Haberler

MHP TBMM Grup Toplantısı

MHP TBMM Grup Toplantısı
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın milliyetçiliği ayaklar altına almasının, "PKK tavsiyesi, Türklüğü etnik seviyeye çekmesinin terör örgütü ele başının temennisi" olduğunu iddia ederek, "Şimdilerde AKP içinden Türk"...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın milliyetçiliği ayaklar altına almasının, "PKK tavsiyesi, Türklüğü etnik seviyeye çekmesinin terör örgütü ele başının temennisi" olduğunu iddia ederek, "Şimdilerde AKP içinden Türk olmadıklarını birden bire hatırlayan, Türk olmaktan kurtulduklarını densizliğin çamuruna saplanarak ifade edenlere çok sık rastlanmıştır" dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türk adaletinin siyasallaşmanın, siyasi telkin ve baskıların altına girdiğini savundu.

Kararların siyasi ve hakkaniyetten uzak olduğunu, mağduriyetlerin arttığını ifade eden Bahçeli, adalet duygusunun örselendiği, hukuk kurallarının çiğnendiği, siyasi eğilimlere göre kararların verildiği bir dönemde güvenin sarsılacağını ve adalet beklentilerinin köreleceğini söyledi. Bahçeli, "AKP zihniyeti hepimiz için vazgeçilmez önemde olan hukuku çocuk oyuncağına çevirmiş, her tarafını kendi siyasi hedefleri uğruna budamıştır" dedi.

AK Parti zihniyetinin yargı paketleriyle önüne çıkacak engelleri kaldırdığını, adaleti bölücülüğü meşrulaştırmak amacıyla seferber ettiğini ileri süren Bahçeli, 4. Yargı Paketi'nin bunlardan biri olduğunu söyledi.

Türk adalet sisteminin mevcut haliyle daha fazla ilerlemesinin, sorunlara çözüm ve çare üretmesinin çok zor olduğunu savunan Bahçeli, "İktidar da dahil olmak üzere, herkes yargının bugünkü halinden rahatsız ve şikayetçidir" dedi.

-Başbuğ'un tanıklarının dinlenilmemesi-

"Ergenekon" ve bu nitelikteki davaların kördüğüm olduğunu, bu davaların hukuksuzluğunun ayyuka çıktığını öne süren Bahçeli, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'un tanık olarak gösterdiği isimlerin reddedilmesinin, yargının ne hale geldiğinin, hukuk kurallarının nasıl ihlal edildiğinin delili olduğunu iddia etti.

Bahçeli, tanık dinletmenin mutlak bir hak olduğunun altını çizerek, Anayasa'nın 90. maddesine göre bu hakkın kısıtlanmasının mümkün olmadığını, bağımsız ve tarafsız mahkemenin de sanığın bu hakkını koruyup gözetmek zorunda olduğunu söyledi.

Başbuğ'un tanık olarak dinlenmesini talep ettiği isimlerin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmesinin hukuk cinayeti olduğunu öne süren Bahçeli, "Tutuklama tedbirinin cezaya, cezanın ise affa dönüştüğü bir ortamda, süratli yargılama, hemen adalet kavramlarının anlaşılması şüphesiz hayalden ibarettir. Başbakan Erdoğan, 'tarih affetmez' dese de Türk hukuku yoluna tam gaz devam etmekte, facia nitelikli kararlara imza atmaktadır" diye konuştu.

Bahçeli, AK Parti'nin hukuktan elini çekmesi gerektiğini ifade ederek,

"AKP, adalete bulaştırdığı virüsü temizleyerek hukuk skandallarını mutlaka tamir etmelidir. Teröristleri tanık olarak hevesle dinleyenler, Genelkurmay Başkanlığı yapan değerli şahsiyetleri tanıklıktan alıkoyma girişimlerini asla izah edemeyecekler, alınlarına vurulan kara lekeden de ömürleri boyunca kurtulamayacaklardır" görüşünü savundu.

-Milliyetçilik tartışmaları-

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın "Türk milliyetçiliğini ayakları altına aldığını" söylemeye devam ettiğini belirterek, "Başbakan Erdoğan'ın Türk milletine, Türklüğe ve Türk milliyetçiliğine karşı sergilediği seviyesiz ve sadakatsiz üslubu, son zamanlarda karşılaştığımız en çirkin, en katlanılamaz ve en kaba tavır olmuştur" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da milliyetçiliğin ayaklar altına alınmasından zevk duyan bir ruh hali gösterdiğini öne süren Bahçeli, "Başbakan'a tüm kötü sözlerini aynen iade ediyor, iftiralarının selinde bir gün boğulmaktan kaçamayacağını iyi biliyor, milli değerlerimize tahammülsüz olan dilinin çok fazla uzadığını ikazla bildirmek istiyorum" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın geçen haftaki AK Parti TBMM grup toplantısında "Merkez Bankası'nın döviz rezervi 125 milyar doları aştı. İşte gerçek manada milliyetçilik bu" dediğini anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Merkez Bankası döviz rezervi artışını milliyetçilik olarak yorumlayabilmek için bir insanın ya cahil ya da BOP'a eşbaşkan olması yeterli olacaktır. Acaba Başbakan Erdoğan merkezi yönetim borç stokunun 532,8 milyar liraya çıkmasını nasıl izah etmektedir- Türkiye'nin dış borç stokunun 330 milyar dolara yaklaşmasını, özel sektörün dış borcunun 220 milyar dolar sınırlarına gelmesini nasıl görmektedir- Sıcak paraya mecbur olmak, bankaları, sigorta şirketlerini, yolları, limanları ve her türlü kamu varlıklarını şeyhlere, sultanlara ve Hans'lara yok pahasına satmak milliyetperverliğin nesiyle bağdaşmaktadır- 17 Aralık 2012'de tamamlanan ve toplam uzunluğu bin 975 kilometre olan Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri ile sekiz otoyolu kapsayan özelleştirme işlemini, önce sevinçle karşılayıp sonra da sinsi hesaplar uğruna iptal edip, yabancı konsorsiyuma satma hazırlıkları da vatansever Erdoğan'ın mı marifetidir-"

-"Erdoğan istese de milliyetçi olamaz"-

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın istese de milliyetçi olamayacağını iddia ederek, şöyle konuştu:

"Çünkü senin ne birikimin, ne içinden çıktığın fikri muhitin, ne şahsi özelliklerin, ne de sicilin buna elvermez, buna imkan tanımaz. Sen, başkalarına hayranlıkla şekillenen alışkanlıklarını Türk milliyetçiliğinde bulamazsın, etnikçi ve ırkçı özelliklerini bizim aramızda nafile yere çabalasan da göremezsin. Bunun için 'Türk'üm' diyemiyorsun, bunun için Türk milletine aidiyeti kabullenemiyorsun ve Türk bayrağını dahi ağzına alamayarak, tıpkı yabancılar gibi Türkiye bayrağında karar kılıyorsun. Unutma ki kendi değerlerine hürmet duymayanlar, kimseden saygı ve sevgi beklememelidir.

Başbakan'ın milliyetçiliği ayaklar altına alması bir PKK tavsiyesidir. Türklüğü etnik bir seviyeye çekmesi yeni dostu İmralı canisinin temennisidir. Şimdilerde AKP içinden Türk olmadıklarını birden bire hatırlayan, Türk olmaktan kurtulduklarını densizliğin çamuruna saplanarak ifade edenlere çok sık rastlanmıştır.

Başbakan Erdoğan, Türk olmadığını itiraf eden futbol yorumcusu milletvekili arkadaşını savunmak için Merhum vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u örnek vermiştir. Elleri öpülesi merhum şairimiz birilerini temize çıkarmak ve aklamak adına kullanılmayacak kadar yüce ve gönlümüzün müstesna ismidir. O, kökeni ne olursa olsun Türk olmuş, Türk'e mal olmuş ve Türk milletine istiklalinin manzum dizelerini yazmıştır.

Bizim için, gaflete kapılarak açıklamalarıyla hataya düşse de göğsünde ay yıldızı taşımış, Türk milletini sevince boğmuş ve Türkiye'nin başarısı için ter dökmüş söz konusu milletvekili ne olursa olsun Türk milletinin evladı, bir mensubudur."

Bahçeli, Arnavutluk'un naaşını istediği Şemsettin Sami Bey'in Arnavut kökenli olsa da Türk olduğunu ve Türk milliyetçiliğine eşsiz hizmetler yaptığını da söyledi.

Kimsenin etnik kökeniyle ilgili merakları olmadığını vurgulayan Bahçeli,

"Milletimizin bir parçası olmuş, Türk milletinin bir değeri olarak kalplere taht kurmuş herkes bizimdir, bizden birisidir" dedi.

-"Kim nereye giderse gitsin"-

Bazı köşe yazarlarının da "Türklük'ten istifa ettiklerini" duyurarak, zımnen Türklüğü değersizleştirme çabasına girdiğini ifade eden Bahçeli, "Kim nereye giderse gitsin, kendisini nasıl görürse görsün, bu bizim umurumuzda değildir. Türklük ve Türk milleti böylesi şahsiyetler olmadan da yoluna devam edecek ve değerinden bir şey kaybetmeyecektir" diye konuştu.

Türklüğü reddetmenin milleti reddetmek ve bağımsızlığı hafife almak olduğunu öne süren Bahçeli, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Birleştirici, bütünleştirici ve hepimizin müşterek ismi olan Türklüğe yüzünü dönenler ve işi istifaya kadar götürenler, su alan tekneden ilk kaçanlardan farksızdır. Bunların hepsi Damat Ferit hükümetlerinde Şeyhülislamlığa kadar yükselmiş Mustafa Sabri Efendi'nin izinden gidenlerdir. Bu zat da 1927 tarihinde yazdığı bir şiirinde, Türklük'ten istifa ettiğini beyan etmişti. AKP içinde Türklüğünden gurur duyan değerli milletvekili arkadaşlarım da Mustafa Sabri Efendi'nin ardından, Damat Ferit'in çizgisinden gitmeye ne zamana kadar devam edeceklerdir- Bu partiye yıllardır oy vermiş değerli kardeşlerim daha ne kadar bu zillete tahammül gösterecekler ve Türklüğü çiğneyen BOP'çuya daha ne zamana kadar sessiz duracaklardır-"

(Bitti)

Muhabir: Ali Hakan Der

Yayıncı: Kudret Topçu - TBMM

Kaynak: AA / Güncel
Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi feci şekilde can verdi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi 20. kattan düşerek can verdi

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

title