"Mevzuat Yeniden Düzenlenecek Aileler Mağdur Olmayacak"
Eda Ünlü Özen - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, "Annenin zaten canı yanmış, evladını kaybetmiş, 'Senin evladın doğal şehit sayılıyor' deyince o da isyan ediyor, yeniden acısı artıyor."
Eda Ünlü Özen - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, "Annenin zaten canı yanmış, evladını kaybetmiş, 'Senin evladın doğal şehit sayılıyor' deyince o da isyan ediyor, yeniden acısı artıyor. Halbuki orada net bir duruş var; 'Mevzuat yeniden düzenlenecek aileler mağdur olmayacak' deniyor. Bunun altyapısı önümüzdeki günlerde netleşecektir" dedi.
Bakan Şahin, konuk olduğu AA Editör Masası'nda soruları yanıtladı.
-Nafiye K'nin beraat kararı-
Soru: Gaziantep'te tacizine uğradığı kişiyi bıçaklayarak ölümüne neden olan Nafiye K. beraat etti. Nafiye K'nin hayatıyla ilgili ne tür destekler yapılacak- Uzmanlar çalışmalarını tamamladı mı- Bakanlığın çeşitli davalara müdahil olduğunu biliyoruz. Bu konuda da bilgi verir misiniz-
Şahin: Gaziantep ile alakalı kısımda, bir hukuk devletindeyiz. Mahkemenin kararında, ilgili bakanlıkların kendine düşen kısmının takibi gerekiyor. Burada yerel mahkeme, kadının korunmadığı için bu şiddeti uygulamak zorunda kaldığı için beraatine karar verdi. Daha işin Yargıtay aşaması var. Yargıtay'dan bozulur mu, gerekçeli karar ne olur takip edeceğiz. Şu anda verilen kararla kadın beraat etti ve bizim yaptığımız çalışmalarla da eşiyle beraber Gaziantep dışında bir şehirde, adresinin bilinmesini istemediği bir yerde şu anda yaşamını devam ettiriyor. Biz de hem sosyal hem ekonomik olarak destekliyoruz, yardımcı oluyoruz. Yargıtay'ın vereceği karara göre de hukuki bakımdan yapılması gerekenlerin takibini yapacağız.
Müdahillik bizim en önemli farkındalığımız, yaptığımız farklı işlerden bir tanesi. Daha önce Bakanlık bu kadar etkin bir şekilde davalara müdahil olmuyordu. Yasadan önce biz başladık, birinci hukuk müşavirimiz özellikle toplumsal olaylarda, Siirt davasından N.Ç. davasından tutun, toplumun vicdanını yaralayan,
'Aman yarabbi bu nasıl oldu' dediği olaylarda, çocuk taciz, tecavüzlerinde özellikle 15 yaş altında, Bakanlık olarak birebir hukuki mücadelede çocuğun yanında, mağdurun taraf olduk. Gittik mahkemede bunun takibini yaptık. Bu ilk kez oldu. Son 7 ayda 31 vakada birebir Bakanlığımızın müdahalesi var. Yasadan önce bazı aile mahkemesi hakimleri müdahilliğimizi kabul etmiyordu. Yasada şimdi koyduğumuz hukuki altyapıyla da müdahil olabileceğimizin yasal altyapısı konduktan sonra şu anda çok daha rahat bir şekilde gidip mağdurun ve mazlumun yanında devlet olarak, sosyal devlet olarak duruyoruz. Hukuki mücadelesini de yardımcı oluyoruz.
-"Şehit anne, babası anlaşmalı boşanmak zorunda kalıyordu"-
Soru: Akçakale'de yaşanan olayla "sivil şehit" kavramı yeniden gündeme geldi. Afyonkarahisar'daki patlamada yaşamını yitirenlere de "doğal afet şehidi" dediler. Bu çerçevede şehit yakınları ve gazilere ilişkin yasal düzenleme, uygulamada ne gibi yenilikler getirecek- İlgili yönetmelikler hazır mı-
Şahin: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yeniden yapılandırıldığında
'Şehit Yakınları ve Gaziler Daire Başkanlığı' oluştu. Özellikle Genelkurmay, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli Savunma Bakanlığı ile altı ay gibi ciddi bir mutfak çalışması yaptık. Gazilerimizle, şehit yakınlarımızla, sivil toplumla bir araya geldik, uygulamada yaşanan sorunları gördük. Baktık ki özellikle ailelerden
'muhtaçlık belgesi' istendiği, aileler de o belgeyi getiremediğinde hakkından istifade edemediği için şehidin annesi, babası o sosyal haktan istifade edebilmek için anlaşmalı boşanmak zorunda kalıyor. Burada özellikle ulaşımda, barınmada ciddi farklı uygulamaların olduğunu gördük. 25 maddelik, mevzuatların birleştiği bir çalışma yaptık. 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nda önemli düzenlemeler yaptık. Terörle Mücadele Yasası'nda talep edilenlerden en önemlilerinden biri ikinci istihdam hakkıydı. İkinci istihdam hakkı bu yasada verildi. Bir şey daha yapıldı, evli ve bekar olmasına bakılmaksızın gerekirse annenin, babanın da kullanacağı şekle dönüştürüldü.
Yasanın içindeki en önemli düzenlemelerden bir tanesi de sivil vatandaşın da İstanbul'daki Serap kızımızın, Bingöl'deki Mizgin'in, terörden dolayı sivil bir vatandaşın bir mağduriyeti varsa, yaşamını kaybediyorsa, sağlığından oluyorsa, geriye kalanların mağduriyetini gidermek için bu grubun da Terörle Mücadele Yasası'ndan istifade etmesi, ikinci istihdam hakkı gibi, tazminat gibi, aylık bağlanma gibi birtakım maddi olanakların genişletilmesi kondu.
Akçakale'deki söylediğiniz olayda, uluslararası bir boyut var. Suriye'den gelen havan toplarından dolayı burada uluslararası hukukun çalışması lazım. Suriye'nin bu vatandaşlarımızın tazminatını ödemesi gerekiyor. Dışişleri Bakanlığımız bu konuda, bizim Bakanlığımızla beraber ilgili hukuki altyapıyı çalıştılar ve gerekli müdahale ve müracaat yapıldı. Ona oradan devam etmemiz gerekiyor.
Afyon ile ilgili kısımda da özellikle bir gazetenin manşetiyle beraber
'doğal afet şehitliği' diye bir kavram olduğu ortaya çıktı. Bu nedir- Bir yönerge. Yönetmelik bile değil. TSK, kimlerin şehitliğe defnedileceğine ilişkin bir yönerge hazırlamış. Yönerge içerisinde de 10 madde var. Dördüncü madde de doğal afetten, selden, depremden, patlamadan, kazadan dolayı ölenlerin de şehitliğe sevk edileceğiyle ilgili bir düzenleme bu. Afyon'daki olay da bu gördüğünüz maddeler içerisinde en uygunu bu olduğu için, aileye giden şehitliğe sevk edilme yazısında bu maddeyle bağlantı kurularak sevk edileceği söyleniyor. Afyon olayı bunların hiçbirine uymadığı için Milli Savunma Bakanlığı da bir açıklama yaptı ve 'Biz mevzuatı değiştiriyoruz. Bu yaşanan olayla ilgili bir düzenleme yapacağız' dedi. Sonuçta mevzuat da yasa da her şey insanımız için, geriye kalanın mağduriyetini gidermek için. Biz sosyal devlet olarak bu konuda çok hassasız ve çok ciddi düzenlemeler yaptık.
Sayın Başbakanımız da çok net bir şekilde 'Bunun üzerinden, ailelerin acılarını yeniden artırmaya gerek yok. Bize düşen kısım neyse yapacağız' dedi. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı bu sözü söyledikten sonra gerekli altyapı neyse yapılacak. Bize düşen kısmını da biz yapacağız.
Üzüldüğüm nokta; sürekli bu kavram üzerinden ailelerin yanına gidiliyor, annenin zaten canı yanmış, canını kaybetmiş, evladını kaybetmiş, 'Senin evladın doğal şehit sayılıyor' deyince o da isyan ediyor, yeniden acısı artıyor. Halbuki orada net bir duruş var; 'mevzuat yeniden düzenlenecek aileler mağdur olmayacak' deniyor. Bunun da altyapısı önümüzdeki günlerde netleşecektir.
Yayıncı: Selçuk Aval - ANKARA