Mevlana İdris, Vefatının 3. Yılında Anıldı

Mevlana İdris, Vefatının 3. Yılında Anıldı
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yazar ve şair Mevlana İdris, Eyüpsultan'da düzenlenen bir programla vefatının 3. yılında anıldı. Katılımcılar, İdris'in kabrini ziyaret edip dualar ederek onun edebi eserlerine olan sevgilerini dile getirdi.

Yazar ve şair Mevlana İdris, vefatının 3. yılında Eyüpsultan'da düzenlenen programla anıldı.

"Eyüpsultan'ın Ebedi Sakinleri" kapsamında, İdris'in Mihrişah Valide Sultan İmareti Haziresi'ndeki kabrini ziyaret eden sevenleri dua etti ve Kur'an-ı Kerim okudu.

Yeni Dünya Vakfı Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen anma programını yöneten gazeteci yazar Mehmet Nuri Yardım, Mevlana İdris denildiğinde öncelikle aklına samimiyet, ihlas, vakar ve dervişliğin geldiğini belirterek, "Bütün bu güzel hasletler sanki onda bir araya gelmişti." dedi.

İdris ile 1985'te bir anma programında tanıştıklarını anlatan Yardım, "Doğrusu çok sık bir araya gelemedik ama biliyorduk ki Mevlana İdris boş durmuyor, çocuklarımız için güzel romanlar, hikayeler, şiirler yazıyor. Mesela benim çocuklarım onun kitaplarını okudu. Hepimizin çocukları okudular. Bundan sonra da inşallah bu eserler yine okunacak. Çocuklarımıza, torunlarımıza okuyacağız, okutmamız lazım." ifadelerini kullandı.

"Özlü, esprili konuşan bir insandı"

Eğitimci ve editör Ekrem Ayyıldız, İdris ile yaklaşık 35 sene önce çeşitli edebiyat mahfillerinde geniş bir arkadaş çevresi içinde tanıştıklarını belirterek, şunları söyledi:

"İlk intibamız ile son intibamız arasında hiçbir farklılık yok. Nezaket ve nezahet Mevlana İdris deyince aklımıza ilk gelen kelimeler arasında. Yaşantısında, yazdıklarında inceliklere riayet eden bir isim olarak dikkatimizi çekti. Onu kalabalıklara nutuk atan bir insan olarak hiç birimiz hatırlamayız. Sevmezdi böyle şeyleri, çok konuşkan, nutuk atan bir insan değildi. Özlü, esprili konuşan bir insandı. Dünya görüşü açısından da inanç ve ahlak bütünlüğü olan biriydi. Bu özellikle son devirlerde ihmal edilen bir şey yani inancına uygun bir ahlakı vardı. Bu ikisi birbirinden ayrılmazdı Mevlana'da, bu hususlara çok dikkat ederdi. Bir başka özelliği de Kur'an sevgisi. Fırsat buldukça, bir vesile oldukça Kur'an okumayı, ezan okumayı çok severdi. Kur'an ehli bir insandı. Bu vefatından sonra da insana yoldaş olan bir şey. İnşallah onun da bereketini görüyordur."

Çocuk edebiyatının önemli bir ismi olarak kabul gören İdris'in şairlik yönünün de bulunduğuna işaret eden Ayyıldız, "Şairliği bakımından da 1980 sonrası Türk şiirinin en önemli isimlerinden biri. Yenilikleri takip eder ama moda akımlara da hemen yüz vermezdi. Mesela çok imgelere boğulan zorlu bir şiir dili yerine herkesin anlayabileceği ama tabii, özgün ve özlü bir şiir tarzı vardı. Tıpkı konuşması gibi şiirlerinin de benzer bir büyüsü, hemen bizi saran içine çeken bir havası vardı." şeklinde konuştu.

Ayyıldız, bir mektebe benzettiği Mevlana İdris'in ufku geniş, gençlere rehber olmuş, kitaplar okumalarını tavsiye etmiş biri olduğunu, aynı zamanda dergicilik, çizerlik ve tasarımcılığın önemli örneklerini verdiğini aktardı.

"Çocukları, şiiri, seyahat etmeyi severdi"

Mehmet Cangir, fakültenin koridorlarında tanıştığı Mevlana İdris'in nevi şahsına münhasır biri olduğunu vurgulayarak, "Hakikaten düşünme yapısı, mantalitesi, olaylara bakışı biraz farklıydı. Konuşmayı sevmezdi ama konuşmadan da birçok şeyi anlatırdı. Çocukları, şiiri, seyahat etmeyi severdi. Dostuna inanılmaz kıymet verirdi." dedi.

Çorlulu Ali Paşa Medresesinde birlikte çok vakit geçirdiklerini anlatan Cangir, "Hiçbir zaman tartışmazdı. İnsanlara keyif, huzur veren, konuşmasa da birçok şeyi anlatan bir yapısı vardı. Allah rahmet eylesin." ifadelerini kullandı.

"Çocukların ruhuna hitap eden güzel hikayeler yazdı"

Turan Kışlakçı ise İdris'i Nobelsiz bir kahraman gibi gördüğünü belirterek, " Mevlana İdris, Nobel'i hak eden bir isim aslında, 60'a yakın hikayesi var. Hikayelerini okuyunca hayal gücünün ne kadar zengin ve kavi olduğunu görürsünüz." değerlendirmesinde bulundu.

Hikayelerinin "Binbir Gece Masalları" ve "Kelile ve Dimne" gibi masallara benzediğini aktaran Kışlakçı, şöyle devam etti:

"Çünkü biz kıssaların dünyasıyız. Hikayelerin dünyası bizde. Simyacı kitabının yazarı Paulo Coelho ile röportaj yaptığımda bana 'Eğer ben Doğulu, Şarklı bir insan olsaydım, her ay bir roman yazardım. Siz, hikayeleri bol alan fakat bunun kıymetini bilmeyen nesillersiniz.' demişti. Nietzsche, bir kitabında 'Bütün dünya edebiyatı yok olsa, sadece Binbir Gece Masalları kalsa, bütün dünya edebiyatı için yeterli olur.' diyor. Mevlana bunu başardı. Bugünün diline, çocukların ruhuna hitap eden güzel hikayeler yazdı. Mesela Mevlana'nın kitaplarının İspanyolca ve Portekizceye tercüme edilmesi için Alman ve İspanyol iki yayıncıyla görüşmüştük. Adamlar hikayeleri okudu ve 'Bu hikayeler bizde olsa, kaç kez Nobel almıştık.' dediler."

Etkinliğe Mevlana İdris'in kardeşi, yazar ve şair H. Salih Zengin, yeğenleri, sevenleri ve okuyucuları da katıldı. Konuşmaların ardından katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirdi.

Kaynak: AA / Ahmet Esad Şani - Güncel
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
Bu haber hakkında ne düşünüyorsunuz?
500
title