Mevlana'ya Göre Çocuk Gelişimi
Büyük İslam düşünürü, mutasavvıf Mevlana, çocukların henüz bebeklik döneminde annelerinin sözleriyle kulaklarının dolduğunu, büyüyünce de bu söz ve üslupla konuştuğunu belirterek, annelerin çocukları üzerindeki etkisinin önemini vurguluyor.
METİN BOLAT - Türk-İslam sufilerinin en tanınmışlarından Mevlana Celaleddin-i Rumi, çocukların henüz bebeklik döneminde annelerinin sözleriyle kulaklarının dolduğunu, büyüyünce de bu söz ve üslupla konuştuğunu belirterek, annelerin çocukları üzerindeki etkisinin önemini vurguluyor.
Fikir ve öğretileriyle tüm dünyada barış ve hoşgörü sultanı olarak tanınan Mevlana, adeta bu kavramlarla özdeşleşti. İslamiyet merkezli fikirleriyle insanların birlikte, barış içinde yaşaması için önemli tespitlerde bulunan Mevlana, düşünceleriyle, günümüzde de her millet, kültür ve dinden insana hitap ediyor.
Başta Mesnevi'si olmak üzere eserleriyle fikirlerini günümüze kadar ulaştıran Mevlana, yetiştiği siyasi karışıklık ve savaş ortamında o dönemdeki insanların en çok ihtiyaç duyduğu "sevgi, hoşgörü ve barış" temasını İslam'ın ışığında sıkça işlemesiyle ön plana çıkıyor.
Büyük düşünür Mevlana'nın yüzyıllar öncesinde söylediği sözlerin değeri, çağlar sonra da günden güne artıyor. Mevlana'nın çocuk gelişimiyle ilgili tespitleri de dikkati çekiyor.
Çocuklar oyunlarıyla olgunlaşıyor
Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Nuri Şimşekler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mevlana'nın iki evlilik yaptığını, üç oğlu ve bir kızının dünyaya geldiğini söyledi.
Mevlana'nın, çocuklarıyla daima iyi iletişim kurduğunu dile getiren Şimşekler; büyük düşünürün, çocukların henüz bebek olduğu dönemlerde annelerinin sözleriyle kulaklarının dolduğu, büyüyünce de bu söz ve üslupla konuştuğunu ifade ederek, annelerin çocukları üzerindeki etkisini önemle vurguladığını aktardı.
"Hal böyle olunca annelere büyük bir sorumluluk düşmekte ve ilk eğitimi vermelerinden dolayı, sanki hiçbir şey anlamaz gibi görünen çocuklarına çok hassas ve olumlu üslupla davranmaları gerektiği ortaya çıkmaktadır" diyen Şimşekler, şöyle devam etti:
"Mevlana, çocukların oyunlar vasıtasıyla da olgunlaştığını, erkek çocuklarının tahta kılıçlarla, kız çocuklarının da oyuncak bebeklerle oynayarak farkında olmadan kendilerini geleceğe hazırladıklarını belirtir. Mevlana'nın bu fikirleri son yıllarda bilimsellik kazanan 'oyunla eğitim' formasyonunun yüzyıllar öncesinde ortaya konmasıdır. Mevlana'ya göre; çocuk okula giderken, eğitiminden sorumlu olan öğretmen kadar babası da sorumluluk sahibidir. Artık büyüyüp evden çıkan çocuk, öğretmeni ve babası vasıtasıyla eğitimine devam eder. Babanın görevi; çocuğunun düzenli olarak okula gitmesini temin etmek; eğer gitmek istemiyorsa ödüllendirme yöntemiyle, çeşitli hediyeler vererek gitmesini sağlamaktır. Çünkü çocuk henüz okulda görüp öğrendiklerinin faydasını, ileride ne işe yaradığını bilmemektedir."
Çocuğa okuldaki bilgilerin ne işe yarayacağı anlatılmalı
Yine Mevlana'ya göre, çocuğun aldığı bilgilerin ne işe yaradığını bilip, anladıktan sonra hiçbir zorlama olmadan okula gideceğine işaret eden Şimşekler, babanın çocuğunun eğitimindeki görevinin, onun eğitimi için gerekli olan maddi manevi alt yapıyı tesis etmesi olduğunu anlattı.
Öğretmenin görevinin de çocuğu okuma-yazma ve çeşitli misaller vermek suretiyle diğer ilimleri öğretip, yetiştirmek olduğuna değinen Şimşekler, "Öğretmenin görevi, okula gelemeyecek kadar hasta bile olsa çocukları evine çağırarak hasta yatağında eğitime devam etmesidir. Öğretmenin başarısı da öğrencinin istekli olmasıyla doğru orantılıdır. Öğretmen bazen de okula gelmeyen veya dersi iyi anlamayan öğrenciye ceza verebilir" dedi. - Konya