatlerin korunması ve Dedeağaç ile ilgili de "Son dönemde Yunanistan tarafının iki ülke arasında 1976 yılındaki Bern Mutabakatı'na ve uluslararası hukuka aykırı olarak Ege Denizi müstakbel kıta sahanlığımız içerisinde izinsiz gerçekleştirmeye çalıştığı araştırma faaliyetlerine yönelik Dışişleri Bakanlığımızca Yunan makamlarına yönelik gerekli diplomatik girişimlerde bulunulmuş, sahada ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı unsurlarınca gerekli cevaplar verilmiştir." şeklinde konuştu.
Güler, ABD'nin Dedeağaç'taki askeri varlığı dahil olmak üzere, bölgede yaşanan her türlü gelişmeyi Türkiye'nin savunma ve güvenliği açısından yakından takip ettiklerini vurgulayarak, "Bu kapsamda ABD'nin Yunanistan'daki varlığı ile Yunanistan'da hangi üsleri kullandığı tarafımızca bilinmektedir. ABD'nin Dedeağaç'a askeri unsurlar konuşlandırması bölgedeki stratejik dengeleri etkilemekte ve Türkiye'nin güvenlik politikalarını doğrudan ilgilendirmektedir. Bu gelişmeleri yakından takip etmekte, ulusal güvenlik çıkarlarını korumak adına gerekli diplomatik ve askeri adımları atmaktayız." ifadelerini kullandı.
(Sürecek)