Haberler

Milli Eğitim Bakanı Avcı, Eskişehir'de (2)

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "(Uyuşturucuyla mücadele) Önümüzdeki ders yılından itibaren okullarımızda ve çevrelerinde bu konuda alınan tedbirleri herkesin, özellikle kötü niyetlilerin derinden hissedeceklerini şimdiden söyleyebilirim" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "(Uyuşturucuyla mücadele) Önümüzdeki ders yılından itibaren okullarımızda ve çevrelerinde bu konuda alınan tedbirleri herkesin, özellikle kötü niyetlilerin derinden hissedeceklerini şimdiden söyleyebilirim" dedi.

Avcı, AK Parti İl Başkanlığı tarafından TÜLOMSAŞ Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, etkinliğe katılanların Ramazan Bayramı'nı tebrik ederek, "Bayrama hüzünlü girmemize neden olan başta Gazze olmak üzere dünyanın dört bir köşesindeki acılı kardeşlerimize tez zamanda Allah'tan nusret niyaz ediyorum" ifadelerini kullandı.

Eskişehir'in İstanbul'a Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattı ile bağlantısı nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'a, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan'a, TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman ve TCDD çalışanlarına teşekkür eden Avcı, şöyle konuştu:

"Biz trene bindiğimiz zaman o rahatlık, konfor içerisinde YHT'nin ne büyük emeklerle ortaya çıkan bir nimet olduğunu belki her zaman fark edemeyebiliyoruz. Oysa İstanbul'a giderken, oradan dönerken göreceksiniz gerçekten dünya çapında bir proje çok kısa bir süre içinde gerçekleştirildi. Hızlı trenin kendisi kadar projenin gerçekleştirilmiş olması, böyle bir organizasyonun Türk mühendisleri, Türk işçileri, Türk ustaları tarafından gerçekleştirilebilmiş olması hepimiz için ayrı bir övünç kaynağı. Sadece YHT meselesi değil. Eskişehir son 11 yıldır her alanda ulaşımda. sağlıkta, adalette, emniyette, eğitimde her alanda çok önemli mesafeler katetti."

-"Türkiye'nin en çok sınav yapan kurumuyuz"

Avcı, son zamanlarda özellikle Milli Eğitimi Bakanlığı'na yönelik çok sistematik bir dezenformasyon kampanyası yürütüldüğünü vurguladı.

Bunun sebeplerinin herkes tarafından bilindiğine değinen Avcı, şunları söyledi:

"Kimlerin tekerine çomak soktuğumuzu, kimlerin ayağına bastığımızı, kimlerin tezgahlarını bozduğumuzu biz biliyoruz. Onlar da biliyorlar. Biz bu dezenformasyon kampanyalarını yadırgamıyoruz. Özellikle dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi süreci başladığından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı'nın pek çok faaliyetiyle ilgili belli medya organlarında, belli basın-yayın organlarında çok ciddi çarpıtmalar ve dezenformasyonlar servise kondu. Bunların başında sınavların güvenliğiyle ilgili yapılan yayınlar geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye'nin en çok sınav yapan kurumudur. ÖSYM'den de fazla büyük ölçekli sınavlar yapar. Özellikle son birkaç yıldır bu konuda geliştirdiğimiz tedbirler sayesinde sınavların güvenilirliği çok büyük ölçüde arttı ve bu birilerini çok rahatsız etti. Güvenlik konusunda açık bulamayanlar, sorular üzerinden, soru iptalleri üzerinden Milli Eğitim Bakanlığı'mızı yıpratma çabasına giriştiler. Bunun son örneğini geçen yıl son defa yapılan SBS'de yaşadık.

Temmuz ayında yapılan itirazlar ve mahkemeye başvurular üzerine mahkeme, her şey olup bittikten sonra, çocuklar okullarına yerleştikten sonra, karne aşamasına geldikten sonra, tam 6 ay sonra 15 Ocak'ta yürütmeyi durdurma kararını aldı. 1 milyon 200 bin çocuğumuzdan sadece 4 çocuğumuza ilişkin değişiklik gerekti. Onlar da bulundukları okuldan memnun olduklarını bildirdiler. Yurtdışında bakanlığımıza bağlı bir okulumuzda görev yapan bir okul müdürü, milli eğitim hiyerarşisine değil, ağabeylerine bakarak işlemler yaptığı için geri çağrıldı. Aynı mahkeme bizim bu kararımıza 6 günde yürütmeyi durdurma kararıyla kararlaştırdı. 1 milyon 200 bin çocuğumuzu ilgilendiren bu konuda 6,5 ay bekleyen ve tam çocuklar karne almak üzereyken yürütmeyi durdurma kararı veren aynı mahkeme, bir tek kişi için 6 günde karar verdi."

-"Takviye kursları açacağız"

Avcı, Meclis'te Torba Kanunu'nun içerisinde bir kanun teklifinin olduğuna dikkati çekerek, Ramazan Bayramı sonundaki çalışmalarda kanunun sonuçlanacağını ümit ettiğini bildirdi.

Kanunun içeriğine değinen Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Orada diyoruz ki, 'Milli Eğitim Bakanlığı'nın ve ÖSYM'nin yaptığı sınavlara ilişkin itirazlar sınav bittikten en geç 10 gün içinde yapılır. Mahkemeler de bir ay içinde karar verir. Temyiz 15 gün içerisinde neticelendirir'. Böylece biz sınavlarımız haziran ayında yaptığımıza göre, temmuz ayından mahkemeye gidilse, ağustos ayının ortalarına kadar bu işler biter. 'Çocuklar okullara başlamadan, insanlar nerelerde ne tür okullara seçeceğine karar vermeden önce bu işlerde bitsin' diye kanun teklifimiz var. Bütün milletvekillerimizin desteğiyle mahkemeler üzerinden, Milli Eğitim Bakanlığı'na kurulmak istenen bu tür tuzakları da bir ölçüde daha etkisiz hale getirmiş olacağımızı ümit ediyoruz. Bir dezenformasyon da çocukların dershaneye gerçekten ihtiyaç duydukları illüzyonudur. Bu illüzyon çok şükür kırıldı. Artık, okullar merkeze geldi, öğretmen merkeze geldi. Velilerimiz, asıl olanın okul olduğunu, asıl olanın sınıf olduğunu, asıl olanın öğretmen olduğunu artık, biliyor.

Biz her şeye takviye almak isteyen bütün çocuklarımız için dün Sayın Başbakanımızın İstanbul'daki bayramlaşma töreninde açıkladığı üzere, hafta sonunda ücretsiz takviye dersleri vereceğiz. Okulu bitirmiş çocuklarımız da üniversiteye hazırlanma konusunda takviyeye ihtiyaç duyuyorlarsa halk eğitim merkezlerinde benzer takviye kursları açacağız. Son günlerde özellikle sosyal medyada 'Cumartesi günü de okul olacakmış, ders olacakmış' diye bir kampanya başlatıldı. Hayır. Haftanın 5 günü normal okulumuz olacak, isteyen çocuklarımız için takviye derslerimiz olacak."

-"Değişim süreci hızlandı"

Avcı, Türkiye'nin son 11 yıldır "sessiz devrim" yaşadığını belirterek, bunun en çarpıcı örneklerinin de eğitimde yaşandığını aktardı.

Eğitimin "yaz boz" tahtasına döndüğü yönünde dezenformasyonların da bulunduğuna dikkati çeken Avcı, şöyle devam etti:

"İlk Milli Eğitim Bakanımız Erkan Mumcu, 2 aylık bakanlık yaptı. O, sonra Hüseyin Çelik Bey ile değişti. Hüseyin Bey, uzun süre görev yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı kurumsal kültürü yüksek olan bir bakanlıktır. Bakan değişiklikleriyle bakanlıkta politikalar değişmez. Özellikle aynı partinin iktidar olduğu bir dönemde bakan değişse de ana çizgi, hükümet programında vurgulanmış olan, çizilmiş olan çerçeve ve doğrultu değişmez, değişmemiştir. Son zamanda özellikle bizim bölümümüzde peş peşe yönetmelikler çıkartılarak, düzenlemeler yapılarak bu değişim süreci hızlandı. Bunun sebebi bizden önceki bakan arkadaşlarımızın ihmali değil. Bizden önceki bakan arkadaşlarımız kelimenin tam anlamıyla tüzüklerle çarpışarak görevlerini yapmak zorunda kaldılar. Vesayetin devam ettiği ve en basit yönetmelik değişikliklerinin bile ya yargı üzerinden ya da Çankaya üzerinden etkisiz hale getirildiği dönemlerden geçtik."

Avcı, okul öncesi eğitime büyük önem verdiklerini dile getirerek, son 10 yılda okul öncesi eğitimde sayıların katlanarak arttığını bildirdi.

Son çıkartılan yasayla okul öncesi eğitim bir yılının bütün çocuklar için devlet tarafından karşılanacağını ön gördüklerini anımsatan Avcı, "İlkokullarda, performans ödevini kaldırdık. Serbest kıyafet uygulamasına çeki düzen verdik. Adrese göre kayıt sistemini geliştirdik. Süt dağıtımı yapıyoruz. Bedava kitap programımız bu yıldan itibaren özel okulları da kapsayacak biçimde geliştiriliyor" diye konuştu.

-"Mesleki eğitime büyük darbe vurulmuştu"

Avcı, 28 Şubat döneminde imam hatip orta okullarının kapatıldığını hatırlatarak, imam hatip orta okulları açıldığı ve ikinci yıllarına girdiğini anlattı.

"O dönemde imam hatip orta okullarını kapatmak için bütün meslek okullarının orta kısımları, anadolu liselerinin orta kısımları budanmıştı" diyen Avcı, şunları söyledi:

"Bu tahribat özellikle mesleki eğitime büyük darbe vurmuştu. Şimdi onu da telafi etmek için gerekli tedbirleri aldık. Önce müfredatları yeniledik. Daha da yeniliyoruz. Seçmeli dersleri geliştirdik. Bütün okullarımızda Kur'an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi derslerinin seçmeli olarak okutulmasını sağladık. Liselerimizi 9. sınıflarında FATİH Projesi bütün hızıyla devam ediyor. Bugüne kadar yüzbinlerce tablet bilgisayar dağıttık. 3 yıl içerisinde 10 milyon 600 bine tamamlayacağız. Bütün çocuklarımız etkileşimli tahtalarla uyumlu tablet bilgisayarlarıyla derslerini takip edebilir hale geliyorlar."

Avcı, üniversiteye girişle ilgili çarpıtmalarında yapıldığına değinerek, şu ifadeleri kullandı:

"Bakanlık olarak YÖK, ÖSYM ve TÜBİTAK ile eş güdüm halinde çalışma yürütüyoruz ama üniversiteye giriş sistemi bir yıldan bir yıla değişecek bir sistem değil. Çok iyi düşünülmesi, iyi hesaplanması, pilot uygulamalarının önceden yapılması ve ondan sonra uygulamaya konulması gereken çok kritik bir konu. O yüzden bugüne kadar 'üniversiteye girişte şöyle bir sistemi öngörüyoruz. Böyle bir sistem yapacağız' diye bir açıklama yapmamamıza rağmen zaman zaman verdiğimiz başka ülkelere ilişkin örnekler çarpıtılıyor. Biz çalışmalarımızı tamamladığımızda bu konuda, ayrıntılı biçimde yaptığımız çalışma sonuçlarını kamuoyuyla paylaşırız. Hangi çocuğumuz liseye hangi koşulda başladıysa, üniversiteye giriş düzeni nasılsa, o şekilde üniversiteye girecek. Bu konuda yaptığımız çalışmalarda belli bir mesafeye geldik. Önümüzdeki yıl içerisinde pilot uygulamalarını da tamamlamış olarak kamuoyuyla paylaşabilir hale geleceğiz."

-"Öğrencinin ücretini biz ödüyoruz"

"28 Şubat kıyımı sırasında meslek eğitimimiz çok ciddi bir darbe aldı" diyen Avcı, bunu telafi etmek için meslek liselerini ciddi manada elden geçirdiklerini söyledi.

Bunun için bazı pilot uygulamalar başlattıklarını kaydeden Avcı, "Türkiye'nin belli yerlerinde organize sanayi bölgelerinin içerisinde meslek liselerini açtık. Bu liselere giden öğrencilere bölümüne göre 3 bin 500 ila 5 bin 500 lira arasında değişen ücretler ödüyoruz. Devlet olarak öğrencinin ücretini biz ödüyoruz. Organize sanayi bölgelerinde sektörle iç içe eğitim gören öğrencilerimiz mezun oldukları zaman işleri hazır hale geliyor" dedi.

Avcı, uyuşturucuyla mücadele konusunda Bakanlar Kurulu'nda alınan bir karar gereği ilgili bakanlıkların bir araya geldiği Uyuşturucuyla Mücadele Üst Kurulu'nun oluşturulduğunu anımsattı.

-"En büyük risk altında olan bizim okullarımız"

Sağlık Bakanlığı'nın koordinasyonunda Milli Eğitim Bakanı, Adalet Bakanı, Gençlik ve Spor Bakanı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, İçişleri Bakanı'nın görev yaptığını belirten Avcı, şöyle devam etti:

"Her bakanlık kendisi açısından uyuşturucuyla mücadele konusunda aldığı tedbirleri diğer bakanlıklarla paylaşıyor. Bu konu en çok bizi ilgilendiriyor. En büyük risk altında olan bizim okullarımız. Özellikle orta ve lise okullarımız. Onun için özellikle İçişleri Bakanlığı'nın bu konuda aldığı, almakta olduğu çok ciddi tedbirler nedeniyle İçişleri Bakanımıza teşekkür ediyorum. Önümüzdeki ders yılından itibaren okullarımızda ve çevrelerinde bu konuda alınan tedbirleri herkesin, özellikle kötü niyetlilerin derinden hissedeceklerini şimdiden söyleyebilirim. Bu arada Yeşilay ile de bir protokol imzaladık. Uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla mücadele konusunda üst kurulda aldığımız kararların uygulamaya geçmesinde Yeşilay'ın ciddi katkıları oluyor."

AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can ile AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü de tüm İslam ve Türk dünyasının Ramazan Bayramı'nı kutladı.

Kaynak: AA / Güncel
ABD ve İngiltere'nin ardından Fransa'dan da onay çıktı: Ukrayna füzelerimizi kullanabilir

Batı, topyekun Putin'e savaş açıyor! Bir ülke daha Ukrayna'ya izin verdi

20 bin öğretmenin ataması yapıldı

Eğitim camiasına yeni öğretmenler katıldı

Belediyelere bağlı kreşler kapanabilir

Belediyelere bir kötü haber daha! Kreşlerin kapanması an meselesi

Arka Sokaklar'daki 'tarikat' sahnesi izleyicileri ayaklandırdı

Arka Sokaklar'daki "tarikat" sahnesi izleyicileri ayaklandırdı

title