Konya Mevlana Müzesi'nde 89 Yıl Sonra İlk Namaz Kılındı
Konya Mevlana Müzesi'nin, mescit bölümü yeniden düzenlenerek 89 yıl sonra ilk kez namaz kılınmaya başlandı.
Konya'da "Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması" kanununun ardından 1925 yılında müzeye dönüştürülen Mevlana Müzesi'nde, mescit bölümü yeniden düzenlenerek 89 yıl aradan sonra namaz kılınmaya başlandı.
Türkiye'nin en çok ziyaret edilen müzelerinden olan Mevlana Müzesi, tarihi günlerinden birini yaşıyor.
"Mevlana Dergahı" olarak da bilinen Mevlana Müzesi'nin mescit bölümü, ziyaretçilerin yoğun talebi sonucunda, aslına uygun olarak düzenlenerek, yeniden ibadet edilebilir hale getirildi.
Konya Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Çıpan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mevlana Müzesi içindeki mescit bölümünün, Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırıldığını söyledi.
Mescidin, Mevlevilere ve ziyaretçilere 500 yıla yakın hizmet verdiğini anlatan Çıpan, "Mescitte ibadet ediliyor, zikir çekiliyor ve Mesnevi okunuyordu. 89 yıldır bu faaliyetlere ara verilmişti. Biz de ziyaretçilerin yoğun talebi sonucunda bu mekanı, yere halı döşemek suretiyle ibadet edilebilecek mekan haline çevirmiş olduk. 3 gündür devam eden bu uygulamaya, güzel ve müspet dönüşler alıyoruz. Bu uygulamayla bir ihtiyaç karşılanmış oldu. Türbenin bu bölümü yeniden asli fonksiyonuna dönmüş oldu" dedi.
MÜZEDE KUR'AN-I KERİM DE OKUNUYOR
Çıpan, türbedeki en eski uygulamalardan birinin de Kur'an-ı Kerim okunması olduğunu belirterek, "Yüzyıllar boyu devam eden Kur'an okunması geleneğini yeniden ihya etmek maksadıyla, müzenin ziyarete açık olduğu saatlerde müftülüğün görevlendirdiği imam ve hafızlar vasıtasıyla Kur'an okunması faaliyeti de yeniden başlatılmıştır. Girişte, Çelebi hücresinde bu faaliyet sürdürülmektedir" diye konuştu.
"VAKFİYENİN YERİNE GETİRİLMİŞ OLMASI SEVİNDİRİCİ"
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem ise yapılan uygulamayla vakfiye hükümlerinin yerine getirildiğini ifade etti.
Genel Müdürlük olarak, vakıf eserlerinin aslına uygun hale getirilmesinden memnun olduklarını vurgulayan Ertem, "Vakfiyenin yerine getirilmiş olması son derece sevindirici bir gelişme. Oradaki bölüm, mescit olarak inşa edildiğine göre 'namaz kılınacak' demektir" dedi.
Ertem, mescit olarak vakfedilmiş yerde namaz kılınması gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Buradaki mescitte namaz kılınması lazım, burası mescittir. 'Vakfiyenin gereği yerine getirilmelidir' dedik. Mevlevilik sadece sema törenlerinin yapılması değildir. O semanın yanında zikir ve namaz ibadeti de var. O olmazsa, olmaz. Siz namazı çıkarırsanız sema tek başına folklorik bir anlama bürünür. Bu da yanlış kullanıma neden oluyor. Açılış ve çeşitli organizasyonlardaki semalara dönüşüyor. Gösteri unsuru haline geliyor. Mevleviliğin yanlış tanıtımının engellenmesinin, Mevleviliğin merkezi Konya'daki Mevlana Müzesi'nde giderilmesi gerektiğini söyledik. Sorumluluk bizde olmadığı için sadece bir temenniydi bizim söylediklerimiz. Biz bir temenniyi dile getirdik. Konya Valimiz ve İl Kültür Müdürümüz, bu temennimizi yerine getirip, orayı namaz kılınabilir hale dönüştürdü."
"DERGAH VE MÜZE KISMI DA AYRILMALI"
Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Nuri Şimşekler ise Mevlana Türbesi'nin 1925 yılında çıkarılan "Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması" kanununun ardından 1927 yılında müzeye dönüştürüldüğünü belirtti.
Asar-ı Atika ismiyle açılan müzenin 1950'li yıllardan itibaren Mevlana Müzesi adını aldığını ifade eden Şimşekler, şöyle devam etti:
"1925 yılına gelinceye kadar Mevlana Dergahı'ndaki mescit kısmında namaz kılınmış, semahane kısmında da haftada 1-2 kez olmak üzere geleneksel sema töreni tertip edilmiştir. 1925 öncesinde mescit kısmında halka açık olarak sürekli namaz kılınıp kılınmadığı bilinmiyor. Sadece Mevlevihane'de ikamet eden Mevleviler ve gelen konuklar vakit namazlarını ve sema öncesi namazları bu mescitte kılıyorlarmış. Kalabalık olduğu zamanlarda dergah yanındaki Selimiye Camisi'nde namaz kılıyormuş. Dergahtaki mescit bölümün ibadete açılmasını olumlu ve isabetli buluyorum. Dergah ve müze kısmı da ayrılmalı. Bunu da uzun yıllardır dile getiriyoruz."