Milli Mücadele'de fedakarlığın ve cesaretin simgesi: Kara Fatma

Cesareti, vatan sevgisi ve fedakarlığıyla Milli Mücadele'nin simge isimlerinden biri haline gelen "Kara Fatma" lakaplı Fatma Seher Erden, vefatının 70. yılında anılıyor.
Cesareti, vatan sevgisi ve fedakarlığıyla Milli Mücadele'nin simge isimlerinden biri haline gelen "Kara Fatma" lakaplı Fatma Seher Erden, vefatının 70. yılında anılıyor.
AA muhabirinin kaynaklardan derlediği bilgiye göre, Erden, Sivas Kongresi devam ederken Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile görüşmek üzere İstanbul'dan vapurla Samsun'a, oradan da Sivas'a geçti.
Erden, savaşa katılma arzusunu dile getirmesi üzerine Gazi'nin izniyle Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi'nde mücadele verdi. Milli Mücadele döneminde Rum ve Ermeni çetelerine karşı savaşan Fatma Seher Hanım, toplam 350 kişilik müfrezeyi yönetti.
Nüfus kayıtlarındaki ismi "Mahi" olan Fatma Seher Hanım'ın asker eşi Sarıkamış'ta şehit düştü.
Erden'e, cesaretinden dolayı, gözü kara olduğu için Atatürk tarafından "Kara Fatma" lakabı verildi.
Topkapılı Pire Mehmet ve Laz Tahsin ile 15 kişilik çete kuran Kara Fatma, daha sonra Milli Mücadele'ye katıldı, ilerleyen dönemlerde kahramanlıklarından dolayı teğmen rütbesine yükseltildi.
Büyük Taarruz'a müfrezesiyle katılan Kara Fatma, Afyon'un Sürmeli köyü yakınlarındaki düşman güçlerine saldırdıkları sırada "Ceylan" isimli atıyla düşman mevzilerine sokulmaya çalıştı.
Atının Yunan askerlerinin attığı kementle yakalanması sonucu Kara Fatma esir düştü. Kara Fatma, çok eziyet görmesine rağmen Yunan askerlerine Türk birlikleri hakkında en küçük bilgi dahi vermedi.
Yaklaşık 19 gün süren esaretten sonra yeniden Sürmeli köyündeki ovada müfrezesinin başına geçen Kara Fatma, buradaki başarısından dolayı üsteğmenliğe terfi ettirildi.
Milli Mücadele başarıyla sonuçlanıp vatan toprakları düşman işgalinden kurtarıldı. Toprakların her tarafında başta sosyal ve ekonomik olmak üzere birçok sorun baş gösterdi.
Kara Fatma, Bolu'dan İzmit'e, Afyon'dan Bursa'ya kadar pek çok bölgenin kurtuluşuna katkı sağladı. Kendisine bağlanan maaşı Kızılaya bağışlayan kahraman kadın, hayatının son yıllarında sefalet içinde yaşadı.
Savaşta gösterdiği kahramanlıklar sayesinde hem yerli hem de yabancı birçok kaynakta adı geçen Fatma Seher Hanım, Amerikan New York Times gazetesinde de "Orduda savaşan Türk kadını teğmenliğe yükseldi" manşetiyle yer aldı.
Sovyet Rusya'sının Türkiye'de bulunan diplomatları arasında yer alan Semyon Ivanoviç Aralov, "Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları, 1922-1923" adlı kitabında Kara Fatma'dan bahsetti.
TBMM kararıyla ayda 170 lira maaş
Fatma Seher Erden, askerliğe onbaşı olarak adım attı, zamanla üsteğmenliğe kadar yükselerek emekli oldu ancak hayatının ilerleyen dönemlerinde maddi sıkıntılarla karşı karşıya kaldı.
Yeni Gün dergisinde 1933'te "Kara Fatma Rus Manastırı'nda" röportajı, Kadın gazetesinde 1950'de "Kara Fatma Yardım Bekliyor" haberi yayımlandı.
Geçim sıkıntısı çeken Fatma Hanım, maddi durumunun yetersizliğini Başvekalet Yüksek Makamına yazdığı dilekçeyle bildirdi. Bu başvurudan yaklaşık 10 yıl sonra, 1954 yılında Kars Mebusu Tezer Taşkıran ve Rize Mebusu İzzet Akçal'ın kendisine vatani hizmet tertibinden maaş bağlanması için verdiği kanun teklifi kabul edildi.
TBMM tutanaklarında yer alan teklifte şu ifadeler kullanıldı:
"Mucip Sebepler: Milli Mücadele'ye 350 mücahit akıncıyla iştirak ederek 18'inci fırkanın 20'nci Hücum Taburu Süvari Bölüğü kumandanlığını yapmış ve bu hizmet mukabili kendisine 'milis subayı' ünvanı verilmiş Erzurumlu Milis Kara Fatma, yaşının 70'i aşması, kendisine bakacak hiç kimsesi bulunmaması dolayısıyla halen İstanbul'da bir kulübede yaşamakta ve büyük bir sefalet içinde kıvranmaktadır. Bu kahraman kadın, vatani hizmet tertibinden maaş tahsisi için Büyük Millet Meclisinin atıfetine sığınmıştır. Bütçe Komisyonuna tevdi buyrulmak üzere Yüksek Reisliğe sunulur."
Kara Fatma'nın, Kasımpaşa Gülhan Sokak 13 numarada ikamet ettiği aktarılan tutanakta, Bütçe Komisyonunun onayıyla Kara Fatma'ya hayatta bulunduğu müddetçe vatani hizmet tertibinden ayda 170 lira bağlandığı kaydedildi.
Hayatının son günlerini Darülaceze'de geçiren Kara Fatma, 2 Temmuz 1955'te hayata gözlerini yumdu.
"Sözde değil, özde kahraman bir Türk kadınıdır"
Milli Mücadelenin Kahraman Kadınlarını Anma, Anılarını Araştırma ve Yaşatma Derneği Başkanı İlknur Bektaş, AA muhabirine, Kara Fatma'nın, direncin, kararlılığın ve fedakarlığın ete kemiğe bürünmüş bir sembolü olduğunu anlattı.
Kara Fatma'nın yaşam öyküsünün bütün halkın yeniden ayağa kalkma iradesini ortaya koyan bir yapıya sahip olduğunu belirten Bektaş, "Cephede bir asker, bir komutan olarak yer alması, dönemin cinsiyetçi kalıplarına karşı doğrudan bir meydan okumadır. Ancak Kara Fatma'nın mücadelesi, sadece bir savaşın içinde yer almakla sınırlı kalmaz. O, kadın kimliğini inkar etmeden, tam tersine onu bir güç kaynağına dönüştürerek, kendi benliğinden ve toplumsal hafızadan kuvvet alarak savaşmıştır." dedi.
Tarihsel bir sembol olan bu kişinin, sadece geçmişteki kahramanlığı değil, vicdanı ve sesi görünür kıldığını dile getiren Bektaş, Üsteğmen Kara Fatma'nın, insanın kendisiyle, çağıyla ve evrensel değerlerle çatışarak değil, bütünleşerek yükselen bir kahraman olduğuna dikkati çekti.
"O, popüler kültürün sanal kadın imgelerinden değil, gerçek yaşamın içinden çıkmış, bedel ödemiş, ter dökmüş, silah taşımış, evladını toprağa vermiş bir kadındır." diyen Bektaş, Üsteğmen Kara Fatma'nın bizzat cephede, emir komuta zincirinde yer alan, savaş meydanlarında silah arkadaşlarının önünde yürüyen, hem asker hem de lider bir kadın olduğunu vurguladı.
Bektaş, Kara Fatma'nın savaştan sonra da vatanı için durmadan çalıştığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Kara Fatma, ne sadece bir asker ne de sadece bir anneydi, o bir çağın vicdanıydı. Üsteğmen Fatma, yalnızca cephedeki bir kahraman değil, insanüstü bir direnç ve vicdan taşıyan, hem savaşın hem de barışın yükünü omuzlamış gerçek bir Anadolu kadınıdır. O, yalnızca düşmana karşı değil, aynı zamanda yoksulluğa, yalnızlığa, kayba, ihmal edilmeye ve unutulmaya karşı da savaşmıştır. Ailesinden 23 kişiyi kaybetmiş, anneliği, eşliği, arkadaşlığı toprağa vermiş ama asla inancını yitirmemiştir. Başarmaya, ayakta kalmaya, bir milleti yeniden kurmaya dair umudu kaybetmemiştir. İşte onu farklı kılan, sadece savaşması değil, savaş bittikten sonra da insanlık onurunu taşımaya devam etmesidir. Cephede komutanlık yaparken gösterdiği cesaret kadar, savaş sonrasında gösterdiği toplumsal sorumluluk da bugün kadınlara ilham vermelidir."
Fatma Seher Hanım'ı yeni nesillere ve geleceğe taşımak için projeler yaptıklarını kaydeden Bektaş, her eğitim yaşına uygun, anaokulundan üniversiteye kadar "Üsteğmen Kara Fatma ve Kahraman Türk Kadınları" temalı seminer ve içerik modülleri hazırladıklarını sözlerine ekledi.