Mevlevi üstadından "kardeşlik" çağrısı -

Bursa Karabaş-i Veli Kültür Merkezi Mevlevi Üstadı Mustafa Özbağ, "Kardeşliğimizi tesis etmemiz lazım. Birbirimize karşı muhabbet edip, birbirimizin kusurlarını ve eksikliklerini gözümüzün önüne getirmememiz gerekir. Hele şimdi ülkemde, memleketimde herkesin birbirine karşı kanlı bıçaklı gibi göründüğü bir ortamda, herkes eteğindeki taşları döküp kardeş olmalıdır" dedi.

Özbağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu'nun 72 milyon insanla, 72 milyon inanışı da barındırdığını söyledi. İnsanların Anadolu'da böyle bir ortamda kardeşçe yaşadığını belirten Özbağ, şöyle konuştu:

"Mevlana'ya göre insanlar ikiye ayrılıyor. Biri 'üzüm gibi' olanlar, diğeri ise 'koruk gibi ama üzüm olacak' olanlar. Hiç kimse koruğu asmasından kesip atmıyor. Koruğu nasıl üzüm ederiz? Koruğu 'Sevgide güneş gibi ol' diyerek üzüm ederiz. Biz 'Kardeşlikte akarsu gibi ol' diyerek, bütün insanlara kardeş olarak akarsu gibi davranırız. 'Hataları örtmekte gece gibi ol' derken, biz bütün insanlığın hatalarını örtüp gece gibi oluruz. Bu noktada günümüz için ve bütün insanlar için her zaman var olacak olan şey kardeşliktir."

Özbağ, savaşın olmadığı bir ülke ve dünya kurgulamak gerektiğini vurguladı. Allah'ın insanlardan beklediğinin, bütün dünyanın barış içerisinde yaşaması olduğunu dile getiren Özbağ, şöyle devam etti:

"Hazreti Peygamber bu mesajı aldığında, 'Ey insanlar, hepiniz Adem'in çocuklarısınız. Gelin kardeş olun' diyerek ilan etti. Bütün insanların kardeşlikleri tesis edilebilir. Bütün insanlığa yaşanabilir bir dünya bırakılabilir. Bütün herkes insanlığı kardeş olarak görmüş olsa, hiç kimse, hiç kimseye zulmedemez, hakkını yiyemez. Eğer biz kardeşliğimizi tesis edebilirsek ve kardeşçe yaşayabilirsek ve kardeşçe bölüşebilirsek hiçbir zaman Yusuflar kuyuya atılmaz. Yusuf'un kardeşleri de kuyuya atma ihtiyacı duymaz."

- "Türk kültürü insanları inançları yüzünden itelemez"

Özbağ, makam, mevki, para hırsı ve dünya hırsının kardeşliği yok ettiğini, Mevlana'nın, "Ey oğul, hür ol. Ne zamana kadar altına ve gümüşe bağlı kalacaksın" demesinin bugünkü kavgayı ifade ettiğini aktardı.

Türk kültürünün insanları inançları yüzünden itelemediğini vurgulayan Özbağ, şunları kaydetti:

"Bizim inancımız, bizim imanımız bu değildir. Biz hiç kimseyi inancından dolayı sorgulamayıp, hiç kimseyi inancından dolayı öldürmeyen bir kültürün insanıyız. Düşünebiliyor musunuz, Osmanlı'nın içerisinde her inançtan her milletten insan vardı. İnsanlar 600 yıl boyunca çok rahat bir şekilde yaşamışlar. Barış içerisinde yaşamışlar. Bu topraklar barışın, kültürün ve insanlığın merkezi hükmündedir. Burada biz barışı gerçekleştirebilirsek, bütün dünyaya o barışı kardeşliği götürebilir ve taşıyabiliriz. Bütün dünya barışa ve kardeşliğe aç ve susuz. O yüzden Hazreti Mevlana'nın çağrısıyla insanları çağırmak istiyorum. Gelin. Ne olursanız olun gelin. İsterseniz ateşe tapın, isterseniz puta tapın, isterseniz hiçbir şeye tapmayın, gelin. Yeter ki kardeş olalım. Kardeş olduğumuzda, birbirimizi tanıdığımızda, sevdiğimizde, birbirimize yabancı olmadığımızı göreceğiz."

Özbağ, herkesin kardeş olduğunu, bu nedenle bu kardeşliği tesis etmek gerektiğini vurgulayarak, "Kardeşliğimizi tesis etmemiz lazım. Birbirimize karşı muhabbet edip, birbirimizin kusurlarını ve eksikliklerini gözümüzün önüne getirmememiz gerekir. Hele şimdi ülkemde, memleketimde herkesin birbirine karşı kanlı bıçaklı gibi göründüğü bir ortamda, herkes eteğindeki taşları döküp kardeş olmalıdır" diye konuştu.

Muhabir: Cihan Demirci

Yayınlayan: Sevil Çelik