Milletvekillerinin Başörtüsü ile Meclis'e Girmesi
Türkiye'deki ilk başörtülü İl Genel Meclisi üyesi olan Hatice Dudu Özkal: "Bundan sonra başörtülü ve başörtüsüz daha çok kadının görev aldığı, kimsenin ötekileştirilmediği meclislerin olmas...
ALİ KEMAL AKAN - Türkiye'deki ilk başörtülü İl Genel Meclisi üyesi olan Hatice Dudu Özkal, "Bundan sonra başörtülü ve başörtüsüz daha çok kadının görev aldığı, kimsenin ötekileştirilmediği meclislerin olmasını arzu ediyorum. Başörtüsü konusunda yazılan, bu tarihe katkısı olan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum" dedi.
Özkal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) 4 kadın milletvekilinin başörtüsüyle girerek tarih yazdığını söyledi. TBMM'nin yerel versiyonu olarak görülen il genel meclislerinde görev yapan kadın üyelerin de bu olaydan sonra gündeme geldiğini dile getiren Özkal, 2009 yılında Afyonkarahisar İl Genel Meclisi üyesi olarak seçildiğini ve o günden bu yana başörtüsüyle girdiğini, İl Genel Meclisleri tarihinde de kendisinin bir ilke imza attığını belirtti.
Başörtülü olarak seçilen ilk ve tek üye olduğuna dikkati çeken Özkal, "Afyonkarahisar İl Genel Meclisi, TBMM'den 4,5 yıl önce başörtülü bir kadın üye ile çalışarak tarih yazdı. Meclis üyeleri de bu canlı tarihin tanıkları" diye konuştu.
Özkal, meclis üyelerinin kendisinin bu kararına büyük bir olgunluk gösterdiğini ve destek verdiğini de dile getirdi.
Başörtülü olarak bugüne kadar çok acı yıllar geçirdiğini anlatan Özkal, 1980 yılında imam hatip lisesi birinci sınıf öğrencisiyken, "Başörtülü olarak okula giremezsin" denildiğini, hiçbir başarısına bakılmaksızın öğrencilik hayatını zorlaştırdıklarını ifade etti.
Sadece başörtülü olduğu için lisede zor günler yaşadığını dile getiren Özkal, şöyle devam etti:
"Lise bittikten sonra tıp fakültesine gidebilecek sınav puanı almama rağmen başörtülü okuyabilmek için ilahiyat fakültesine gittim. 1987'de ilahiyat fakültesi ikinci sınıf öğrencisiyken bir anda yine 'başörtülü okuyamazsınız' dediler. Hakkımızı aramak için her yolu denedik. Açlık grevlerine katıldık, demokratik platformlarda isteklerimizi dile getirdik. 1999'da fakülteyi bitirdim, öğretmen olarak imam hatip lisesine atandım. Görev yaparken, bir anda başörtülü görev yapılamayacağı söylendi. Zor ve acı yıllar yine başladı. Çığlıklarımızı kimse duymadı. Öksürüğün, bilinçaltı duygusu olarak, boğazda düğümlenen, ifade edilemeyen duygular olarak tanımlanıyor. Başörtüsü ile ilgili duygularımızı ifade edemedik, boğazımızda düğümlendi."
Özkal, şaşkınlıklarından "tarihe mektup at" adı altında bir proje hazırladıklarını ve binlerce kadının duygularını anlatan mektupları arşivlediklerini aktardı.
Geçmiş yılların verdiği korkuyla, başörtüsünün ilgi odağı olmaması için, en arka sıralarda bir sütunun ardına kendini gizlemeye çalıştığını aktaran Özkal, AK Parti Grup Başkanvekili seçildikten sonra başörtülü olarak kendisine verilen destekle ön sıralara oturduğunu vurguladı.
Türkiye'nin artık sivilleşme ve demokratikleşme yolunda hızlı adımlar atmaya başladığına değinen Özkal, şöyle konuştu:
"Ülkemizin, muasır medeniyetler üzerine çıkması için hepimiz el ele vermeliyiz. Bu ülke bizim, hepimizin. Türkiye'nin, barış ve huzurla, geleceğe güvenle bakılarak yaşanılan bir ülke olmasını istiyorum. Bundan sonra başörtülü ve başörtüsüz daha çok kadının görev aldığı, kimsenin ötekileştirilmediği meclislerin olmasını arzu ediyorum. Başörtüsü konusunda yazılan, bu tarihe katkısı olan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum." - Afyon