MHP'de Tüzük Çarpışması!
MHP'de yaşanan kurultay krizi, karşılıklı hamle savaşına döndü. Genel Merkez iç tüzüğün 64. maddesini işaret ederken, muhalefet 62. maddeyle karşılık veriyor.
MHP'de yaşanan kurultay krizi, Genel Merkez ile parti içi muhalefet arasında karşılıklı hamle savaşına döndü. Genel Merkez, 19 Haziran'daki tüzük kurultayı için tüzüğün 64'üncü maddesini işaret ederek, "Genel başkanın inisiyatifi olmadan kurultayın açılışı ve değişiklik" olamaz" dedi. Parti içi muhalefet ise bu hamleye Tüzüğün 62'inci maddesiyle karşılık verdi. Adaylar,"Büyük Kongre, partinin en üst düzeyde yetkili ve sorumlu karar organıdır" diyerek, delegelerin açılışı da değişikliği de yapabileceğini savunuyor.
MHP Genel Merkezi, Çağrı Heyeti'nin 19 Haziran'da düzenlenmesini istediği tüzük kurultayına katılmayacağını açıkladı. Parti kurmayları, Genel Merkez'in katılmayacağı kurultaydan çıkan sonucun da hukuksuz olacağını savunuyorlar. Kurultaydan çıkacak olan tüzük değişikliğini tanımayacaklarını belirten Genel Merkez yetkilileri, gerekçelerini de Tüzüğünün 64'üncü maddesine dayandırıyor.
AÇILIŞ YAPILAMAZ
MHP tüzüğünün "Büyük Kongrenin Açılışı" başlıklı 64'üncü maddesinde, "Büyük Kongre, Parti Genel Başkanı veya teşkilât işlerini yürüten Genel Başkan Yardımcısı yahut Genel Başkanın görevlendireceği Merkez Yönetim Kurulu üyelerinden biri tarafından usulüne uygun olarak yoklama yapıldıktan sonra yeterli çoğunluk sağlanmışsa açılır" hükmünü içeriyor. Parti kurmayları, Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin inisiyatifi olmadan bir tüzük kurultayının yapılamayacağını iddia ediyorlar.
SON VE KESİN KARAR YETKİSİ
Hürriyet'e konuşan Genel Başkan Adayı Meral Akşener'in avukatı Feridun Bahşi ise 64'üncü maddeye karşı tüzüğün 62'inci maddesini işaret etti. 62'inci maddede, "Büyük Kongre, partinin en üst düzeyde yetkili ve sorumlu karar organıdır. Parti teşkilâtının bütün birimleri ile her türlü Parti faaliyeti ve Parti politikası hakkında son ve kesin karar verme yetkisine sahiptir" hükmü yer alıyor. Büyük kongre delegesenin herşeyin üstünde olduğunu vurgulayan Bahşi, açılışın da yapılıp, tüzüğün de değiştirebileceğini iddia ederek şunları söyledi:
"Genel merkez ne işine gelirse onunla ilgili yorum yapıyor. MHP Genel Merkezinin mahkeme kararı karşısında herhangi bir görevi, sorumluluğu yoktur. Genel Merkez kongre yapamaz. Hele hele 10 Temmuz'da sabahtan tüzük değişikliği, öğleden sonra seçimli kongre yapmak zaten mümkün değildir. Çünkü hazirun listesini kesinleştirmeden seçime geçme imkanı yok. Bunu yapabilmek için seçimli kongrenin ilanın 15 gün içerisinde olması gerekir. Bu mümkün değil. Kafalarına göre imam arıyorlar. Bu yapılanlar abesle iştigaldir. Üç kişilik Çağrı Heyeti, tüzük kurultayının yapılması için tek yetkili durumdadır. Tüzük değişikliğini tanıyacaklar. Tanımazlarsa kendileri seçimli kongreye geçemiyorlar.
EN ÜST DÜZEYDE KARAR ORGANI
Tüzüğün 62'inci maddesine göre, bir partinin büyük kongre delegeleri, parti ile ilgili her türlü yetkiye sahiptir. Büyük kongre adına iş görürler, partinin sahibidirler. En üst düzeyde karar organıdır. Yani burada büyük kongrenin parti ile ilgili alamayacağı hiçbir kongre kararı yoktur. Büyük kongre, 19 Haziran'da herhangi bir yetki kullanırsa, Genel Merkez yetkililerinin yapabileceği birşey olacağını sanmıyorum. Büyük kongre Tüzüğün 64'üncü maddesini de aşar. 16 il başkanı bu davayı açtı. Çağrı Heyeti bu kongreyi yapmazsa, 16'sının davadan çekilmediği sürece Çağrı Heyeti kongreyi yapmak zorunda, yapmazsa cezai sorumluluk gerektiren bir durum ortaya çıkar. 40 yıllık hukukçuyum, Genel Merkez'den yapılan açıklamaları hukukun hiçbir yerine koyamıyorum."
"MHP ASLA TUZAK KURMAZ"
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın da bugün yaptığı yazılı açıklama ile "seçimli kurultayın tuzak olduğu" iddialarına şöyle yanıt verdi:
"10 Temmuz tarihinde yapılması öngörülen seçimli kurultayın, bir tuzak olduğu yönünde iddialar ortaya atılmıştır. Bir türlü tatmin olmayan ve amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğu anlaşılan malum 'olağanüstü kurultaycılar kumpanyası' tarafından ortaya atılan edep, haya ve terbiyeden yoksun bu iddia; MHP Genel Merkezinin meşruiyetini gölgelemeye yönelik bir manipülasyondur. Bu tür iddia ve suçlamalar, MHP'nin adını ve yıllarca mücadelesini verdiği kutlu davanın ismetini kirletmek anlamına gelir. Ayrıca bilinmelidir ki MHP Ülkücülere ve partimizin değerli delegelerine asla tuzak kurmaz. Camiamıza ve hareketimize kurulan asıl tuzak, MHP'nin 19 yıllık Genel Başkanı Sayın Bahçeli'nin kamuoyuna deklare ettiği 10 Temmuz seçimli kurultayını tuzak olarak gösterme cehalet, seviyesizlik ve ölçüsüzlüğüdür. Genel Başkanımızın davetini tuzak olarak gösterme çabası, hem açıkta yakalanmış olma hem de camiamızda suni bölünme ve gruplaşmaya yol açma suçluluğunu gizleyerek kendi çıkarcı hamlelerini haklı gösterme telaşının tezahürüdür.
İKTİDAR MHP'DE KAOSA OYNADI
Sayın Genel Başkanımızın 24 Mayıs'taki grup toplantısında AKP'ye partili cumhurbaşkanlığı ve başkanlık sistemi konusunda destek vermeyeceğini açıklamasının hemen ardından Yargıtay 18. Dairesi kararının açıklanması tesadüf olmasa gerektir. Üstelik bu kararın oybirliğiyle alınması da dikkati çekicidir. İktidar partisi; aslında MHP'nin başında Sayın Devlet Bahçeli veya bir başkasının bulunmasına değil, partimiz ve camiamızda kaosun hâkim olmasına oynamış, bunda da kısmen başarılı olmuştur. Sayın Devlet Bahçeli'nin seçimli olağanüstü kurultay kararı turnusol işlevi görmüş; MHP'de kaos yaratmaya çalışanlarla onlara birlik ve bütünlüğümüzü gözetmeyerek malzeme verenler iyot gibi açığa çıkmıştır.
'Hukuki süreç devam ediyor. Seçimli kurultayı da Kayyum Heyeti yapacak' demek, genel merkezi yok saymaktır. MHP'de siyaset yapmanın yolunu, mahkeme ile kayyum heyeti çizmez. Milliyetçi-Ülkücü Hareketin mukadderatını ilgilendiren bir süreçte MHP'siz herhangi bir kurultayın da meşruiyeti olmaz.
"YARGITAY'IN SİYASİ KARARI GENEL MERKEZİ YETKİSİZ KILAMAZ"
Gerek diğer mahkemelerin gerekse Yargıtay'ın siyasi kararı Genel Merkezin meşruiyetini ortadan kaldırmaz, Genel Merkezi yetkisiz kılmaz. Zira mevcut genel başkanı seçen de delege iradesidir. Ayrıca kurultay hazırlıkları ve gündeminin belirlenmesi kolay iş değildir, bütün bu faaliyetler, kurumsal bir kimliğin varlığını gerektirmektedir. Bu hususta genel merkezin tutumundan kuşku duyulması da doğru değildir. Genel merkezin her adımında her hamlesinde öküz altında buzağı ararcasına entrika vehmedenler, aynaya bakmalıdır. Şundan herkes emin olmalıdır: MHP'nin seçimli olağanüstü kurultayı; olgun bir havada, kardeşlik ve dayanışma içerisinde, Ülküdaşlık hukukuna riayet edilerek gerçekleştirecektir. Olağanüstü kurultay; birlik ve beraberliğimizi perçinleyen bir kurultay olacaktır. Değerli delegelerimizin feraset ve basireti, camiamızın irfanı; ayrışma ve bölünme senaryolarını çöpe atacaktır. MHP'nin bölünüp parçalanacağını, kurultaydan güç kaybıyla çıkacağını sananlar, hayal kırıklığına uğrayacaklardır."