Mete Yarar: "Coğrafyada değişiklik Türkiye'nin rızası olmadan mümkün değil"
Güvenlik politikaları uzmanı Mete Yarar, "Coğrafyada bir şekil değişmesi olacaksa yeni bir yapılanma olacaksa bunun Türkiye'nin rızası olmadan olması mümkün değil." dedi.
Güvenlik politikaları uzmanı Mete Yarar, "Coğrafyada bir şekil değişmesi olacaksa yeni bir yapılanma olacaksa bunun Türkiye'nin rızası olmadan olması mümkün değil." dedi.
Yarar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yapılan anketlerde dış politikasına güvenin yüzde 80 gibi üst düzeyde bir sonuç verdiğini söyledi.
Bu güveni yüzde 60'larda yakalayan ülkelerin çok az olduğuna ve buna rağmen Türkiye'nin politikalarının bazı kesimler tarafından eleştirildiğine dikkati çeken Yarar, " Türkiye'nin Doğu Akdeniz, Suriye ve Libya politikasıyla ilgili bir çok anketler yapılıyor. Bu anketlerde çıkan en küçük rakam yüzde 80'lerde. Dünyada yüzde 60 desteği yakalan ülkeler 'Müthiş bir destekle bu işleri yapıyoruz.' diyorlar. Türkiye'de bu destek yüzde 80'in üzerindeyse lütfen kişilerin söylediklerine değil toplumun genelinin söylediklerine bakın." diye konuştu.
Türkiye'de konu milli politika olduğunda hiçbir parti gözetmeden liderin arkasında birleşen bir toplum yer aldığını belirten Yarar, geçmişte bu toplumun Bülent Ecevit'in, Necmettin Erbakan'ın, Süleyman Demirel'in, Devlet Bahçeli'nin arkasında dizildiğini, şimdi de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçilmiş bir lider olduğunu vurguladı.
"Cumhurbaşkanımızın bu yaptıkları asla unutulmayacaktır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'de unutulan şeyleri hatırlattığını söyleyen Yarar, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'de hepimize unuttuğumuz bazı şeyleri öğretti. Bunlardan bir tanesi yapabilme potansiyelimizin olması. İradeli olunduğunda birçok şeyin başarılabilmesi. Zor olan şeylerin bizim Türk toplumu için ne kadar kolay olduğunu bir kez daha gösterdi. Darbecileri püskürten bu halktı. Suriye sahasında yapılan operasyonlarda yerli ve milli sanayi dediğimiz silah teknolojisi dahil olmak üzere hiç kimsenin hayal edemediği şeylerde bu ülkenin potansiyeli olduğunu bize hatırlattı. Belki 10-20 yıl sonra Türkiye'deki birçok şey konuşulabilir ama Cumhurbaşkanımızın bu yaptıkları asla unutulmayacaktır. Bize kim olduğumuzu, içimizdeki potansiyelimizi bize bir kez daha gösterdi."
Türkiye'nin kendi coğrafyasında hem ekonomik hem askeri hem de ulus devlet olarak bölgesel bir güç olduğunu ifade eden Yarar, "Coğrafyada bir şekil değişmesi olacaksa yeni bir yapılanma olacaksa bunun Türkiye'nin rızası olmadan olması mümkün değil." dedi.
Yarar, birilerinin bunun için mücadele edebileceğini ancak maliyetin çok artacağını aktararak, Türkiye'nin hem maliyet artırıcı hem de oyun bozan bir faktörü bulunduğuna vurgu yaptı.
"Türkiye masada kendi bekası veya jeopolitik kazanımlarından vazgeçmiyor"
O yüzden bir şey yapmak isteyenlerin, Türkiye'nin de içinde yer alabileceği yeni masalar kurmaya ve onunla iş birliği yapmaya çalıştığına değinen Yarar, şu değerlendirmede bulundu:
"Bugün gördüğünüz Amerika-Rusya rekabetinin sebeplerinden bir tanesi de o. Rusya bir taraftan Türkiye ile iş birliğini artırmaya çalışırken bir taraftan da Amerika. Bu arada emperyal olmaktan vazgeçmiyorlar. Eskiden bu masaya hiç çağrılmayan Türkiye, en azından masada yer alarak kendi bekası veya jeopolitik kazanımlarından vazgeçmiyor. Bir şeyi konuşabilecek olan bir düzeyde. Bu da Türkiye'nin bölgesel bir güç olduğunun en büyük ispatlarından bir tanesi. Eğer iki taraf da sizinle konuşmayı çabalıyorsa ve bundan vazgeçmiyorsa Türkiye'nin konumunu bundan daha doğru anlatacak olan bir gelişme yoktur. Bu bir jeopolitik bir savrulma değil. Emperyal ülkelerin de Türkiye ile beraber çalışma istek ve gayretinden kaynaklanıyor. Siz sözü geçmeyen bir ülke olsanız en fazla talepte bulunursunuz ve bu taleplerin hiçbirinin amacı yok ama öyle değil. Süreçleri yönetebiliyorsunuz. Süreçlerin içine katkı sunabiliyorsunuz. Hatta süreci belki zaman zaman şekillendirebiliyorsunuz."
"Konvansiyonel savaşın paradigmaları değişiyor." diyen Yarar, "Bu paradigmaları değiştirirken de ülkeler kendilerine özgün yapılar ve fonksiyonlar yapabiliyor. Türkiye'nin bugün SİHA'ları ve İHA'ları konuşuluyor ama asıl bence TSK'deki değişimin görünen yanı, bir merkezden, bir ağ merkezi üzerinden yönetilebilen bir ordu olması. Bu F16'ların düşürdüğü uçaklarda da görüldü. SİHA'ların faaliyetlerinde de görüldü. Komuta etme anlamında da görüldü. Sahadaki topçu atışlarında da görüldü. Ordu bir komuta merkezinden ve birbirleriyle bağlantılı bir link üzerinden görüşebiliyor. Bu sahada büyük bir avantajdır. Bugün Türkiye'nin paradigma değişikliği, birçok konuda not olarak düşülecektir. İlk defa sürü İHA'ların kullanılması... Barış kartalının 'kement' projesi, hisarlar, sahadaki topçu birliklerinin koordinasyonu gibi birçok şey önümüzdeki dönemde harp okullarında ders olarak okutulacak." ifadesini kullandı.