MHP Seçim Bürosu Açılışındaki Silahlı Saldırı Davası
Esenyurt'ta, 26 Ocak'ta MHP seçim irtibat bürosu açılışındaki silahlı saldırıda İstanbul İl Başkanlığı Basın Danışmanı Cengiz Akyıldız'ın öldürülmesi ve 7 kişinin yaralanması olayına karıştıkları iddia edilen 10 sanığın yargılanmasına başlandı.
Esenyurt'ta, 26 Ocak'ta MHP seçim irtibat bürosu açılışındaki silahlı saldırıda İstanbul İl Başkanlığı Basın Danışmanı Cengiz Akyıldız'ın öldürülmesi ve 7 kişinin yaralanması olayına karıştıkları iddia edilen 10 sanığın yargılanmasına başlandı.
Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Sinan Arslan SEGBİS video konferans sistemiyle katılırken, tutuksuz sanıklar C.B, B.A, Mehmet Arslan ve Abdullah Yılmaz hazır bulundu.
Duruşmaya, müşteki mağdurlar Ercan Kamil Tanrıverdi, Cihan Köç, Ramazan Türkmen, Özkan Can, Soner Özcan, Gencay Yılmaz ile maktul Cengiz Akyıldız'ın eşi Özlem Yıldız, kızları Aslıhan Akyıldız, Nebahat Çobanoğlu, kız kardeşi Nermin Akyıldız, ağabeyi Mustafa Akyıldız ve MHP'yi temsilen Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz, Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım da katıldı.
Mahkeme Başkanı Ömer Diken, 6 sanığın 18 yaşından küçük olduğu gerekçesiyle duruşmayı basına ve izleyicilere kapalı olarak yapacağını belirtti.
İddianamenin okunmasından sonra sanıkların kimlik tespitleri yapıldı.
Sanık Sinan Arslan'ın SEGBİS sistemi ile alınan savunmasında, kimseye ateş etmediğini, silahının da olmadığını, PKK ile bir ilgisinin bulunmadığını, Esenyurt'ta oturduğunu ve müteahhitlik yaptığını, olay günü işine gittiğini ve sanıklardan Abdullah Yılmaz'ın kendisini aradığını ve oğlunun kavga ettiğini söylediği aktardı.
Oğlunun kavga ettiği yere gittiğini ifade eden Arslan, olayı şu şekilde anlattı:
"Karşılıklı taş atma olayı vardı. Oğluma seslendim beni duymayarak, kalabalığın içine girdi. Ben de peşinden gittim. Elimde sehpadan sökülme 50 santimetre kadar bir sopa vardı. Bu sırada biri, boru ile bana vurdu. Bu kişinin üzerinde pardösü vardı. 1,70 metre boylarındaydı. Ben de bu kişiye sopayla vurdum. Bunun üzerine kalabalık benim üzerime çullanarak bana vurmaya başladı. Ben de yere çökerek kafamı korumaya çalıştım. Bu sırada bir el silah sesi duydum. Silah sesinden sonra oradan uzaklaştım."
Hastaneye gittiğini ve yüzüne 12 dikiş atıldığını belirten Arslan, bu sırada ağabeyini polislerin aradığını ve yerlerini söylediklerini, karakolda olayda bir kişinin öldüğünü öğrendiğini anlattı.
Bir diğer sanık Mehmet Aslan da olay günü sanıklardan B.A'nın bir kavgaya karıştığını duyduğunu, olay yerine gittiğini ve ağabeyi Sinan Arslan'ın kalabalık içinde darbedildiğini gördüğünü dile getirdi.
Kalabalıktaki kişilerin kendisine de vurmaya başladığını kaydeden Aslan, "Kafama sert bir darbe aldım. Herhangi bir silah sesi duyduğumu hatırlamıyorum çünkü yoğun darbe alıyordum. Bir ara kendimi kurtardım. Daha sonra Sinan Arslan'ın eşi ve benim de yengem olan Yadigar Arslan ile B.A'yı aramaya başladık. Daha sonra B.A'nın karakolda olduğunu öğrendik. Üzerimde kan ve çamur olduğu için elbiselerimi eve gelip değiştirdim. Daha sonra emniyete gittim. Ben kimseye vurmadım. Bende silah ve sopa da yoktu. Olay yerinde çok sayıda sopa olarak kullanılan inşaat malzemesi vardı ancak ben kimseye vurmadım. Silahım yoktur ve PKK ile ilgim de yoktur" diye konuştu.
Sanık Abdullah Yılmaz ise savunmasında, suçlamaları kabul etmediğini, olay sırasında olay yerinde değil benzin istasyonunda olduğunu ve güvenlik kayıtlarının da bulunduğunu söyledi.
Duruşmada savunma yapan B.A, olay günü arkadaşlarıyla gezdiğini, bir arkadaşının darbedildiğini ve 'ne oldu?' diye sorduklarında MHP'nin seçim otobüsünü göstererek, bu otobüste bulunan kişilerin kendisini darbettiğini söylediğini anlattı.
Kavga amaçlarının olmadığını söyleyen B.A, şöyle konuştu:
"Kavga amacımız olsaydı daha kalabalık giderdik. Arkadaşımızı neden darbettiklerini sormak için yanlarına gittik. Bize tekrar saldırdılar. Biz de apartman boşluğuna sığındık. Bir süre sonra olaylar yatışmıştır diyerek dışarı çıktık. Evimize gitmek için yolda yürürken odun parçaları ile vurdular, yaralandım. Daha sonra beni bir araca koydular ve beni polise teslim ettiler. Benim PKK ile herhangi bir ilgim yoktur. Hiçbir eyleme katılmadım."
Bir diğer sanık C.B. de savunmasında, arkadaşlarıyla gezdikleri sırada bir başka arkadaşlarının MHP seçim otobüsünden inen 3 kişi tarafından darbedildiğini duyduklarını, 'Neden dövdünüz?' diye sormak için yanlarına gittiklerini, bunun üzerine kalabalık bir grubun üstlerine gelmeye başladığını ve taş atarak karşılık vermeye başladıklarını kaydetti.
Kalabalıktan kaçtıklarını anlatan C.B, daha sonra arkadaşlarını kaybettiğini, bir kişinin öldüğünü duyduğunu, arandığını duyunca gidip polise teslim olduğunu, herhangi bir eyleme katılmadığını ve PKK ile bir ilgisinin bulunmadığını ifade etti.
"Ben çocuğa 'gel, göster' dediğimde, kaçtı"
Müşteki Cihan Köç, olay günü 10 kişiyle seçim bürosunun açılışı için olay yerine gittiklerini, araçta maktul Cengiz AKyıldız'ın da bulunduğunu, yolda otobüse çocukların taş atmaya başladıklarını ancak kendilerinin durmadığını ve hızla seçim bürosuna gittiklerini söyledi.
Küçük bir çocuğun yüzünde yara olduğunu ve 'Seni kim yaraladı?' diye sorunca 'Sizin faşist köpekler yaptı' şeklinde cevap verdiğini anlatan müşteki Köç, şöyle devam etti:
"Ben çocuğa 'gel, göster' dediğimde, kaçtı. Kısa bir süre sonra kalabalık olarak tekrar geldiler. Bu kez aralarında yaşı büyük olan sanıklar da vardı. Sanık Sinan Arslan'ın elinde silah vardı. Arkasında Abdullah Yılmaz bulunuyordu. Sanık Sinan Arslan, elindeki tabancanın kurma kolunu çekip bırakıyordu. Tutukluğu gidermek için yaptığını anladım. Daha sonra benim 2 metre gerimde bulunan Cengiz Akyıldız'a hedef alarak bir el ateş etti. Diğer tarafımda bulunan Kemal Sağsöz'e de bir el ateş etti. Ben arkadaşlara vurun elindeki silah düşsün deyince birisi eline vurdu ve silah düştü. Ben o sırada B.A. isimli çocuğu yakalayıp teslim ettim."
Müşteki Ramazan Türkmen ise kalabalık bir grubun slogan attığını, sanıklardan B.A'nın çevresindekilere "vurun öldürün, yaşatmayın" şeklinde bağırdığı anlatarak, bu sırada sanıklardan Sinan Arslan'ın sopa ile kendisine vurduğunu, darbedildiğini bildirdi.
Maktul Cengiz Akyıldız'ın eşi Özlem Yıldız kızları Aslıhan Akyıldız, Nebahat Çobanoğlu, kız kardeşi Nermin Akyıldız, ağabeyi Mustafa Akyıldız, şikayetçi olduklarını ve sanıkların cezalandırılmalarını istedi.
Müşteki avukatlarından Atıf Şener, tutuksuz sanıkların tutuklanmalarını talep etti.
Mahkeme heyeti, sanık Emin Yılmaz'ın yakalanmasının beklenmesine, duruşmaya katılmayan sanıklar hakkında zorla getirilme kararı çıkartılmasına ve tutuklu sanık Sinan Arslan'ın tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Tutuksuz sanıklar hakkında bu aşamada güvenlik tedbiri uygulanması talebinin reddine karar veren mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Bu arada duruşma nedeniyle adliyede yoğun güvenlik önlemi alınırken, 385 polis ve 4 TOMA da hazır bekletildi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Esenyurt'ta 26 Ocak'ta MHP seçim bürosunun açılışı sırasında partinin seçim otobüsünün taşlanmasıyla başlayan olaylar sonucu Cengiz Akyıldız'ın silahla öldürüldüğü, müştekiler Kemal Sağsöz'ün silah, Cihan Köç'ün demir sopa, diğer müştekiler Özkan Can, Erkan Kamil Tanrıverdi, Soner Özcan, Gencay Yılmaz ve Ramazan Türkmen'in de çeşitli aletlerle vurulmak suretiyle yaralandığı anlatıldı.
İddianamede, sanıkların ellerindeki aletlerle müştekilere saldırdıkları, bu sırada Sinan Arslan'ın tabanca ile ateş ederek Kemal Sağsöz'ü omzundan yaraladığı kaydedildi. Göğsüne 1 mermi isabet eden maktul Cengiz Akyıldız'ın kaldırıldığı hastahanede vefat ettiği belirtildi.
İddianamede, şüpheliler Sinan Arslan, Mehmet Arslan, Abdullah Yılmaz ve Emin Yılmaz'ın Türk Ceza Kanunu'nun "kasten adam öldürme" suçunu düzenleyen 81. maddesi uyarınca müebbet hapisle cezalandırılması istendi.
Sanıkların "örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek", "kasten yaralama", "kasten öldürmeye teşebbüs", "ruhsatsız silah taşıma" suçlarından toplam 52 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.
Bu arada, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, olay tarihinde 18 yaşından küçük oldukları için dosyası ayrılan 6 sanık hakkında iddianame hazırlanmıştı.
"Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak için kurulmuş silahlı örgüt adına suç işleme", "kasten öldürmeye yardım etmeye iştirak" ve "kasten yaralama" suçlarından 39 yıla kadar hapis cezalarına çarptırılmaları istenen sanıkların yargılanması, Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldükten sonra bu dosyayla birleştirilmişti. - İstanbul