Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Millet Sokakta Canını Ortaya Koydu, Yeniden Bir İstiklal Savaşı Verdi"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Boğaziçi Köprüsü'nde bulunan ve dizinden vurulan Yusuf Çiftçi, "G3 tüfeğini aldı kafama doğrulttu.

FİKRİYE SUSAM UYAR - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Boğaziçi Köprüsü'nde bulunan ve dizinden vurulan Yusuf Çiftçi, "G3 tüfeğini aldı kafama doğrulttu. Tam ateş edeceği sırada bir vatandaş namlusunu kaldırdı ve vurulmaktan kurtuldum. Yoksa kafama sıkacaktı, o kadar gözü dönmüştü. Sonra havaya ateş ederek, üzerimize doğru bir yarma hareketi yaptılar" dedi.

Marmara Üniversitesi (MÜ) Orta Doğu ve İslam Ülkeleri Araştırma Enstitüsü Yüksek Lisans öğrencisi Yusuf Çiftçi, FETÖ'nün darbe girişimini gerçekleştirdiği 15 Temmuz gecesi darbeyi önlemek ve yaralılara yardım etmek için gittiği Boğaziçi Köprüsü'nde, askerlerin ateş etmesiyle diz kapağından yaralandıktan sonra ameliyat edilip bacağına platin takıldığını anlattı.

Olayın olduğu gün şehir dışında olduğunu, eve dönünce televizyondan haberleri izlediğini, arkadaşlarından gelen mesajlardan darbe olduğu bilgisini aldığını ve Boğaziçi Köprüsü'nün kapatıldığını öğrendiğini ifade eden Çiftçi, kesinlikle darbeyi istemediklerini, Türkiye'de özgür ve demokratik bir şekilde yaşadıklarını vurguladı.

Herkesin demokratik şekilde mücadelesini verdiğini dile getiren Çiftçi, "Mevcut iktidarı istemiyorsak bile bunun demokratik ve siyasi yönden mücadelesi verilebilir, imkanlar açık." değerlendirmesini yaptı.

Köprünün kapalı olması, trafiğin ve hayatın durmasının darbecilere moral vereceği için köprünün açılması gerektiğini düşündüğünü, bunu da halkın yapacağını dile getiren Çiftçi, evden çıkmak için hazırlandığını, bu sırada da Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamalarını dinlediğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın özgür olduğunu öğrendikten sonra çocuklarıyla helalleşerek evden çıktığını aktaran Çiftçi, "Çünkü başımıza ne geleceğini bilmiyorduk ama böyle bir netice de beklemiyorduk." dedi.

İlk olarak Erdoğan'ın ikametine gittiklerini, orada vatandaşlarla birlikte belediye ekipleri ve polisin olduğunu gördüğünü, daha sonra 5 arkadaşla birlikte köprüye yöneldiklerini aktaran Çiftçi, bir arkadaşının eşinin hamile olduğunu ve doğumuna az kaldığını, kendisini çağırmalarına rağmen geri dönmediğini, her şeyi göze aldıklarını belirterek, Beylerbeyi'ne indiklerini dile getirdi.

Yusuf Çiftçi, şunları kaydetti:

"Arkadaşlara 'yürüyelim' dedim ve slogan atarak, tekbir getirerek yürümeye başladık. O sırada köprüdeki askerler havaya ateş etmeye başladı. 'Üzerimize ateş ederler mi?' diye tereddüt eden arkadaşlar oldu. Ben de 'etmeyeceklerini düşünüyorum' dedim. 'Vatandaşa Türk askeri ateş etmez, tarih yazmamıştır' dedim ve arkadaşlarımla kol kola girip, birlikte köprüye çıktık. Biz köprüye çıkınca Altunizade'den de bir grup geldi. Gişelerin biraz ilerisinde bekliyordu askerler. Gişeleri geçtik, ateş seslerinin altında yürüyoruz ama havaya ateş ediyorlar. Sonra bir anda çevremde herkesin yere düştüğünü gördüm. İnsanların kimisi bacağından, kimisi karnından vurulmuş. Bir polis memuru vardı kır saçlı, o da belinden vurulmuştu. Onun sırtına tampon yaptıktan sonra bir arabaya koyduk ve hastaneye gönderdik. Bir kişi de bacağından vurulmuştu, onu da hemen omzuma alıp geriye doğru götürdüm, oradaki vatandaşların yanında bıraktım ve kemerini çözerek turnike yaptıktan sonra hastaneye gönderdik. Bu arada ben gidinceye kadar vatandaşların bir kısmı tekrar gişeyi geçip, askerlerin üstüne gitme teşebbüsünde bulundu ve bir daha ateş edildi. Yine insanlar yaralandı ve yerlerde yatıyorlardı, kime yardım edeceğimi şaşırdım."

"Siz bizim askerimizsiniz"

Yaralananlara yardım ettiğini, araçlarıyla köprüde olan vatandaşların yaralıları alıp hastanelere götürdüğünü, bu sırada da ateş edildiğini bildiren Çiftçi, "Yere yattık, sonra geriye geldim. Arkadan bir ses duydum. Dönüp baktım, bir çekici geliyor, arkasında otobüs. Askeri otobüs çekiciye çarpmış, onu ittirerek geliyor. Arkadan da vatandaşlar kendisini zor kurtarmış. Baktım içinde askerler var. Kimisi camına taş atıyor. 'Durun' dedim. 'Askerleri korkutmayın belki bizden yana olur, belki silahlarını bırakırlar' Bir taraftan vatandaşları sakinleştirmeye çalışıyorum, bir taraftan askerlerle konuşmaya çalışıyordum." diye konuştu.

Askerlerin başında bulunan komutanın gözü dönmüş vaziyette, tabancasını çektiğini ve havaya ateş ettiğini, mermisi bitince de bir askerin elindeki G3 tüfeğini aldığını dile getiren Çiftçi, " 'Dur, asker yerde yatıyor, şoför aracı kullanırken öndeki araca çarpınca yaralanmış, ver onu hastaneye gönderelim, siz bizim askerimizsiniz. Ben de askerlik yaptım' dedim. Askeri aldık, vatandaşlar onu götürdüler, otobüsün önünden ayrılmadık." dedi.

Askerlerin başında bulunan iki rütbeliden birisinin bağırıp çağırdığını, diğerinin sakin olduğunu belirten Çiftçi, şöyle devam etti:

"G3 tüfeğini aldı kafama doğrulttu. Tam ateş edeceği sırada bir vatandaş namlusunu kaldırdı ve vurulmaktan kurtuldum. Yoksa kafama sıkacaktı, o kadar gözü dönmüştü. Sonra havaya ateş ederek, üzerimize doğru bir yarma hareketi yaptılar. O sıra bizi geçtiler. Tabii bazı vatandaşlarla birlikte askerlerin üzerine atladık, sarıldık, 'gitmeyin, etmeyin' dedik. Dakikalarca yalvardık. Çocukların bir kısmı 'tamam' dedi. Onları polislere teslim ettik. Açıkça söylemek gerekirse biz de orada aldığımız silahları kullanmayı düşünmedik değil onlara karşı ama böyle bir çatışmanın çok daha vahim sonuçları olurdu. Polis de ondan dolayı ateş açmıyordu. Tek bir silah onları daha da vahşileştirecekti. Sükunetli davranmaya çalıştık. Kuleli'den gelen ekip diğerlerinin yanına takviyeye yetişince önceden gişeleri geçenlere ateş ederken bu sefer herkese ateş etmeye başladılar. Biz gişelerin yaklaşık 50 metre gerisindeydik. Orada birisinin yaralandığını gördüm, ben de çekicinin arkasındayım. O da bir panzerin arkasında. Elimde de onların otobüsünden ilk yardım çantası çıkarmıştı bir arkadaş, attı bana yaralılara kullanmam için. Hemen birini onun kucağına attım. Onu atarken biraz ileri gittim, geriye gelirken bir iki mermi sağımdan solumdan geçti. Tam çekicinin arkasında geçerken acıyla yere düştüm, dizimden vuruldum. Kasten vurduklarını düşünüyorum. Çünkü ileriye uzandığımda birden ateş başladı."

"Yeniden bir İstiklal Savaşı verdi"

Can havliyle kendini yere atıp acıyla "Vuruldum" diye bağırdığını, vatandaşların kendisini ambulansa koyduğunu ifade eden Çiftçi, bayılmadan önce kemerini çıkarıp bacağına turnike yapmaya çalıştığını, ilk müdahalenin ardından Acıbadem Hastanesinde ameliyat edilerek, bacağına platin takıldığını söyledi.

Darbeye karşı vatandaşların ortaya koyduğu mücadeleyi anlatırken duygulanan ve gözyaşlarına hakim olamayan Çiftçi, "Elhamdülillah bu memleketi eleştirenler çok oluyor, onlar konuşuyor, sosyal medyada yazıyor ama bu millet sokakta canını ortaya koydu, yeniden bir İstiklal Savaşı verdi, elhamdülillah kazandı." dedi.

"Ağlamamın sebebi kesinlikle üzüldüğümden değil. Bu milletin iman gücüdür. Kendini dindar zanneden ama bir insana kul olmuş, ona tapan farkında olmayan, beyni yıkanmış haşhaşiler karşısında, bu insanlar durdular" diyen Çiftçi, şöyle devam etti:

"Biz oraya çıktığımızda Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan veya AK Parti ya da herhangi bir siyasi partinin görüşünü savunmak için çıkmadık. Biz biliyorduk ki bu alçaklar, vatanımızı mahvedecekler. Fetullah Gülen'e söyleyecek bir sıfat bulamıyorum. Bunun Müslüman olduğunu düşünen ve peşinden gidenler var. Allah onları ıslah etsin. Islah olmuyorlarsa da kahretsin. Bu dünyada da öbür dünyada da iki elim yakalarında. Allah'ın izniyle 6 ay, 1 senede tekrar ayağa kalkacağım ve tekrar onların karşısına dikileceğim. Meydanlardaki kardeşlerimi yalnız bırakmayacağım."

Darbeyi gerçekleştirmek isteyenlerin mermileri bitinceye kadar ateş ettiklerini belirten Çiftçi, "Mermileri bitinceye kadar ateş ettiler silahsız insanlara. Mermileri bitince, çaresiz kalınca bıraktılar. Tankla bile ateş ettiler. O kadar da korkaklarmış." dedi.

Darbe girişimi sırasında Çiftçi ile birlikte olan Zafer Kütük de köprüye yürüdükleri sırada askerin havaya ateş ettiğini söyledi.

Yanında bulunan bir vatandaşa, "Amca asker havaya ateş ediyor ama birazdan bize ateş edecekler gibi duruyor" dediğini, yaşlı adamın ise kendisine "Oğlum asker sivile ateş etmez" dediğini anlatan Kütük, konuştuğu yurttaşın göğsünden vurulduğunu anlattı.

Köprüye yaralılara yardım etmek için gittiklerini dile getiren Kütük, "Yaralılara yardım ederken haber aldım ki Yusuf ağabey de vurulmuş. Çok şehidimiz, yaralımız var. Rabbim illaki bunun hesabını soracak. Vatan sağ olsun" dedi.

Melih Turan da tekbirlerle köprüye ilk çıkan grup olduklarını belirterek, askerlerin kendilerine ateş edeceklerini düşünmediklerini vurguladı.

Askerlerin siper alarak ateş etmeye başladığını, insanların yere yattığını, yaralananlar bulunduğunu dile getiren Turan, bu durumun sabaha kadar devam ettiğini kaydetti.

Yusuf Çiftçi'nin yaralandığını öğrendiğini anlatan Turan, daha sonra Çengelköy'e gittiğini, karakolun önünde halkın rehin alındığını, yere oturtularak bekletildiğini belirterek, her yerde kan olduğunu, insanların vurulduğunu ifade etti.

Melih Turan, sözlerini, "Halk askerleri linç etmek istediyse de polis bırakmadı. Sonra tekrar köprüye gittik, o zamana kadar bitmişti. Köprüde teslim olmuşlardı" diye tamamladı.

Kaynak: AA / Güncel
title