MHP Genel Başkan Yardımcısı Yurdakul'dan Türkiye'nin sağlık ekonomisine ilişkin açıklama Açıklaması

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul, "Bilim insanları, üniversiteler, girişimciler ve devlet, Türk sağlık endüstrisinin bel kemiğini oluşturarak ülkemizin 21'inci yüzyıla damga vurmasını sağlayacak potansiyele sahiptir.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul, "Bilim insanları, üniversiteler, girişimciler ve devlet, Türk sağlık endüstrisinin bel kemiğini oluşturarak ülkemizin 21'inci yüzyıla damga vurmasını sağlayacak potansiyele sahiptir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu potansiyeli hayata geçirmeyi milli ülkümüz olarak görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Yurdakul, "Türk ve Türkiye Yüzyılında Stratejik Sağlık Ekonomisi ve Gelişim Hamlesi" başlığıyla yayımladığı yazılı açıklamasında, sağlık alanında dışa bağımlılığı azaltmak ve yerli üretim gücünü stratejik avantaja dönüştürmek amacıyla üniversite hastaneleri, akademisyenler ve sağlık girişimcileri arasında yapısal işbirliği modeline olan ihtiyacın günden güne arttığını belirtti.

Bununla birlikte üniversite laboratuvarlarında yürütülen klinik düzeyde genetik araştırmalar ile biyoteknoloji tabanlı girişimlerin desteklenmesiyle kişiselleştirilmiş tıp, genetik hastalıkların erken tanısı ve tedavisine yönelik biyolojik çözümler geliştirilmesinin, ülkeye önemli katkılar sağlayacağını bildiren Yurdakul, "Milli sağlık sanayimizi güçlendirecek bu stratejik hamle, hem kitle fonlama hem de yatırım ortaklığı modelleriyle sermaye piyasalarının derinleşmesini de temin ederek, toplumsal katılımı teşvik eden yenilikçi sağlık ekonomisinin temelini oluşturacaktır." ifadesini kullandı.

Yurdakul, hastalıkların daha hızlı ve güvenilir şekilde teşhis ve tedavi edilebilmesinin gelişen teknolojiyle mümkün olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Teknolojik alanda yaşanan gelişmeler en çok tıbbi cihazlarda, genetik araştırmalarında, tanı kitlerinde, aşı ve ilaç alanlarında görülmektedir. Tıbbi cihaz, genetik çalışmalar, ilaç ve aşı sektörü tüm ülkeler için savunma sanayi gibi stratejik öneme sahiptir ve bu çalışmalar, küresel ölçekte sağlık sektörünün harcamalarının büyük kısmını oluşturmaktadır. Dünyada ve ülkemizde ortalama yaşın artması, yeni tedavi ihtiyaçlarının ortaya çıkması ve sanayi alanındaki gelişmeler sonucu ülkemizdeki tıbbi ihtiyaçlar da bu gelişmelerle doğru orantılı şekilde artmaktadır."

"Tıbbi cihaz sektörü büyüme gösterdi"

Türkiye'de tıbbi uygulama ve tedavilerdeki gelişmenin hala ithal teknoloji cihazları ve ilaçlarla sağlandığına dikkati çeken Yurdakul, "Tıbbi teknoloji ve ilaç konusunda ülkemizin dışa bağımlılığı yaklaşık yüzde 85 seviyesindedir. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK), son 10 yılda ilaç için dışarıya 60 milyar dolar harcandığını, tıbbi cihazlarda da önemli cari açık bulunduğunu belirtmiştir." değerlendirmesini yaptı.

Yurdakul, 2023 yılı itibarıyla ilaç ithalatının yüzde 8,8 artışla 5,4 milyar dolar seviyesine, ilaç ihracatının ise yüzde 15,8 artışla 2,2 milyar dolar seviyesine ulaştığına işaret ederek, şu bilgileri verdi:

"2024'ün ilk yarısında ihracat yüzde 1,9, ithalat ise yüzde 4,9 oranında artmıştır. Türkiye ilaç pazarı 2023'te hastane ve eczane çerçevesinde değer bazında yüzde 90,9'luk büyüme oranıyla 222,5 milyar liraya ulaşmıştır. Tıbbi cihaz sektörü de benzer büyüme göstermiştir. 2023 itibarıyla dünya tıbbi cihaz pazarı 530 milyar doları aşarken, Türkiye'nin tıbbi cihaz ihracatı 1,25 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Tıbbi cihaz sektörü, ilaç sektörüyle birlikte sağlık endüstrisinin vazgeçilmez bir ögesidir. İlaç ve tıbbi cihaz kullanımından doğan faturanın önümüzdeki yıllarda da artmaya devam edeceği öngörülmektedir. Devletler sağlık hizmeti vermeye devam ettiği müddetçe karşılamaları gereken bu ürünlerde, ülkemizin ithal eden ülke konumundan ihraç eden ülke konumuna gelmesi halinde, ülke ekonomisinin milyarlarca dolar kazanç sağlayacağı öngörülmektedir. Tıbbi cihaz, gen terapileri, kişiselleştirilmiş tedavi metotları ve ilaç sektörleri, ülkemizin sağlık alanındaki sürdürülebilirliğini artırmaya, yerli üretim kapasitesini geliştirmeye ve ithalata bağımlılığı azaltmaya yönelik temel hedeflerin vurgulandığı sektörlerdendir."

"Kamunun kolaylaştırıcı inisiyatifi gerekli"

Biyoteknoloji, bilişim, mikroelektromekanik ve nanoteknoloji gibi ileri teknoloji alanlarını kullanan, katma değeri yüksek tıbbi cihazların Türkiye'de üretiminin kısıtlı olduğunu belirten Yurdakul, bir rekabet ortamında ulusal tıbbi teknoloji atağını yapmak için üniversitelerdeki bilim insanları ve ilgili tüm sektörlerle işbirliği içinde kamunun kolaylaştırıcı inisiyatifinin gerekliliğine vurgu yaptı.

Yurdakul, tıbbi cihazların, medikal ürünlerin ve ilaçların gelişimlerini destekleyecek şekilde AR-GE ve inovasyon şirketleri ile üniversiteler ve girişimcilerin işbirliklerini kolaylaştıran bir modele ihtiyaç olduğunu belirterek, şunları aktardı:

"Bunun için tıbbi cihazlar, medikal ürün ve ilaç üretimi konusunda faaliyet gösteren girişimcilerin, üniversitelerin teknolojik potansiyeliyle birleşmesi gereklidir. Üniversitelerle yapılan çalışmalar sayesinde AR-GE ve inovasyon alanında gelişme gösteren ve teknoloji geliştirmekte fark yaratan ve katma değer oluşturan hizmet ve üretim kolları söz konusu olabilecektir. Birçok girişimci, sektörler arası birliklerin kurulamadığından ve üniversiteler ile sanayi arasındaki ortaklıkların istenilen düzeyde olmadığından yerli sağlık endüstrisinin gelişemediğini ifade etmektedir. Orta gelir tuzağı olarak bilinen ekonomik kısıtlamalardan kurtulabilmemiz ve ülkemizin gelişmiş ülke ekonomisine sahip olabilmesi için sağlık sektöründe teknoloji ve bilgi üreten bir ülke olmamız ve dışa bağımlılığımızı bir an önce azaltmamız gerekmektedir."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde "Stratejik Sağlık Ekonomisi ve Gelişim Hamlesi" yaklaşımlarını kamuoyuyla paylaşan Yurdakul, "Tıbbi cihaz ve ilaç sektörlerinde ithalat bağımlılığını azaltarak yerli üretimi artırmayı ve uluslararası pazarda ülkemizin rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz. Elimizi çabuk tutabilirsek teşhis ve tedavi odaklı genetik bilimindeki ve biyoteknolojideki gelişmeleri yakalayabiliriz. Bilim insanları, üniversiteler, girişimciler ve devlet, Türk sağlık endüstrisinin bel kemiğini oluşturarak ülkemizin 21'inci yüzyıla damga vurmasını sağlayacak potansiyele sahiptir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu potansiyeli hayata geçirmeyi milli ülkümüz olarak görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA / Utku Şimşek - Güncel
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title